Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin ekonomisi kırılgandır.Adeta pamuk ipliğine bağlanmıştır.En ufak bir krizde kopabilir.Bu küresel bir krizde de olabilir,bölgesel bir krizde de olabilir.Tamamıyle global küre içerisinde bir gidip,gelebilir.Çünkü eldeki parametreler gücü kaldırmayabilir.Bir evin kolonları gibidir.Nasıl bir inşaatta kolonlar güçlü değilse en ufak bir sarsıntıda bina çökerse,dünyanın öbür ucunda olan bir olay, bir eylem her tarafı etkiliyor.Orada ki olaydan bana ne deme lüksümüz yok.Ülkeler arasında imzalanan ticaret anlaşmalarıyla dünyanın tüm ülkeleri zincirleme birbirine bağlanır.Bir tarafta zincirin biri koparsa diğer zincirleri otomatikmen etkiler.Bazı ülkeler daha doğrusu ekonomisi güçlü olan ülkeler bu badireyi az hasarla atlatır.Bizim gibi az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler ise bundan ziyadesiyle etkilenirler.Onun için güçlü ekonomiler bir ülkenin parametreleridir. Küresel aktörler bu parametrelerle oynayarak zayıf halkayı koparırlar.Filistin,İsrail çatışmasında borsamızın düşmesi bunun en büyük göstergesi.Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta yine etkilenen biz olduk. Buna rağmen savaşta olmalarına karşın ne Rusya, nede Ukrayna bu savaştan bizim kadar etkilenmediler.Her iki ülkenin enflasyon oranı bizden daha düşük.

     Soru şu;bu ekonomi düzelir mi?Bunun için sihirli bir güç mü gerekir yoksa akıllı,rasyonel bir veri tabanı mı lazım?Nebati gibi hayallerle mi uğraşacağız,Şimşek gibi gerçekçi bir ekonomi tablosu mu ortaya koyacağız.Bazı emirlerle mi ülkeyi yöneteceğiz,yoksa akıl,izanla mı yöneteceğiz?Sorular burada düğümleniyor.Evet Nebati’nin akıldan yoksun ekonomi politikası yüzünden hem döviz yükseldi,hemde enflasyon arttı.Kur korumalı mevduat zırvasıyla ekonomimiz büyük yara aldı.Bir avuç daha zengin olurken büyük bir halk kitlesi gittikçe fakirleşti.Zenginin daha zengin,fakirin daha fakir olduğu bir süreci hep birlikte yaşadık.Hayallerle,gözlerin ışıldamasıyla,uykuya dalıp altı at sonra uyanmayla bu işlerin yürümeyeceği anlaşıldı ama bu ülkeye çok güç kaybettirdi.Hala da bunun sancılarını çekiyoruz.

      Şimdi dümenin başında Mehmet Şimşek var.Uzun yıllar ekonomiyi yöneten Mehmet Şimşek tekrar ekonominin başına getirildi. Şimdi herkes Mehmet Şimşek’e kurtarıcı gözle bakıyor.Hem içeri de,hemde dışarıda Şimşek itibarlı,işi bilen biri olarak biliniyor.Dış kredi konusunda avantajlı bir konumda.Ama acaba Şimşek tam yetkiyle mi o koltukta oturuyor bunun tartışması var.Önümüzde yerel seçimler var.Şimşek ister istemez yapacağı atılımları seçimlere göre dizayn etmek mecburiyetinde.Bazı konularda ne kadar direnirse dirensin yerel seçimler onu frenliyor.Çünkü iktidar bir çok Büyükşehir’i tekrar almak istiyor.Benim öngörüm yerel seçime kadar Mehmet Şimşek tam yetkiyle çalışamayacak ama seçimlerden sonra tam pres ekonominin dümenine geçecek.

      Seçimlerden sonra ekonomi de bir çok adımlar atıldı.KDV,ÖTV oranları artırıldı.Cari enflasyon tahmini gerçekçi rakamlarla güncellendi.TÜİK gerçekçi enflasyon rakamları açıklar oldu.Merkez Bankası Kur korumalı mevduat hesabını tasfiye etmeye başladı.Orta Vadeli Planı meclise sundu. 2024-2028 yıllarını kapsayan içinde eksiklikler olmasına rağmen yapısal reformlar için bir adım atıldı.Üç yılda dövizin, enflasyonun nerelere gelebileceği bilimsel verilerle ortaya konuldu.Toplumun her kesimini ilgilendiren maddeler serpildi bu taslağın içine.Artık sanayici önünü daha rahat görecek,çalışanlar ve emekliler alacağı zam mı önceden bilecek.Bu yönüyle Şimşek ve ekibinin hayalden uzak rasyonaliteye dayanan yaklaşımının ülke ekonomisini düzeltmekte faydalı olacağını düşünüyorum.

       Şayet küresel bazda bir kriz çıkmazsa, yeni bir savaş,bir deprem yaşanmazsa bu plan da titizlikle uygulanırsa başarılı olacağına inanıyorum.Nasıl olsa yeni bir seçim kısa vadede mümkün değil.Şimşek’in elini kolunu bağlayacak bir şey kalmıyor ortada.Dış müdahaleler olmazsa Türkiye ekonomisi en fazla iki yıl sonra tek hanelere düşecektir.Kişi başına düşen milli gelir artacaktır.Halkın alım gücü arttıkça toplumsal bir rahatlama sağlanacaktır.Bize düşen bu planı desteklemek ve halkın refahı için atılacak her adımı alkışlamaktır.Bekleyip göreceğiz.