DEM’İN ANAYASA PAZARLIĞI CHP’Yİ KAPATABİLİR!

       MESELE REJİM MESELESİDİR!

       19 MART Siyasi Operasyonunda AKP İktidarının Muhalefete yaptırım darbesi hızla devam ediyor. Birçok çevrelerce siyasi bir darbe olarak ta nitelendirilen bu gidişatın ülkemizi her alanda zarara uğrattığı da ayrıca her gün gündem oluyor. Ekonomiden eğitime, ticaretten turizme, sağlıktan enflasyona, piyasalardan merkez bankasına, milletimizin kredi borçlarından dış borçlara kadar her alan kendi bünyesinde zarara uğrayarak etkilenmiş durumda. Peki iktidar neden hiç aldırmadan siyasi operasyona devam ediyor?

       CHP’YE KAYYUM GELİYOR

       İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’un Cumhurbaşkanına “AHMAK” dediği kelimeden yargılanması, usulsüz yatay geçiş yaptığı üniversiteden aldığı diplomasının iptalinin ardından iktidar yine dur durak bilmedi. Çünkü iktidar önceden hazırladığı PLANI uygulamaya devam ediyor. İMAMOĞLU’nu Terörden değil de Yolsuzluktan TUTUKLAMAYI seçmen nazarında oy potansiyelini azaltmak için tercih ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Siyasetinde belki de Cumhuriyet REJİMİNİ SONLANDIRMA Operasyonu diye de adlandıracağımız bir PLAN süratle işliyor.

       İKTİDAR NEDEN DURMUYOR?

       AKP İktidarı; Cumhur İttifakı Ortağı ve MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’nin özel desteği ve diğer ittifak ortaklarının meclis koltuk sayısının yetersizliği ile yeniden Cumhurbaşkanı RTE’yi aday göstermenin yolunu açamıyordu. Yeni sisteme göre Anayasa Değişikliğinin TBMM’ne Referanduma sunularak yapılması için 360 Milletvekilinin Mecliste oy vermesi gerekiyor. Referandumsuz yapılması Cumhurbaşkanının karar alması için ise; 401 Milletvekilinin oy vermesi gerekiyor. 16 Nisan 2017 Referandum seçimlerinde değişen Anayasa maddesine göre meclis 600 Milletvekilinden oluşuyor. 2017 Referandumunda bir kişinin 2 defadan fazla Cumhurbaşkanı Adayı olamaz maddesi de vardı. O zaman da baskı ile Anayasada olmayan adaylık yine gerçekleşti. Muhalefet hiçbir şey yapamadı ve hala ders çıkarmadı! Ayrıca 2017 Referandumu AKP İktidarının PLANLARINA göre hazırlanmıştı. Fakat AKP İktidarının 2023 Genel Seçimi sonucunda TBMM’de sayılarının 300’lerin altına düşmesi hazırladıkları planı yetersiz kıldı.

       14 Mayıs 2023 Genel Seçim Sonuçlarıyla; AKP: 268, CHP: 169, YSP: 61, MHP: 50, İYİ Parti: 43, YRP: 5, TİP: 4 Milletvekili çıkardı.

       DEM’İN ANAYASA PAZARLIĞI

       2023 Genel Seçimlerinde muhalefeti destekleyen HDP (DEM), 2024 Yerel Seçimlerinde CHP ile birçok CHP Belediyesinin yeniden seçimleri kazanması için Belediye Meclis Üyeliklerine kendisinin kazanamayacağı ama CHP’nin kazanabileceği yerlerde, CHP Belediye Meclis Listelerinden seçime girerek destek verdi. CHP yereldeki başarısını DEM, İYİ Parti ve diğer az potansiyelli muhalefet partilerinin desteğiyle 2024’te daha da arttırmıştı. CHP Belediye Meclis Listelerine DEM’li isimleri verecek kadar Millet İttifakına destek veren DEM Parti hem iktidarla hem de muhalefetle aslında kendi siyasi çıkarlarını ve parti çıkarlarını gözeten anlaşmalarla politika ve siyaset yapıyor. Tıpkı MHP’nin hem iktidar gücünden hem de AKP Belediyelerinden faydalandığı gibi…  

       İki ETNİK Fikir Siyaseti yapan DEM ve MHP’nin yaptığı siyasi anlaşmalar ülke siyasetine ve geleceğimize çok büyük zararlar verdi. Eğer bu iki siyasi parti olmasa; Türkiye’nin her alanda daha ileri seviyede olacağı, siyasi süreci ve yaşam sürecini yüksek refah düzeyinde geçireceği kanaatindeyim…

       DEM Parti geçmişte yaşadığı ÇÖZÜM SÜRECİ aldatmacasından ders çıkarmamış olacak ki AKP İktidarı ile yeniden bir başka pazarlıkla masaya oturdu. Üstelik bu pazarlığın önünü açan ve destekleyen MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ oldu. BAHÇELİ; Öcalan’ın serbest kalıp TBMM’de konuşma yapması gerektiğini dahi ağzıyla söyledi. DEM’li Belediyelere Kayyum atanmamış gibi, Selahattin DEMİRTAŞ suçlu bulunmadığı halde hapishanede yatmamış gibi, 3 Kasım 2015 erken seçiminde planlı olarak zarar görmemişler gibi, binlerce askerin ve insanın ölümüne, bebeklerin katline sebep olan AMERİKAN Uşağı APO’nun özgürlüğü ve meclise gelmesi üzerinden DEM Parti Anayasa pazarlığına oturdu…

