TAŞA TOPRAĞA GÖMÜLEN KAYNAKLAR…

Abone Ol

Uğurola Mersin, uğurola Türkiye…
Yaklaşık yirmi gündür yazılarıma ara vermiştim.
Biraz dinlendim; tam bir yıl olmuş İMECE Gazetesinde yazmaya başlayalı.
Birçok konuda yazmışım…
Ekonomi, politika, dış politika, belediyecilik, vs.
Olabildiğince okuyanları düşünmeye, sorgulamaya, esin vermeye, farkına varmaya yönlendirmeye
çalışıyorum.
Takdir sizlerin…
TAŞA TOPRAĞA GÖMÜLEN KAYNAKLAR…
Ülkedeki ekonomik sıkıntıyı hafifletebilmek amacıyla yalnızca faiz ve tutum (tasarruf) politikası, yani sıkı
para politikası izleyen hükümetin makul bir süre sonra faiz indirimi yapması bekleniyor.
Bu politika sonucu ister istemez piyasalarda bir durgunluk oluştu ya da oluşturuldu.
Zaten amaç da buydu…
Parayı piyasadan çek, harcama olmasın, durgunluk olsun, malını satamayan esnaflar, firmalar, imalatçılar
fiyatlarını düşürsün ve enflasyon düşsün.
Ne kadar kolay değil mi?
Para herkeste yok tabii, ama parası olanlar da paralarını piyasadan çekip faizde tutsunlar…
Yani harcamayıp uygun ortamı beklesinler.
Parası olanlar gözlerini taşınmazlara dikip dikkatle izliyorlar konut yapım sektörünü.
Sıkı para politikası sona erdirildiğinde hükümetin ilk yapacağı iş konut kredi faizlerini indirmek olacak
sanırım, öyle görünüyor.
Konut kredi faizleri indirilince ne olacak?
Çılgınlık başlayacak!
Sıkı para politikası nedeniyle durgunluğa girmiş olan konut sektöründe gerileyen konut fiyatları konut
kredisi faizlerinin indirilmesi ile oluşacak aşırı istem (talep) ile birden bire yükselecektir.
Konut sektörü şimdiden bu sürecin hazırlığına başladılar bile, olur olmaz konumlarda ruhsatlar alınıp,
temeller atılıp betonlar dökülmeye ve binalar yükselmeye başladı…
Zamanlama çok önemli burada!
Eğer en geç yılbaşından sonra konut yapı sektörünün beklediği düşük faizli konut kredileri yürürlüğe
konmazsa ne olur düşünmek bile istemiyorum…
Konut yapım sektörü büyük bir bunalıma düşer mi?
Dikkat edilmeli!
Yıllardır bir konut satın alma çılgınlığı var Türkiye’de.
Konut yapı sektörü aşırı desteklendi…
Sanki belediye yönetiyor gibi davrandı hükümetler…
Ülkeyi yalnızca konut yapı sektörü mü kalkındıracak?
Bu sektör dengeli bir şekilde planlanmalı…
Kaynaklar taşa toprağa gömüldü, rantın oluşturduğu geçici bir refah dönemi yaşadık…
Sonra bunalım (kriz) dönemleri yaşadık; yapı sektöründe en az 2-3 kez bunalım yaşandı.


İnşaat sektörü iyi paralar kazandı zaman zaman, işte bu dönemlerde kazançlarından oluşturdukları
sermayelerini katma değerli üretim yapacak yatırımlara dönüştürmeleri sağlansaydı bugün çok farklı olurdu
her şey.
MERSİN SIKI BİR ŞEKİLDE İZLENMELİ…
Mersin’in üzerinde çok durmalıyız hem de önemle durmalıyız hem de bugünlerde…
Geçtiğimiz haftalarda Yüksek Jeofizik Mühendisi Profesör Doktor Ahmet Ercan Mersin’de bir konferansta
konuştu.
Mersin Yapı Sektörü ve Konut Yapıları ile ilgili endişe dolu çok önemli bilgiler verip uyarılar ve yorumlar
yaptı.
28 Eylül 2024 tarihinde yine bu sütunda “YÜKSEK JEOFİZİK MÜHENDİSİ PROFESÖR DOKTOR AHMET
ERCAN MERSİN’DE BOŞUNA MI KONUŞTU?” başlıklı bir makalem yayınlandı.
Bu konferansı MTSO’nun İnşaatla ilgili Komiteleri düzenlediler, çok da iyi yaptılar; ancak bu konferansın
sonuç bildirgesi yayınlanmadı diye biliyorum…
Yayınlanmışsa bu Konferansı düzenleyen MTSO Komiteleri lütfen iletsinler bana.
Yayınlansa çok iyi olur, sektöre ve belediyeler referans bir belge olur; kamuoyu aydınlatılır ve sektördekiler
biraz daha temkinli ve uyarılara uygun inşaatlar yapmaya yöneltilirdi.
Konut yapım firma sahipleri ve arsa sahipleri nereye ve kaç katlı yapı yapılacak karar veriyor adeta.
İlçe belediyeleri de onların dayattığı planları uyguluyor gibi görünüyor ne yazık ki!
Konut yapım sektörünün gözdesi olan bazı ilçelerimizin belediye başkanlarının etrafında, yakınlarında sıkı
fıkı olmuş şekilde görüyoruz bazılarını…
Güzel görünümlü ve yüksek binalar yapılması çarpık yapılaşma ve isteğe göre çarpık imar planları yapıldığı
gerçeğini örtmüyor.
Konut yapı sektöründeki firmalar başka sektörlere kayacak şekilde esneklik gösteremiyor; bu yüzden
sürekli inşaat yapacak arsa ve arazi peşine düşüyorlar.
Orman, tarım alanı, dere yatağı, zayıf zemin hiç önemli değil, yeter ki arazi olsun…
Kim izleyecek?
Tabii ki Büyükşehir Belediye Başkanlığı, kentin en güvenilir kurumu olduğu kanaati var Mersin halkında.
İlçe Belediyeleri, özellikle Yenişehir ve Mezitli Belediyelerini sıkı izleyip denetlemeli Büyükşehir Belediyesi…
Bu ilçelerde çok yapı başladı bu aralar; dere yataklarına imar verilmiş mi, tarım alanlarına kıyılmış mı,
dümdüz bir güzergahta gitmesi gereken bir yolun güzergahı sırf firma ya da arsa sahibinin dayatması
üzerine değiştirilip zig-zag çizer duruma getirilmiş mi, abartılı kat yükseklikleri verilmiş mi, Profesör Ahmet
Ercan’ın uyardığı gibi sahil kesiminde zayıf ve sulu zemin olan yerlere yüksek katlı binaların yapımı için yapı
izni verilmiş mi???
Büyükşehir’e çok iş düşüyor, yetkin mühendis, mimar ve şehir plancıları var, Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliği var…
Sıkı bir denetim şart, kentin ve yaşayanların geleceği için şart!
YÜKSEK JEOFİZİK MÜHENDİSİ PROFESÖR DOKTOR AHMET ERCAN MERSİN’DE BOŞUNA KONUŞMUŞ
OLMASIN!

Sayın Ercan gibi bilim insanlarını dinlemeyip kulak asmayacaksak neden getiriyoruz bu bilim insanlarını
Mersin’e.
Aşırı kazanç hırsı gözlerimizi kör etmesin!
Biraz daha usturuplu davranalım…
Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…