İnsanoğlunun en temel değerlerinden biri olan iffet, yalnızca bireysel bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal barışın ve uyumun temel taşlarından biridir.

İffetin kaybolduğu bir toplumda, ne yapılırsa yapılsın, ahlaki ve sosyal sorunların düzeltilmesi neredeyse imkânsız hale gelir.

Kötülüklerin kökeninde yatan bu derin ahlaki çürüme, bireyleri ve toplumları yıkıma sürükler. “Lanetlenmişlerin gölgesinde büyüyen nefret, yıkımdan başka bir şey getirmez.” Bu söz, nefretin ve olumsuz duyguların bireyler üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi açıkça ortaya koyuyor.

Nefret, sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir zehir gibidir. İçinde barındırdığı düşmanlık, ayrımcılık ve hoşgörüsüzlükle beslenir.

Bu tür duygularla büyüyen bireyler, topluma karşı kin ve nefretle dolu bir anlayışla yaklaşır. Sonuç olarak, bu durum, toplumsal çatışmaların, şiddetin ve ayrışmanın doğmasına zemin hazırlar.

İffet duygusunun önemine tekrar dönmek gerekir. İffet, bireylerin kendilerine ve başkalarına karşı duyduğu saygının bir ifadesidir. Bu değer, bireylerin manevi olarak güçlü kalmalarını sağlar.

İffet, sadece cinsel ahlakla sınırlı değildir; aynı zamanda dürüstlük, adalet, sadakat gibi erdemleri de kapsar. Bu değerlerin benimsendiği bir toplumda, insanlar birbirlerine karşı daha saygılı ve anlayışlı olurlar.

Böylece, toplumsal ilişkiler güçlenir ve birlik beraberlik duygusu artar.

Nefret ve olumsuz duyguların toplumu nasıl tehdit ettiğini anlamak, bireylerin ruhsal ve sosyal sağlıklarını korumak açısından kritik bir öneme sahiptir. "Onlardan uzak durmak, ruhunu korumaktır." Bu ifade, insanın kendi iç dünyasını korumasının önemini vurgular.

 Olumsuz etkilerden uzak durmak, bireyin ruhsal dinginliğini korumasına ve sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Bireylerin kendilerini kötü enerjilerden arındırmaları ve pozitif bir çevre oluşturmaları gereklidir.

iffet kavramı sadece bireysel bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal bir ihtiyaçtır. Kötülüklerin kaynağı olan nefret ve olumsuz duygulardan uzak durmak, bireylerin ruhunu korumanın yanı sıra, toplumun huzurunu ve barışını sağlamak adına da büyük önem taşır.

İffetli bir yaşam sürmek, hem kendimize hem de toplumumuza karşı olan sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluk, daha aydınlık bir gelecek için atacağımız en önemli adımdır.

“İFFETİ OLMAYANLAR, RUHLARINI KARANLIĞA TESLİM EDER; ÖZDE ŞEREF, YÜZEYDE İSE YALAN BULURLAR"