Kadınlar ne ister?

Psikolojik düşünürlerin en anlayışlılarının başında gelen Sigmund Freud’un bu konu üzerinde düşündüğünü biliyoruz. Freud: ‘Bugüne değin hiç yanıtlanmamış olan ve otuz yıldır kadın ruhunu araştırmama karşın benimde şimdiye kadar cevabını bulamadığım o büyük soru şu: Bir kadın ne ister?’ Bu soruya, Jacques Lacan:''Hükmedebileceği bir efendi ister.'' Rilke: ''Kadın cevaplanmak ister, soru olarak kalmak onun yaratılışına aykırıdır.'' cevaplarını verirler. Bizimse Freud’un sorusuna cevabımız: Kadınlar tam olarak şunu isterler; biyolojik, psikolojik ve ruhsal ihtiyaçlarını gideren iyi bir kadın-erkek ilişkisi isterler.

Kadınlardaki hipergami kavramı nedir?

Kadının, birçok yönden kendisinden üstün bir erkekle ilişki yaşama isteğine hipergami denir. Hipergami konusu çok yanlış yorumlanan bir olgudur. Bu yüzden bu konuyu aydınlığa kavuşturmak için hipergamiyi her yönüyle değerlendirecek ayrı bir yazı ile ele alacağım. Bu yüzden hipergamiyi şimdilik es geçiyorum.

Hangi kadınlarla uzun ilişki veya evlilik ilişkisi yürütülemez?

1-Babasıyla sağlıklı bağ kuramayan kadınlar: Bu tür kadınlar yaşamlarına aldıkları yetmez erkekler bir yana maskülen özü güçlü erkeklerle de bağ kurmakta çok ciddi sorunlar yaşarlar. İlişki içerisinde kendilerini değersiz hissetmeleriyle ve sevgi alamadıkları iddiasıyla kendilerini belli ederler. Yaşamında bu tür kadınlarla birlikte olan bir erkeğin çelik gibi bir sinir sistemine sahip olup; aynı zamanda çok güçlü bir rasyonaliteyle hareket etmesi gerekir. Ancak böylece ilişkiyi birkaç yıl sürdürebilir.

2-Borderline kişilik bozukluğuna sahip kadınlar: Kişinin duygu, düşünce ve algılama biçiminde, insanlara karşı olan duygularında ve ikili ilişkilerinde problemlere yol açan bir ruhsal rahatsızlıktır. Rahatsızlığı tanımlayan ‘Borderline’ kelimesi ‘sınırda, belirsiz’ anlamını taşır. Bunun nedeni Borderline kişilik bozukluğunun ilk tanımlandığı dönemde; nevroz ve psikoz olarak adlandırılan iki psikiyatrik durum arasında sınır olarak kabul edilmesidir.

1-Aile, arkadaş ve sosyal ortamdaki kişilerle ilgili çabuk değişen uç duygulara (abartılı sevgi ya da ölçüsüz nefret gibi) sahip olma2-Benlik duygusunda bozulma, ölçüyü yitirecek düzeyde aşırılıklara kaçma3-Biriyle çok çabuk yakın ilişki kurma ya da yakın olduğu biriyle sebepsiz yere, aniden iletişimi kesme

4-Kendine zarar verme

5-İntihar düşüncesi veya girişimi

6-Sadakatsizlik düzleminde cinsel davranışlar sergileme.

6-Ani gerçekleşen ve yoğun yaşanan ruh hali değişimleri.

7-Öfke kontrolünde problem yaşama.

8-Boşlukta hissetme

Borderline kişilik bozukluğu yaşayan kişilerde saydığımız belirtilerin bazıları belirgin olabilir tüm belirtilerin ortaya çıkmasına gerek yoktur. Bu arada yaşayan her insan bir oranda Borderline’dır. Burada hastalığın yüzdesi artık kontrol edilemeyecek düzeydeyse bireyi bu hastalık yönetir hale gelir. Bu kadın tipi mağduru, erkek danışanlarımın çoğunun hala bu kadınları unutamadıklarını gözlemlemiştim. Bunun sebebi de erkeğe yaşatılan sıradışı özel yaşam deneyimleridir. En güçlü alfa erkeğin bile borderline bir kadınla ilişki süresi 4-5 yılı geçmez.

3-Toksik ilişkinin yoğun yaşandığı ailelerde yetişmiş kadınlar: Kavga ve tartışma ortamında yetiştikleri için yaşamına aldığı erkekle sürekli bir kavga etme ihtiyacı hissederler. Elinde olmayarak ilişkinin olumsuz taraflarına odaklanıp tartışma ve kavga etme ihtiyacı hisseder ve bunun sonucunda haklı çıkma isteği ihtiyacını doyurmak isterler.

4- Geçmişinde eşini veya sevgilisini aldatmış kadın: Bu kadın modeliyle uzun ve ciddi ilişki veya evlilik ilişkisi olamıyor. İlişkinin başında kadın kendisini erkeğe idealize ederek sunar! Tecrübeli(!) oldukları için flörtüz yaklaşımda da ustalaşmışlardır. Erkeği öyle bir ilişki düzlemine çekerler ki, ilişkinin yönetimi bütünüyle onların kontrolündedir. Bir erkek olarak onlarla gittiğiniz her ortamda lokanta, davetler, spor salonları kaşı gözü oynar vaziyette flörtöz ve ilgi arayan tavırlar sergilerler. Danışanım olan ve aynı zamanda statü olarak üst düzey bazı kadınların, garson bir çocuğun ilgisine bile ihtiyaç duyduklarını gözlemleyip, kadınların ağzından da duymuştum. Sürekli yeni erkek arayışları devam eder. Egoları ilgi ve onay açlığı yaşar sürekli. O yüzden birçok erkekle yazışırlar aynı anda. Müthiş düzeyde yalan söylerler. Ve maddi güç bir erkekte aradıkları en temel kriterdir.(Özellikle, eşini aldatıp; boşanmış, çocuk sahibi, genç erkek avcısı ‘şeker anneler’ bu kategoridedir.)Ruhen dejenere olma halinin sembolüdür bu kadınlar. Uzun ilişkiye erkek uygun ve hazır olsa da, bu kadın modeli yapamaz hale gelmiştir. Bu tip kadınlar yaşamlarına fazlaca ve çoğu da değersiz erkek aldıkları için genel olarak kendilerini değersiz hissederler. Ve bu kadınların genelinin erkek düşmanlığı zemininde feminizme angaje olduklarını görürsünüz. Bunların tedavi yolları psikoterapi vs. değil bir alfayla ilişkiye başlayıp; sadakatsizlik girişimleri nedeniyle alfaya yakalanmaları ve alfa erkek tarafından aldatılmaları onların bu konudaki empati yeteneklerinin gelişmesine ve kısmen de olsa rehabilite olmalarına sebep olur!

Kadın ve erkeklerin geçmiş ilişkilerini değerlendirme biçimleri nasıldır?

Kadın zihni geçmişinde ilişki yaşadığı erkekleri sürekli kıyaslar vaziyette işler. İlişkide olduğu erkeği devamlı geçmişindeki erkeklerle mukayese eder. Eğer geçmişi çok erkek barındırıyorsa, sürekli kıyaslamalar nedeniyle kendini sağlıklı bir şekilde şimdiki ilişkisine katamaz ve ne kendine ne de erkeğine huzur verir. Erkek zihni ise tam tersi bir işletim sistemine sahiptir; kıyaslama yapmaz pek.

Devam edeceğiz…