Mersin denildiğinde akla ilk gelen şeylerden biri sıcak iklimi, güneşi ve ılıman havasıdır. Akdeniz’in sıcak kollarında yer alan bu şehir, yılın büyük bir bölümünü bahar havasında geçirir. Ancak son günlerde Mersin’de alışılmadık bir soğuk hava dalgası etkili oluyor. Sokaklarda atkısız, montsuz gezmeye alışkın olan Mersinliler için bu durum hem şaşırtıcı hem de zorlu bir sınav gibi.

Soğuk hava, sadece üşütmekle kalmıyor, günlük hayatı da doğrudan etkiliyor. Sabah işe gitmek için yola çıkanlar, sert rüzgarla karşılaşıyor. Yağmur ve soğuk havanın birleşimi, özellikle yüksek kesimlerde don olaylarını beraberinde getiriyor. Çiftçiler, ani soğukların ürünlerine zarar vermemesi için tedirgin bir bekleyiş içinde. Özellikle narenciye üreticileri, don riskine karşı büyük önlemler almak zorunda kalıyor.

Mersin’in alışkın olmadığı bu hava durumu, kentin sosyal hayatında da değişimlere yol açıyor. Sahil boyunca yürüyüş yapmayı sevenler, artık sıcak içeceklerin peşine düşmüş durumda. Parklarda ve meydanlarda insan yoğunluğu azalırken, kafeler ve kapalı mekanlar dolup taşıyor.

Ancak bu soğuk hava dalgası, aynı zamanda bir farkındalık da yaratıyor. Zor şartlarda yaşayanlar, özellikle de evsizler için bu günler oldukça çetin geçiyor. Belediyeler ve hayırsever vatandaşlar, yardımlaşma faaliyetlerine hız vermeli, sokakta kalanlara sıcak bir çorba, kalacak bir yer sağlanmalı.

Mersin’de soğuk hava belki geçici bir misafir, ama geride bıraktığı etkiler kalıcı olabilir. Bu süreçte hem bireysel hem de toplumsal olarak dayanışma içinde olmak, şehrimizin sıcak ruhunu korumak için önemli. Unutmayalım ki, Mersin’i Mersin yapan sadece güneşi değil, insanlarının içindeki sıcaklıktır.