Toplumsal normlar, bir toplumda kabul gören ve bireylerin uyduğu davranış biçimlerini tanımlar. Bu normlar, bireylerin toplumsal düzen içinde kabul edilmesini ve sosyal bağlantılar kurmasını sağlar. Ancak, toplumsal normlar bazen bireylerin içsel motivasyonlarıyla çelişebilir ve bu durum, psikolojik bozukluklara yol açabilir. Özellikle, dışsal ödüllere ve onaylara odaklanan normlar, içsel hedeflerden uzaklaşmaya neden olabilir ve bu da motivasyon kaybına yol açabilir.

İçsel motivasyon, bireylerin kendi değerleri, tutkuları ve istekleri doğrultusunda hareket etmeleridir. Dışsal motivasyon ise başkalarının beklentileri, toplumsal başarı anlayışı veya ödüller üzerinden şekillenir. Toplumsal normlar genellikle dışsal motivasyonu güçlendirir; bireyler, toplumdan onay almak ve başarı göstergelerini yerine getirmek için çaba harcar. Ancak, bu dışsal faktörler sürekli hale geldiğinde, bireyler kendi içsel hedeflerine odaklanmayı kaybedebilir ve sadece başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışabilirler. Bu durum, bireyde tükenmişlik, kaygı ve depresyon gibi bozukluklara neden olabilir.

Toplumsal normların yarattığı baskılar, bireylerin kimlik gelişimini de olumsuz etkileyebilir. İnsanlar, başkalarının beklentilerine uymak için kendi benliklerinden ödün verebilirler. Bu, kimlik bunalımına yol açar ve birey kendini tanımakta zorluk çeker. Kimlik çatışması yaşayan bir kişi, gerçek içsel hedeflerini ve isteklerini bulmakta zorlanır. Sonuç olarak, sadece toplumsal onay ve başarı için çaba göstermek, bireyi motivasyon açısından boşlukta bırakabilir.

Toplumsal normların, sosyal medyanın ve diğer çevresel baskıların oluşturduğu dışsal motivasyon kaynakları, bireyin içsel dünyasını gölgeleyebilir. Ancak, içsel motivasyonu yeniden keşfetmek ve başkalarının beklentilerinden bağımsız olarak kişisel hedeflere yönelmek, motivasyon kaybını aşmanın anahtarıdır. Bireyler, kendi değerleriyle uyumlu yaşamalarına ve içsel hedeflerine odaklanmalarına izin verildiğinde, motivasyonları artar ve psikolojik olarak daha sağlıklı bir yaşam sürerler. Bu nedenle, toplumsal normlar ve dışsal beklentilerle başa çıkmanın yolu, kişinin kendi içsel değerlerine ve hedeflerine odaklanarak, daha dengeli bir yaşam sürmekten geçer.