Türkiye son dönemde ikili bir yöne doğru evrildi.Tıpkı bir karpuzun ikiye bölündüğü gibi ortadan ikiye bölündü.Her iki kesimde ne yazık ki birbirini anlamıyor.İktidarı destekleyenler her şeyin güllük gülüstanlık olduğunu söylüyor.Onlara göre Türkiye çok iyi.Her defasında Ak parti öncesini öne sürerek ne kadar değiştiğimizi iddia ediyorlar. Bu kesime göre hayat pahalılığı falan yok.Bu pahalılığı dış güçler çıkarıyor.Soğanı patatesi dış güçler depolayarak istifliyorlar. Sağlık sistemi çok iyi.Hastahaneler modern ve kaliteli.Ama eskiden öyle miydi?Hastalar hastahanede rehin kalıyordu.Senet imzalatmadan çıkamıyorlardı.İHA,Siha sayesinde bir çok ülkeye askeri alanda bağımlılığımız azaldı.Togg üretimi başlı başına bir devrim.Eğitimde kalite var ve yasaklar kalktı.Bu  ve benzeri söylemler sayesinde iktidarın icraatlarına toz kondurmuyorlar.Sanki başka bir dünya veya başka bir gezegende yaşıyoruz

Diğer bir grup ise iktidar ne yaparsa yapsın hep olumsuz düşünüyor.Siha ve İHA gibi milli teknolojilere bile burnunun ucuyla bakıyorlar. Hastahanelerde doktor yokluğu ve randevu alamamak gibi  konuları sürekli gündeme getirerek Sağlık sisteminin çöktüğünü iddia ediyorlar.Hayat pahalılığını zaten her daim gündemde tutuyorlar.Bazı haklı eleştiriler olmakla birlikte toptancı bir zihniyetle her şeye karşı çıkan bir muhalefet anlayışı var.Bu gruba göre Ak partinin 21 yıllık iktidarında hiç bir şey yapılmamış.Türkiye ilerleyeceği yerde geriye gitmiş.Yapılan olumlu icraatleri bile görmezlikten geliyorlar.Sanki bu iktidar döneminde hiç bir şey yapılmamış.Bazı gelişmeleri umursamıyorlar.Büyük bir at gözlüğü takmışlar hiç bir olumlu olayı görmüyorlar veya görmezlikten geliyorlar.

Cumhur ittifakı muhalefetten gelen hiç bir önergeyi kabul etmiyor.Bir çok kere verilen kanun teklifleri daha komisyona bile gelmeden kadük bir duruma geliyor.Verilen meclis soruşturma önergeleri cumhur ittifakının oylarıyla reddediliyor.Hal böyle olunca orada olan bu girdap içerisine taban giriyor ve büyük bir kopukluk yaşanıyor. Halbuki demokratik ülkelerde iktidar kadar muhalefetin de büyük önemi var.Muhalefetin olmadığı yerde denetim ve kontrol sistemi sekteye uğrar.Gelişmiş ülkelerde muhalefet en az iktidar kadar faaldır ve bir çok kanunun çıkmasında etkin rol oynar.Ama bizde öyle mi?Toptancı bir zihniyetle muhalefetin verdiği tüm önergeler içeriğine bile bakmadan reddediliyor.Böylece muhalefetin söz söyleme hakkı gasbediliyor.Bu da toplumsal kutuplaşmaya zemin hazırlıyor.

Öyleyse bu girdabın içinden nasıl çıkılacak.Bu kördüğüm nasıl çözülecek.Bu kutuplaştırıcı dilden ne zaman vazgeçilecek. Esas tartışmamız gereken konu bu.Aksi halde böyle devam ederse demokrasimiz bundan büyük yara alacak.Tavanda olan bir çözülme tabana sirayet edecek.İşin içinden çıkılmaz bir hal alacak.Bunu önlemenin tek yolu toplumsal bir mutabakat metnine tüm siyasi partiler imza atmalı.Süratle kutuplaştırıcı dilden vazgeçilmeli.İktidarıyla,muhalefetiyle bu ülke gerçeklerini de göz önüne getirerek uzlaşı kültürünü geliştirmeliler.Sen ben kavgasından uzak durmalılar.Yapılacak bir işin seçime endeksli olmasından derhal vazgeçilmeli.

Konu ne kadar ciddiyse de siyaset bu konuya duyarsız.Onlar seçimi nasıl kazanınızın peşine düşmüş vaziyette.O zaman bu birliktelik tabanda olacak.Taban siyasilere büyük bir ders vermeli ki siyasiler bir dağda böyle şeylerin peşine düşmeye. Çünkü siyaset bu ülkede halkla kopuk yaşıyor.Adeta bir seçkinler ordusu var karşımızda.Tabanı tanımayan liderlerin iki dudağı arasında seçilen vekiller tabi ki tabana bir şey veremez.Onun için ben bu tablonun değişmesinden yanayım.Halkı tanıyan,halkla iç içe olan siyaset kurumları başarılı olur.Ama millete tepeden bakanlar bu memlekete zarar verir.