       19 Mart Siyasi Operasyonunda gördük ki bir yanda suçsuz gençler gözaltına alınırken, yargılanmadan siyasilere tutuklama çıkmışken; DEMLİLER Diyarbakır’da Nevruz Kutlamalarında KÜRDİSTAN Bayrağı salladılar. Ne yazık ki Türk Polisi Kürdistan Bayrağı sallayan, taşıyan hiç kimseyi gözaltına almadı, tutuklamadı! Yaşanan bu olumsuzluklara karşı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu an var mı? Yok mu? Her T.C. Vatandaşı önce bu soruyu sorgulamalıdır. Devletin varlığı ve bağımsızlığı için ne yapılması gerektiğini de artık idrak etmelidir.

       Ayrıca; Almanya’nın KÖLN kentinde Kürdistan Bayrağıyla eylemde yürürken, hakaret ederek elindeki ATATÜRK Posterini parçalayan Kürt Kökenli insanlar ve onları destekleyenler unutmasın ki bugün özgürce yaşıyorsanız Atatürk sayesindedir. Bu hakaret dolu eylemleriniz Atatürk’e değil sizlere zarar veriyor. Ve bir kez daha emperyalizm tarafından kullanılacağınızı unutmayınız…

       Ekrem İMAMOĞLU Neden Tutuklandı?

       AKP ve Anayasa Pazarlığında İttifakı olan siyasi partilerin (AKP: 268, YSP: 61, MHP: 50) meclis toplam sayısı 379 ediyor. İktidar 379 oyun tamamını alabileceğinden emin olamıyor. Anayasanın 175. Maddesi gereği Milletvekili sayısının 3’te biri yani 200 Milletvekili sayısıyla Anayasa Değişikliği Teklifi meclise verilir. İki defa görüşme yapılır, ardından TBMM Milletvekili tam sayısının 5’te 3’ü yani 360 kabul oyu gerekir. Teklif kabul edildikten sonra maddelerle ilgili tek tek görüşülme ve oylama süreci vardır. Görüşmenin ardından 360 ile 400 arası yeter sayısıyla teklif kabul edilirse; Cumhurbaşkanı ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ HALK OYLAMASINA SUNMALIDIR.

       Eğer 400’den fazla yeter sayısı (401 dahi olsa) olursa; Cumhurbaşkanı Anayasa Değişiklik Teklifini aynen kabul edip, Halk Oylamasına sunabilecektir, fakat bir yasal hakkı daha vardır. Cumhurbaşkanı tarafından ONAYLANAN ya da Halk Oylamasında kabul edilen Anayasa Değişiklik Teklifi DİREK olarak RESMİ GAZETEDE YAYINLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRECEKTİR!

       CHP UYUYOR! CHP’liler UYUTULUYOR!

       Buradaki en önemli konu; 400’ün üzerinde yeter sayısı ile Cumhurbaşkanı Halk Oylamasına teklifi götürmeden ONAYLAMA ve YÜRÜRLÜĞE koyma hakkını ele geçiriyor. RTE bu sayıya ulaşmak için MHP, DEM ve diğer ittifak partilerinin vekil sayılarıyla ve hatta muhalefetin içinden destek alarak 400’ün üzerine çıkacak bir yeter sayıya ulaşmak için, istediği REJİMİ devlet işlevinde hayata geçirmek için, muhalefetin en güçlü partisi CHP’den kurtulmak için ve baskı politikalarını milletvekillerine, seçmenlere arttırarak sonuca ulaşmak istiyor.

       Tıpkı 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde önüne çıkan gücü GEÇİCİ HÜKÜMET kurdurup, 5 ay seçmenlere ve bazı bölgelere baskı yaparak 3 Kasım 2015 erken seçimiyle planlarına yeniden devam ettiği gibi…

       MESELE REJİM MESELESİDİR!

       CHP Genel Merkezi; kendi içindeki koltuk kavgaları ve koltuk pazarlıkları yüzünden iktidarın elini daima güçlendirmiş, RTE’nin 22 yıl ülkeyi yönetmesine sebep olmuştur. Birçok yazımda dile getirdiğim gibi CHP Yönetimleri vatan ve millet kavramı açısından İktidardan daha suçludur. Öncelikle CHP’nin İlkelerine ve ATATÜRK İlke ve Devrimlerine sahip çıkamadığı için, koruyamadığı için suçludur. CHP kendisini yönetenlerce sömürülmüş ve ilkeleri zarar görmüştür.

