Seçimlerden sonra CHP'de sular durulmuyor.

Bir kesim seçim yenilgisinin faturasını Kılıçdaroğlu'na yükleyerek istifa etmesini istiyor.

Diğer bir grup ise Kılıçdaroğlu'nun aldığı yüzde 48 oyun gayet iyi olduğunu, dolayısıyla genel başkanlıktan istifa etmesine gerek yoktur diyor.

Bir değişim söylemi dillendirilip duruyor.

Bunu Kılıçdaroğlu karşıtları yaparken, ayrıca Kılıçdaroğlu'na değişim deyip duruyor.

Her zaman değişim sancılı olur.

Tıpkı doğum sancısı gibidir.

Ama sonu iyi olur.

Aslında her parti sürekli değişimden yana olmalıdır.

Bunu şu anda en iyi uygulayan parti Ak partidir.

Mesela bu seçimlerde 3 defa üst üste milletvekili olanlar listelere alınmadı.

Eski başbakan,meclis başkanı Binali Yıldırım,eski meclis başkanı Mustafa Şentop gibi partinin bir çok ağır topu milletvekili olamadı.

Ak parti bunu sadece milletvekilliğinde değil belediye başkanlarında,il ve ilçe başkanlıklarında da titizlikle uyguluyor.

Her seçimde meclisin yüzde 60'a yakın kısmını değiştiriyor.

Ama bunu CHP gibi köklü bir parti yapamıyor.

Boşver 3 dönem milletvekili olanları 4 dönem,5 dönem,6 dönem,7 dönem milletvekili olanlar var.

Nerdeyse milletvekili doğup,milletvekili ölecek bir yapı arzediyor CHP.

Peki bunun sakıncası ne?

Onların tecrübesinden mi yararlanılıyor?

Evet tecrübe önemli ama şu anki sistemde maalesef meclisin bir fonksiyonu kalmadı.

Dolayısıyla bu tez baştan çürümüş oldu.

Sakıncası şu;genç jenerasyon istediği konuma bir türlü gelmiyor.

Gençlerin önü kapalı CHP'de.

Sadece gençlerin değil,kadınlarında önü kapalı.

İşte bu süreçte CHP'de kongreler yapılıyor.

İlçe kongreleri tamamlandı şimdi il kongreleri başladı.

Değişimcileri temsilen Özgür Özel genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.

Önce Kılıçdaroğlu ile başbaşa bir görüşme yaptı daha sonra bir manifesto ile aday olduğunu deklare etti.

Burada bir danışıklı dövüş mü olduğu konusunda yorumlar yapıldı.

Öyle ya şu anda Özgür Özel Kılıçdaroğlu'nu mecliste temsil ediyor.

Ve adaylığını açıkladıktan sonrada bu görevine devam ediyor.

Cumartesi İzmir il kongresi yapıldı.

Üç adaylı bir seçimde adaylardan biri çekildi,atamayla gelen il başkanı delegelerin çoğunluğunu alarak yeniden il başkanı seçildi.

Kongrede blok oy teklifiyle beraber ortalık karıştı.

Tekme tokat millet birbirine girdi.

Büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer korumalar eşliğinde kongreyi terketti.

Özgür Özel'in konuşması bir grubun Kılıçdaroğlu sloğanları altında bastırılmaya çalışıldı.

Ne yazık ki bir demokrasi şölenine dönüşmesi gereken kongre tatsız olaylara neden oldu.

Başta da dedik;her doğum sancılı olur.

Umarım CHP'de ki bu değişimin sonucu da mutlu bir şekilde tamamlanır.

Esas kavganın İstanbul'da olacağını öngörebiliriz.

Orada İmamoğlu ve Kaftancıoğlu'nun ağırlığının ne yönde olacağına göre genel başkan değişikliği netleşir.

Ne yazık ki şu an CHP pek umut verecek yörüngenin dışına çıkmış vaziyette.

100. yılını kutladığı şu günlerde hala iktidar alternatifi olamamış olması ayrı bir tartışma konusu.

Kendi içinde birliği sağlayamayan bir CHP dışarıdan nasıl oy alacak?

Kavgalı bir eve kim kızını vermek ister.

CHP'nin bir an önce fabrika ayarlarına dönmesi gerekir.

Aksi halde sadece CHP değil Türkiye kaybeder.

Hele hele bu sistemde bir anamuhalefet boşluğu iktidarın ömrünün uzamasına neden olur.

Önümüzdeki mart ayında yapılacak yerel seçimler çok ama çok önemli.

Muhalefet için bu ölüm kalım mücadelesi olacak.

CHP'nin bu dağınık görüntüsü, İYİ Partinin her ilde aday çıkaracağını açıklaması iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.

CHP'de değişimin ve akabinde lider değişikliğinin dışında bir alternatif görülmüyor seçimleri kazanma konusunda.

Bizde ilgiyle takip etmeye devam ediyoruz.