Okuduğum makalelerde gerek sosyal yaşamda gerek kurumsal yönetim kaynaklarında kısacası birçok alanda çokça karşılaştığım bir kavram değişim kavramı. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir düşüncesinin bile değişmeye başladığını görebiliyorum. Birçok kaynakta değişime ayak uydurmak, değişimin bir parçası olmak, değişime açık olmak gibi ifadelerle karşılaşıyoruz. Bu ifadelerle o kadar fazla karşılaşınca bu kadar fazla zikredilen bu popüler kavramların ne anlatmak istediği kadar ne kadar doğru ifade edildiğini kendime sormaya başladım.

Şöyle ki;

Değişime ayak uydurmak ifadesini ele aldığımızda bu ifade kişide (ya da kurumda) bence bir eksiklik duygusu yaratılmasına sebebiyet veriyor. Var olan bir sürece ayak uydurmak zorunda kalmak, birazda özgünlükten feragat etmek anlamına gelmiyor mu? Ya da çoğunluk bir yolda ilerliyor diye bu yol doğru yol mudur?

Diğer bir ifade ise değişimin parçası olmak. Aslında bir önceki ifadede verilmek istenen mesajla örtüşen bir anlam ifade ediyor. ‘’Değişimin parçası ol’’ yani ona uy! Sorgulama! ‘’Bak her şey değişiyor’’, ‘’Çok düşünme ve o rüzgara dahil ol’’ anlamı çıkmıyor mu?

Bana en makul ve en mütevazi gelen ifade ise ‘’değişime açık olmak’’ ifadesi. Evet, iş yaşamında, sosyal yaşamda, olanı biteni gözlemlemek, yeni yaklaşımları yeni anlayışları, yeni iletişim tekniklerini hatta yeni beslenme, diyet ya da egzersiz yöntemlerini takip edip, bu anlayışların doğurduğu olumlu olumsuz sonuçları irdelemek vs. bu gibi düşüncelerin gayet makul olduğunu düşünüyorum.

Bana kalırsa bir kişi ya da bir kurum yolunda gitmeyen herhangi bir şey görürse öncelikle kendi çözüm yollarını üretebilme kabiliyetine haiz olmalı. Çoğunluğun kullandığı ve belki de ona değişim adı altında dayatılan yönteme geçmeden önce yalın bir biçimde kendi iç dünyasında düşünüp harekete geçebilmeli.

Yaşamın belirli bir reçetesi yok. Değişen şartlara uyum sağlamak yerine değişimin ta kendisi olabilmek için yetiştirilen, değişimin bir parçası değil, değişimin öncüsü de olabilen bireylerden oluşan bir dünya yaratmaya çalışmak ütopik bir hayal mi sizce?

Ne gelenekselin küflenmiş taraflarına takılıp kalalım ne de değişimin popülist, hızlı ve bize dayatılan tarafına düşünmeden hoyratça kapılıp gidelim.

Değişimin kendisi olalım, düşünelim, sorgulayalım, soralım!