       Bir örnek verecek olursak; 2023 Cumhurbaşkanı Seçiminde Meral Akşener ve Ekrem İmamoğlu her gün GÜNDEM yaratarak; Kemal KILIÇDAROĞLU’nu “KAZANAMAYACAK ADAY” ilan etmediler mi? %48 oy alan KILIÇDAROĞLU, Meral-Ekrem ikilisinin ve diğer az potansiyelli siyasi partilerin yanlış kararları olmasaydı; %3 daha fazla oy alıp %51’i yakalayamaz mıydı? CHP kendi içinde yarışmaktan, kişisel siyaset yapanları seçmekten vazgeçseydi; siyasi tarihte 22 yıllık AKP İktidarı yaşanmamış olurdu. Parlamento Sistemi kaldırılmamış olurdu. CHP Genel Merkezi; İMAMOĞLU için seçmene açtığı Demokrasi Sandığını parti içinde “ÖN SEÇİM DEMOKRASİSİYLE” taçlandırsaydı iktidar olurdu. CHP’liler uyutuldu. Uyumayan da çoğunluk olamadı. CHP’de “Bu dönem aday gösterilen kaybetsin, diğer dönem nasıl olsa ben adayım” mantığı ne yazık ki sistemleşmiştir. CHP’yi kendi çıkarları için düzen partisi yapanlar suçludur…

       CHP’nin 2023 Kurultayı şaibeli görülerek yargı tarafından kurultay iptale doğru gidiyor. Acı olan ise kurultayın şaibeli olduğunu belgeleyenler ve partinin yargılanmasını sağlayanlar CHP içerisinden. İptal edilen parti kurultayının genel başkanı olmaz. Genel Başkanı olmayan siyasi partiye AKP İktidarı KAYYUM ATAYABİLİR ve ardından KAPATABİLİR. Sonuç adım adım kayyuma doğru ilerliyor. CHP Genel Merkezi ise; bütün bu olanları bile bile iktidardan önce kendi seçmenini kendisi alıştıra alıştıra işliyor ve her türlü olumsuzluğa sanki karşı çıkıyormuş gibi göstererek; aslında 1950’de kendisine NATO Üyeliği ile biçilmiş ANA MUHALEFET ROLÜNÜ oynuyor.

       Eğer böyle olmasaydı, gerçekten CHP’nin başında kendi kişisel siyasetini değil de vatanı, milleti düşünen genel merkez yöneticileri olsaydı; her zaman ÖN SEÇİMLE ADAYLAR BELİRLENİR, kendi içinde yarışmaz, karşıt görüşlerle yarışırlardı, iktidar olurlardı. Zira göz göre göre bu kadar yenilgi ve 79 yıllık kaybetmişlik olmazdı. CHP’de Ön Seçim Demokrasisi olsaydı bugün parti içinden hiç kimse diğerini gammazlamazdı!

       Başta CHP olmak üzere tüm siyasi parti genel merkezleri BOP’un ve AKP’nin Rejim Değiştirme PLANLARININ işleyişini durduramadıkları ve plan içerisinde sistemin gelişme gösteren ilerleyişini durduramayıp, bilerek veya bilmeyerek destek oldukları görmezden gelinemez.

       Üzücü olan masum Öğrenci Hareketlerinin ve masum Vatanseverlerin sokaklara dökülerek inandıklarını sandıkları davalarında yenilmelerinin sebebi olanları; görememeleri ve önce onlara başkaldıramamalarıdır. Oysa Cumhuriyet Tarihinde ODTÜ ile birlikte HACETTEPE, İTÜ ile birlikte BOĞAZİÇİ ilk kez birlikte yürümeye başladılar. AMA GEÇ KALDILAR. 

       Şimdi ise gerçekleri kabul edip, gerçekleri haykırıp; REJİMİ değiştirmek isteyenlerin saflarına muhalefet milletvekillerinin geçmemesi için başkaldırmakta GEÇ KALMAMALILAR! Önce muhalefete başkaldırıp, Cumhuriyete sahip çıkanları, toplum için siyaset yapanları seçmeyi başarmaları lazım. ÖNCE VATAN DİYENLERİ MECLİSE GÖNDERMEK LAZIM! Göndermek için önce MUHALEFET PARTİLERİNİN GENEL MERKEZLERİNİ DÜZENCİLERDEN TEMİZLEMEK lazım. Gerçekleri bu çıplaklıkla gördüğünüzde DAHA YOLUN BAŞINDA BİLE OLAMADIĞIMIZI idrak etmeniz lazım…

       Mesele rejim meselesidir. Her T.C Vatandaşı ve her CHP Destekçisi lütfen iyi niyetli düşünmeyi bir kenara bırakıp, yaşanan gerçekleri doğru tahlil etmeyi ve içimizdeki yanlışlara başkaldırmayı öğreniniz. CHP’ye kayyum gelirse muhalefet milletvekilleri baskı ile sindirilecek, yavaş yavaş parçalanacak ve iktidar istediğini elde edecektir. Zira TBMM’de 401 sayısını iktidar yakalamak için muhalefet içinde de kırılma yaratıp istediğine ulaşırsa; Cumhuriyet tamamen bitmiş, Şeriat rejim olarak gelmiş demektir…

Beyhan BALABAN

Cumhuriyet’in KALEMİ