Önce hesap (!) soruldu…

                “Yeteri derecede tedbir alındı mı?”

                “Ne demeye askerimiz yıllardır savaşmakta?”

                “Gerekli donanımı hazırlayamıyor muyuz?”

Tercümeli olan bu söylediklerimin kime ait olduğunu hemen bildiğiniz için tekrar etmeme gerek yok!

Peki günler sonra ne oldu?

Terörle mücadele konusunda hazırlanan teskereye TBMM çatısı altında ONAY verildi!

Demek ki neymiş?

Hayat öğretiyormuş…

Hayatın öğreticisi MİLLETİN sesiymiş…

Milletin tepkisiyim…

Hem biliyoruz ki; teoriler pratikten doğar…

Bu arada meydan okuyan İyi Parti Genel Başkanı Akşener ne demekte “Altılı masa ortağı” CHP’ye?

“Buyurun. DEM’le açık açık imza atın, el ele verin…” vb.

“Altılı Masa” dağıldı, ittifaklar bitti (!) ancaaaakk hepsinden önemlisi yine hayatın öğretisi oldu; bölücülerle iş birliği MİLLETİMN tokadıyla birilerini kendine getirdi… (Dileriz…)

Bir beklentimiz daha var;

Filistin’in mücadelesi,

Israil Siyonizm’inin saldırganlığı,

Yemen’in Filistin mücadelesine verdiği fiili destek konularında SES çıkarmak…

ABD saldırganlığını sesli ve sözlü açıklayarak, İsveç’in NATO üyeliğine HAYIR diyecek TBMM’de ve oylamalarda yer almak…

“Hayat insana öğretir ama zamlı olarak,” diyor Erdal Atabek…

Ya zamlı öğrenmeye devam edeceğiz ya da bu konudaki sözüne dikkat çektiğim ve sıklıkla da kullandığım, yine Erdal Atabek’in dediği gibi “Hayat insana her şeyi öğretir ama AKIL HAYAT ÖĞRETMEDEN ÖĞRENMEK İÇİNDİR sesini dinleyeceğiz…

Düşman belli: AB-D, İsrail

Sürekli hayatın öğretmesini beklemek niye?

Aklımız, çalışmayı beklerken?

Tarafımızı belli edelim, mücadele rotamızı açıklayalım, durmaksızın dönmekten (!) vazgeçelim!