Emeklilerin,

                Atanamayan öğretmenlerin,

                İşsiz gençlerin,

                Girdi maliyetleri nedenleriyle üretemeyen üreticilerin,

                Emeğinin karşılığını alamayan işçilerin,

                Siftah yapamadan işyerini kapatan esnafın,

                Sosyal güvencesi olmayan ev kadınının… tepki oyları görüldü…

                Peki bu sıraladıklarımız ve dahası “Yeni” olgular mı?

                Ekonomimizi, iş insanlarımızı tehdit ederek örneğin Rusya’yla ticaret yapmamızı engelleyen ve üstelik yaptırım uygulayacaklarını bildirenin ABD kimlikli oldukları bilinmiyor mu?

                ABD emperyalizminin, ülkemizi üsleriyle, silahlarıyla, askerleriyle sardığı bilinmiyor mu?

                Ülkemizi parçalamak isteyen PKK terör örgütünü, eğitimle, silahla, parayla ve yine ABD tarafından desteklediği yeni bir durum mu?

                Sözüm ona Atatürkçüler tarafından, terör örgütünün TBMM’deki temsilcileriyle yapılan anlaşmalar ilk mi?

                Ekonominin AB-D para merkezlerine bel bağladığı bilinmeyen bir hal mi?

                Komşularımızla olması gereken birliğin ve beraberliğin yine AB-D tarafından sürekli engellendiği, tehditler savrulduğu hâlâ anlaşılmadı mı?

                Sahi, “Yugoslavya” diye bir ülke adı anımsıyor muyuz?

                Bir de üstüne, yeni bir devlet kuruluyormuş gibi Anayasa hazırlıkları var ki evlere şenlik…AKP’nin seçim sonrasındaki ilk değerlendirme toplantısı açıklamasında sözcü Ömer Çelik, “Yeni Anayasa bizim gelecek kuşaklara, çocuklarımıza borcumuzdur.” demez mi? Sormazlar mı adama; “Anayasalar nasıl yapılır bilmez misiniz? 1983 Anayasası dediğiniz Anayasada onlarca kez değişiklik yapılmadı mı? Anayasada maddeleri değiştirmek ya da eklemek ayrıdır, YENİ BİR ANAYASA yapmak ayrıdır,” demezler mi?

                Pekiiiii,

                Seksen beş milyon, yine ve yeniden açılım günlerine mi dönmek istiyor? Belli ki bir yerlerden düğmelere basılıyor…

                Ya da basılan bu düğmelere Türk Milleti’nin yanıtı hâlâ net değil!

                Ülkemizin her yanında yaşananlar ders olamıyor mu? Filistin, Ukrayna, Suriye, Irak, İran, Yunanistan, son olarak Romanya’da kurulan NATO’nun en büyük üssü…

                Urfalı, isot tarlasına girildiğinde harekete geçmişti…

Çözüm var, eğer isteniyorsa…

Atatürkçü program olan üretim programını iktidar yapmak!

Acılara üzülmek, yakınmak, ölümlere inanamamak, açlık ve yoksulluk sınırlarını zorlamak…

Yetmez mi?

“Anladık anlamasına ama…” diyorsak eğer kabul edilemez!  

Gereğini yapmak çok mu zor?