Kuru ya da ıslak

                Etkili mi?

                Uzun vadede olmasa da evet!

                Tekrarı olur mu ya da oluyor mu?

                Hem de çok…

                Tarihten örnekleri saymakla bitiremeyiz

                Diriliş-Ertuğrul, Kuruluş-Osman, Alpaslan, Selahaddin Eyyubi…İlk akla gelen tarihsel süreçlerin gözlerimizin önünde sergilenmesi ile başlayabiliriz…

                Hainler, işbirlikçiler, iktidarlarını yeniden ve yine kurmak için her yolu geçerli sayanlar… Bu yolda; dün altın tüccarlarından, daha sonra eşkıyalardan ve günümüzde de emperyalist işbirlikçilerinden medet umanlar, destek bekleyenler, umut arayanlar vardılar ve hâlâ da varlar…

                Havayı koklamakta mahirdirler. Art niyetlerine uygunsa hava, ses çıkarmayı görev sayarlar. Dahası için beklemeye sabırsızdırlar…

                Doksan üç yıl geçmiş. Öğretmen Kubilay, yobazların kuru da olsa gürültüleri arasında kafası gövdesinden ayrılmış ve zafer edasıyla sokaklarda dolaştırılmıştır. Olay, biçim bile değiştirmemiştir! Hizbullah’ın ülkemizdeki kan dondurucu vahşetleri henüz hafızalardadır. Cumhuriyet karşıtlığında öncülük eden Şeyh Sait adına üstelik Diyarbakır gibi bir mücadele merkezinde MEYDAN açılışı yapılabilmektedir. Seyit Rıza anıtı önünde Atatürk’ün kurduğu partinin temsilcileri basın açıklaması yapabilmektedirler.

                Doğru ile yanlış, güzel ile çirkin, iyi ile kötü savaşmaya devam ediyor. Uzun vadede kazanan her ne kadar doğru, güzel, iyi oluyorsa da vazgeçilmeyen, vazgeçilemeyen yanlış, çirkin ve kötü de günümüz koşullarında varlığını sürdürebilmektedir…

                Eğer ölen çocuk sarı saçlı mavi gözlü ise “Savaş bir cinayettir,” Eğer ölen, özellikle seçilen çocuk-kadın kara kaşlı kara gözlü ise öldürene her türlü silah-donanım vb. yardımı yapılması kaçınılmazdır!

                Hatta ülkende silah, mühimmat ve her türlü askeri yardım üsleri varsa onları da devreye sokmalısın ve “Tek kutuplu dünya” dayatmalarına teslim olmalısın!

                Doğru mu?

                “Hayır,” mı dedin? O zaman gereğini yap kardeşim!

                Ülke olarak yerinin Avrasya olduğunu BİL-GÖR-ANLA-GEREĞİNİ YAP!

                Sözünün eri ol, Filistin halkının yanında olduğunu dünyaya göster, kanıtla!

                KKTC’nin tanıtılması çalışmalarını arttır! Arttır ki, KKTC’nin DEVLET olduğu gerçeğini dünya da kabul etsin! Yaşadığımız Filistin gerçeğini iyi anla!

                Nabza göre şerbet içirmeye kalkanlar, sonunda şamar oğlanına dönerler biliyorsun…

                Dünkü kuru gürültüler bugün ıslatıla ıslatıla önümüze sürülüyor; Tarikatların Sivil Toplum Kuruluşları olduğu işleniyor, atama bekleyen yüzbinlerce öğretmen varken, rehber öğretmenler bekleyişlerini sürdürürlerken, camilerde görev yapması gereken imamlar, vaizler, müftüler akıl ve bilim yuvaları olması gereken okullara sızdırılmaya çalışılmaktadır!

                Kabul etmiyoruz!

                Herkes görevini yapacak!

                Öğretmen okulda, imam camide olacak!

                Kuru gürültüye pabuç bırakma zamanı çoktan geçti…