Dünya üzerinde hemen hemen bütün kültürlerde babaya saygı neden ortak bir değerdir?

Bu soruya cevap anlamında Sigmund Freud’un etkili bir iç görüyle yaptığı tespitini paylaşacağım. Freud’un bu tespiti tarihi bir veriye dayanmamakla birlikte daha çok mitsel(efsanevi) bir tespittir ve bana göre önemlidir.

 Freud: ‘Dünyada var olan veya var olmuş hiçbir kültür yoktur ki; babaya saygı duyulması gerektiği fikrini savunup; ileri sürmesin’ der.  Bunun sebebini ise şöyle açıklar: Tarih öncesi bir dönemde çocuklar, babaları tarafından sakat bırakılmamak veya istemedikleri bir yaşantının babaları tarafından onlara dayatılmasından kurtulmak için babalarını öldürdüler; sonrasında da bundan pişmanlık duydular. Çünkü babalarının, büyük babalarının ve atalarının hayaletlerinin(ruhlarının) onlardan intikam alacağından korkup; onların ruhlarına tapınmaya başladılar. Hissedilen suçluluğu giderme ve buna eşlik eden korkunun aşılması için gelişen tapınma süreci, yaşlılara hürmet ve en özelde de babaya saygı olarak evrildi. Bu durum da insanlığın kolektif bilinçaltına arketipsel olarak kazındı ve nesilden nesile aktarıldı. Bu tapınma durumunun ilk ortaya çıkış formuna yakın bir formda, temel bir toplumsal inanç olarak yaşandığı ülkelerden biri olan Japonya da ‘Şintoizm, Atalar Kültü’ olarak günümüzde de popülerliğini korumaktadır.

Kadınlar neden makyaj yapar ve süslenmeyi sever?

Doğada eş seçimi sürecinde dişiler süslü ve gösterişli erkekleri seçerler. Genel olarak kural böyle işler. Fakat bu kural insanda açıkça ihlal edilircesine; kadın süslenmeyi ve kendinde var olan güzellikleri sergilemeye doğuştan meyilli bir davranışın içindedir. Erkek ise doğası gereği güzelliğe meftundur.(Düşkündür.) Devasa bütçeli kozmetik sektörü bu karşılıklı arz-talep dinamiğinden dolayı oluşmuştur. (2024 yılı verilerine göre; ticari hacmi yaklaşık 750 milyar dolardır. Kozmetik sektörü, insanoğlunun en mantıksız ve israfa dönüşmüş ticari gelişmelerinden biridir. Bu parayla dünyadaki açlık sorunu kolaylıkla bitirilebilir.) Özelikle günümüzde en güçlü ekonomik sistem olan Kapitalizm; erkek ve kadın doğasının yasalarına hakim olan davranışçı psikologlar rehberliğinde; kadını,(yukarda ifade ettiğim kendi güzelliğini gösterme isteğini kullanarak) sattığı her ürünün reklam yüzü yaparak kullanmaktadır. Ayrıca bu sistem, kadınların tüketim ve harcama ihtiyacını bildiğinden; kendisine, genç nüfusla birlikte kadını, ürün satacağı ana hedef kitlesi olarak belirlemiştir.

Kadın-Erkek ilişkilerinde, erkeklerin ve kadınların kokuya duyarlılıkları nasıldır?

 Erkekler, kadınların kullandığı kokular konusunda çok savunmasızdır. Kadının kullandığı koku veya kadının doğal kokusu(bunu çok az erkek algılayabilir.) erkeğin zihinsel bariyerlerini devre dışı bırakarak direkt bilinçaltına vurur ve erkeği teslim alır. Tarihi süreç içerisinde erkekler koku alma özelliklerini büyük oranda yitirdiler. Fakat kadınların bu yetisi hala çok keskindir. Ancak bu durumun istisnası olarak, Spirütüel(Ruhsal) aşkı deneyimleyen bir erkek, aradaki mesafe ne kadar uzun olursa olsun; sevdiği kadının kokusunu istemsizce herhangi bir anda alabilir. Bu sıra dışı olaya dair birçok tanıklıklarım oldu.

Kadınlar genel olarak, doğal kokusunu sevmediği bir erkeği sevemez. Bu durum neredeyse temel bir yasa hükmündedir.

Kadınlar neden altını çok sever?

1-) Modern Fizik biliminin verilerine göre; evrende katı forma sahip her madde veya cisim, enerjinin donmuş formudur. Ve etraflarına belli dalga boylarına sahip enerjiler yayarlar. İşte bu sırra binaen İnsanoğlunun bedeni de donmuş enerjidir. Beden sürekli etrafına enerji dalgaları yayar. Buradan hareketle kadın bedeninin yaydığı enerjinin dalga boyuyla, altın elementinin yaydığı enerjinin dalga boyu aynıdır. Bu yüzden altın takan kadınlar kendilerini daha dişil hissederler. Ve bu nedenle de altını çok severler. Gündelik yaşamda altın takan erkekleri gözlemlerseniz, dişil özelliklerinin, eril özelliklerinden daha fazla olduğunu göreceksiniz.(Özel yaşam tercihlerini kastetmiyorum; toplumsal davranış kalıplarını vurguluyorum.)

2-) Tarihi seyir içerisindeki kadın-erkek ilişkilerinde; erkeğin, kadını terk etmesi, herhangi bir sakatlık durumu veya erkeğin ölümü vb. gibi aksi durumlarda altının ekonomik değerinin kadına ve çocuğuna mali güvence sağlaması ve gelecek kaygısını hafifletmesi yönüyle de altın, kadınlar tarafından sevilir. Kadının, neslin devamı için ‘faydacı sevgisine’ tam bir örneklik teşkil eder.

Kadınlar neden sürekli şikayetçi ve memnuniyetsiz bir üsluba sahiptirler?

Kadınların şikayetlerinin çoğu zaman bir içerikten yoksun olduğunu görürüz. Genel olarak kadınlarda bu durumdan rahatsızdır. Ancak bu davranış kalıbı psikolojik kimyalarının temel bir bileşeni haline gelmiştir. Bunun yüzeyde ve görünen nedeni sahip oldukları değişken duygu-durumdur. Daha derinlerde yatan amaç ise erkeğini hem mental(zihinsel) hem de psikolojik olarak daha güçlü kılmaktır. Bilinçaltı düzeyde hedeflenen ise erkeğin, kadını ve çocuğu için sahip olduğu koşulların daha iyisini hedeflemesi ve bunun uğrunda mücadele etmesidir. Kadın aslında bilinçaltının karanlık dehlizlerinde bunu istemektedir.