NASIL BİR MERSİN – Bölüm 1

Uğrola Mersin, uğrola Türkiye…

11 Eylül 2023 tarihinde “MERSİN, AYRICALIKLI KENT…” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Ayrıcalıklı bir kentsin...

Senin kadar çok olanağı olan bir kent az bulunur doğrusu…

Cümleleriyle başlamışım yazıma.

Bu ayrıcalıklı kent Mersin’i biraz düşünüp, irdeleyip iyi anlamamız gerekir.

Coğrafya, iklim, tarih, tarım, yeraltı/yerüstü kaynakları, deniz, ekonomi, eğitim, insan kaynağı, doğal yapısı, artalanı (hinterlandı) gibi açılardan derinlemesine irdeleyip kısa, orta ve uzun vadeli görüngeler (perspektifler) koyarak topyekûn planlamalıyız…

Ama her şeyden önce bu kapıları açık, kucaklayıcı ve kapsayıcı kenti çok iyi anlamamız gerekir.

Bu kenti sahiplenmemiz, bu kente ait olduğumuzu özümsememiz gerekir.

Bu kentin yağmalanmasına ancak bu kente ait olduğunu özümsemiş insanlar koruyabilir ve kalkındırabilir.

Bu kente yapılan yanlışlara YÜREĞİ CIZ edenler bu kente AİDİYET DUYGUSUNU İÇSELLEŞTİRMİŞ İNSANLARDIR.

Bu yazım NASIL BİR MERSİN başlığı altında, Mersin’in olması gereken yere ulaşmasında neler yapılabilir konusunu irdeleyen bir yazı dizisinin İLK BÖLÜMÜDÜR.

Her şeyden önce gerçek Mersin kültürüyle yetişmiş ve yaşamış bir Mersinli olarak nasıl bir Mersin olsun istiyorum düşüncesi sürekli kafamı meşgul ediyor…

Mersin’de geçen hayatımda yaşadıklarım, gördüklerim, edindiğim deneyimlerim, eğitimim ve dünya görüşüm bana bu kent için bir şeyler yapılmalı diyor…

Mersin’den hep almayı değil Mersin’e ne verebiliriz de topyekûn kalkınmasını sağlayabiliriz Mersin’in…

MERSİN BÜYÜDÜ AMA KALKINDI MI?…

Mersin nüfus olarak çok büyüdü, konut inşaatı olarak çok büyüdü…

Geniş bir alana yayıldı.

O kadar hızlı büyüyor ki açılan yeni caddeler bile bu hıza yetişemiyor.

Bundan şunu anlamak gerekiyor; artık Mersin’in nicelik olarak büyüme hızını düşürüp kalkınma hızını arttırmalıyız.

Geçmiş yazılarımdan alıntılar yaparak konuların daha anlaşılır olmasına çalışıyorum.

15 Temmuz 2024 tarihinde BÜYÜME Mİ, KALKINMA MI, YOKSA KALKINARAK BÜYÜME Mİ? başlıklı yazımda KALKINMAYI şöyle tanımlamışım:

“Kısaca yaşam kalitesi ve yaşam standardının gelişmesidir.

Bir ülkenin gelirinin yanı sıra yaşam kalitesini de inceleyen çok boyutlu bir yaklaşımdır.

Bir ülkenin tüm nüfusunun genel sağlık, yaşam, eğitim, kültür, sanat ve spor düzeyinin iyileşme sürecini ifade eder.

Aynı zamanda teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak artan üretim hacmini, ekonominin rekabet yeteneğini, ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının, kişi başına düşen millî gelirin ve ekonomik özgürlüğün olumlu yönde değişmesi ile tanımlanan bir süreçtir.

Ekonomik kalkınma, ekonomi, eğitim, sağlık, kültür, sanat, spor hizmetleri, altyapı ve çevresel sürdürülebilirlik gibi faktörler de dahil olmak üzere hem NİCELİKSEL hem de NİTELİKSEL yönleri dikkate alır.”

Her zaman söylediğim gibi bir kentin tüm olanaklarını, tüm potansiyelini, tüm kaynaklarını, jeopolitik konumunu irdeleyerek bir bütün halinde planlamak gerekir; yani bir KALKINMA PLANI yapılmalıdır.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığım sürecindeki en büyük idealim Mersin Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı, daha ilerisi Mersin ve Adana ile artalanını (hinterlandını) kapsayan Çukurova Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı yapılmasıydı.

Ön çalışmalarına da başlamış, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile de bu konuda fikir alışverişinde bulunmuştum.

Müthiş bir proje olur Ayhan bu demişti; bu projeyi gerçekleştirirsek Mersin ve Adana’nın bileğini kimseler bükemez demişti.

Proje için çalışmalara başlamamızı ve her türlü desteği vereceğini belirtip bu projenin lansmanını da Mersin’de yapalım demişti.

Ancak kısa bir süre sonra patlayan PANDEMİ ve daha sonra benim Mersin Ticaret ve Sanayi Odasının başından inmemi sağlayan RANTA DOYMAYANLAR yüzünden bu projemi ve birçok projemi başlatamadım ya da tamamlayamadım.

Cuma günü Mersin Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret ettiğini rastlantı sonucu öğrendiğim TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu  bu projeden söz etmiş; gündemine alması beni bu konuda umutlandırdı.

Bu proje gerçekleştirilirse hem Mersin, hem Adana hem de artalanımızdaki iller müthiş kalkınır.

Çukurova Bölgesi dünyanın en önemli Ekonomi Havzası olur!

HER ŞEYİN BAŞI GERÇEKÇİ BİR PLANLAMADIR…

Bundan sonraki bölümlerde NASIL BİR MERSİN konusunu planlı bir şekilde işleyeceğim.

Bu konuya ilgi duyup katkı sağlamak isteyen herkes fikirlerini bana iletirse sevinirim.

Çünkü planlar katılımcı ve kapsayıcı bir şekilde yapılmalıdır…

Haftaya yine buradayız, “NASIL BİR MERSİN – Bölüm 2”de buluşmak üzere hoşça kalın…