Size bir sınav sorusu sormak istiyorum. Okulları kim temizler.A-Temizlikçiler,B- Öğretmenler,C-Veliler,D-Öğrenciler.Tabi ki ilk şıkkı işaretleyeceksiniz.Olması gereken bu değil mi?Peki okulda temizlikçi yoksa?Veya yeterli değilse?O zaman ikinci şık geçerli o zaman.Oda olmadı mı?En iyisi veliler yapsın bu işi.Onlarda yetersiz ise öğrencilere düşer bu iş.Bir garabeti yaşıyoruz.Okullar açılmış, ama temizliğin esamesi okunmuyor.Her taraf pislik içinde.Çöp kutuları dolmuş boşaltacak kimse yok.Yerler pislik içinde.Tuvaletler leş gibi.Hijyenik hiç bir ortam yok.Dahası sınıflar toz içinde.Bunu gören veliler almışlar kovaları ve temizlik bezlerini bir baştan bir başa okulunu temizliyorlar.Evini,işini bırakmışlar çocuklarının hasta olmaması için kolları sıvamışlar.Çoğu temizlik malzemelerini evlerinden getirmiş.Bu ekonomik krizde birde temizlik malzemesi almak peşine düşmüşler. Kaç katlı okulllar.Yüzlerce sınıf.Kocaman alanlı koridorlar,tuvaletler,lavabolar bir bir elden geçiriliyor.Zannedersem imece usulüyle yapılıyor temizlik.Çalışan anneler o yorgunluktan sonra birde temizlik işi ile uğraşıyor.Manzara bu.Tedbirsizlik,yeni ekonomik yaptırımlar bu sonucu doğurdu. Yani tasarrufa hükümet okullardan başlamış. Tuvalette sabun yok,yeterli peçete yok.Veli çocuğun çantasına sabun ve peçete koymak mecburiyetinde bırakılıyor.Neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.Ve hala hamasi söylemler ile olay geçiştirilmeye ve üzeri örtülmeye çalışılıyor.Ama artık mızrak çuvala sığmıyor.Olayın ilk duyulmasından itibaren velilerde bir telaş,bir korku başlamış.Gözü gibi baktığı evlatlarının göz göre göre hastalanmasından derin bir üzüntü içine girmişler.Ama yetkililer sanki bu olay yokmuş gibi kulaklarının üzerine yatıyorlar.Milli eğitim Bakanı maarif müfredatını Ak partinin yanına monte etme derdinde.

     Tam bu gelişmeler basına yansıyınca bir baktık milli eğitim Bakanı 30 bin temizlik alınacağını ve bu personellerin tam gün çalışacağını açıkladı.Şaşırdık mı tabi ki hayır. Acaba bu basına yansımasaydı temizlikçi alınır mıydı?Zannetmiyorum.Taki çocukların hasta olup evine gelinceye kadar.Ülkemizde toplam 60 bin civarında okul var.Demekki iki okula bir personel alınacak.Daha sonra yapılan açıklamada 120 bine çıktığı söylendi temizlik personel sayısı.Peki o çok katlı okullarda her okulda iki temizlikçi nasıl hizmet edecek.Genel temizlik yapılabilir mi?Bunu temizlik firmalarıyla anlaşma yaparak çözme imkanı yok mu?Buda mı tasarruf tedbirlerine takıldı.Ben banka müdürü iken temizlik firmasıyla anlaşma yapmıştık günlük ve hafta sonları temizlik yapılıyordu.Neden okullarda böyle bir anlaşma yapılmıyor.Belki biraz maliyeti fazla olur ama bir çocuğumuzun bile hasta olmasının önüne geçmeye değmez mi? Büyük bir pandemi geçirdik ve binlerce kişi öldü.Hiç mi ibret almadık.Hala aklımız başımıza gelmedi mi?

     Okulların bu durumu basın ve yayın organlarında yayınlanınca Ankara Büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş isteyen okullara temizlik hizmeti vereceğini ve temizlik malzemesi göndereceğini açıkladı.Bu açıklamadan sonra 269 okul talepte bulundu. Daha sonra 109 okul talebini geri çekti.Ve milli eğitim müdürlüğü demek ki müdürlere yolladığı resmî yazıda okul müdürlerine baskı yaparak isteklerini geri çektirdi.Hatta bir okulun iki katı temizlendi kalan katlarının temizlenmesine izin verilmedi.Bazı okullar ise talepte bulunulduğu halde kapıyı açmadılar. Şimdi oturup düşünmek lazım.Ya her iki kurumda bizim değil mi?Sen becerememişsin belediye hiç bir ücret talep etmeden okulları temizliyor.Yani bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.İnanılır gibi değil.Her şeyde bir bit yeniği aramakta neyin nesi?Bu kadar partizanlık olacak iş değil.İşin içinde yavrularımız var.Onların sağlıklı bir şekilde okullarına hijyenik ortamda devam etmesinde ne mahsur var.Madem belediyeyi devreye sokmayacaktın velilerden onca temizlik parası topladığın halde neden temizlik işi böyle basına yansıdı.Belediye bu işe el atana kadar nerdeydiniz?Yazık değil mi bu yavrularımıza.Hakikaten işin içinde garip bir durum var ve bunu çözecekte milli eğitim bakanlığı.

       Daha önemli bir konu çocukların beslenmesi.Bir çok aile çocuğuna harçlık veremiyor.Bir simit bir ayran olmuş 60 TL. Bunu gelir seviyesi düşük olan bir ailenin kaldırması mümkün değil.Koca milli eğitim bakanlığı çocuklara bir öğün yemeği neden çok görüyor?Bir işadamının bir yılda affettiğiniz vergiler kadar tutmaz bu maliyet. Ama görüyoruz ki iş adamlarına sağlanan imtiyaz bu yavrularımızdan esirgeniyor.Temizlik sorun,yemek işi sorun peki milli eğitim Bakanı ne yapıyor?Bol bol imam hatip okulu açıyor.Peki eğitimin kalitesi yükseliyor mu?Buna evet demek mümkün değil.İnsanlar yani göreceli durumu iyi olanlar çocuklarını özel okullara yolluyor.Ama garibanlar mecburen devlet okuluna yönlendiriliyor.Ama fırsat eşitsizliği burada da had safhada.Eğitimin kalitesi farklı.Ama sınavlarda sorulan soru aynı.Bizde 2.30 dakikada sınavlarla çocukları yarıştırıyoruz. Vah ülkemin haline vah.Büyüklerimiz de bu durumdan hoşnut vaziyette görevlerine devam ediyor.Acaba vicdanları rahat mı?