İslam Dini Araplar tarafından, bu dini kabul eden başka milletlere mensup olan insanları, asimle ederek Araplaştırmak için kullanılmaktadır.

  İslam Dinini kabul ettikten belirli bir zaman geçtikten sonra, etnik kökenleri farklı bazı toplumlar, asimle olarak Araplaşmışlardır.

                Bu toplumlardan birkaç örnek:

                Libyalılar, Berberidir.

                Cezayirliler, Tuaregdir.

                Mısırlılar, Kıptidir.

                Filistinliler, Giritlidir.

                Lübnanlılar, Fenikelidir.

                Suriyeliler, Suryanidir.

                Iraklılar se Akaddır.

                Bu toplumlar İslam Dinini kabul ettikten bir zaman sonra Arapça ve Arap Kültürünü benimseyerek asimle olmuş ve Araplaşmışlardır.

                Arapların asimle politikasında ne kadar katı oldukları, Hanefi Sünni Mezhebinin teorisyeni İmam Azam’a karşı davranışlarından bellidir.(*)

                İmam-ı Azam,” Müslüman olan her milletin, kendi dilinde ibadet etmesinde dinen sakınca yoktur.”(**) Demiştir.

                Arapların İslam’ı kullanarak asimle etmede başarılı olamadıkları tek millet Türklerdir.

                Neden Türklerdir?

                Türklerde Araplaşmayı saray dışında kimse kabullenmemiştir.

                Anadolu Selçuklu Devletinin devlet dili Farsça, yönetim şekli Bizans örnek alınarak belirlenen bir yönetim şeklidir. Halkın ana unsuru olan Türkmenler ise Türkçe konuşur, Türkçe söyler. Ve Farsça bu nedenden halkta tutunamaz.

                Osmanlı İmparatorluğunda sarayın dışına çıkmayan, Türkçe Arapça ve Farsça karşımı suni bir dil olan Osmanlıca konuşulur

                Fakat halkın ana unsurunu meydana getiren Türkmenler Türkçe konuşur. Osmanlıca halk tarafından asla kabul görmez. Devlet Araplaşmak için çok uğraş verirken, bilimden uzak kalır. Gelişen bilimsel konulardan uzak kalması, bir süre sonra devletin yıkılmasına kadar gider ve yıkılır.

                Kurulan Cumhuriyet rejimi milletin kendi özüne uygun dil ve kültür politikası uygulayarak Araplaşmanın önüne geçilir.

                Fakat Cumhuriyetin ilanından bir süre sonra, özellikle de 1950 genel seçimlerinden sonra, koltuk sevdası fazlaca olan bazı politikacılar Araplaşmaya ağırlık vermeye başlasalar da başarılı olamayacaklardır.

                Bu arada Cumhuriyetin aydınlanma devrimlerin de etkisi, Araplaşmanın önüne geçilmesinde önemli rol almıştır.

                Türk Milletini Araplaştırmak için, içerideki siyasal İslamcılar, tarikatlar, bazı siyasi parti ve yöneticileri, emperyalizm ellerinden geleni yapamaya çalışmaktadırlar.

                Bu politikaya karşıda, Atatürkçüler, Ulusalcılar, Alevi Türkmenler, Alevi Zazalar, laik kesimler, demokrat ilerici kesimler, Kürtlerin önemli bir bölümü mücadele etmektedir.

                Bu mücadele ve aydınlanma devrini sonucunda Türk Milletinin Araplaşma asimle edilme operasyonu şimdilik başarılı olamamıştır.

                Ama tehlike devam etmektedir ve ihmal etmeye de gelmez.

                                                                                                                                             10 Kasım 2023 Cuma

                                                                                                                                             Ahmet Yılmaz

                (*) İmam-ı Azam

                (**) İmam-ı Azam. Prof. Yaşar Nuri