Elbette “Kulağa hoş geliyor”
                Ne, örneğin?
                “Demokrasi” sözcüğü, söylemi, seslenişi, anlatımı vb.
                İyi, güzel, kulağa hoş geliyor da yaşamda ne türlü anlaşılıyor ya da anlaşılması isteniyor?
                “Bir yaşam biçimi” desek demokrasi için örneğin, anlaşılabilir değil mi? Karşılıklı hoşgörünün olduğu, tartışılabilir ortamlar hazırlayabilen, araştıran, inceleyen, okuyan tarafların kanıtlı anlatımları kulağa hoş gelir ve gerçeğe daha yakındır…
                Arkadaşlık ilişkilerinde, aile ortamında, hadi diyelim ki topluluklarda bu biçim genel geçer olabilir. Ancak gerçek anlamıyla DEMOKRASİ, siyasi arenada yani, hemen her ortamda, herkesin kendi doğrularıyla süslemeye çalıştığı, çıkarlar doğrultusunda lastikleştirilen bir hal aldı…
                Öyle ki, Netanyahu çıkıp da “Ben ülkemde demokrasi uyguluyorum… Halkım çok mutlu… Ülke çıkarlarımı ve sınırlarımı koruyorum… Bütün bunlar demokrasinin gereğidir…” dese ne dersiniz? Ya da Hitler’in halkın oylarıyla seçilip on iki yıl boyunca iktidarda kalması ve soykırım uygulaması örneğin?
                Mussolini peki? Tamı tamına yirmi bir yıl iktidarda kaldı, halkın oylarıyla elbette…
                Öyleyse bu DEMOKRASİ denilen şey nedir gerçek anlamıyla? Öyle ya, faşist iktidarları on yıllarca, halkın oylarıyla yönetimde tutan gerçeklik nedir? Demokrasi halkın oylarıyla seçim yapması ise eğer bu nasıl olmaktadır? Halk kendi oylarıyla nasıl olur da faşist yönetimleri seçer?
                Demek ki Demokrasi denilen elle tutulmaz, gözle görülmez deride hissedilmez ŞEY; genellikle egemenlerin halkı uyutmak için kullandıkları, kulağa hoş gelen, ancak sömürgenlerin çıkarlarını korumakla görevli ve yetkili ucube bir durum…
                Sadece sömürgenler mi kullanıyor peki? Yok! Tam tersine olmak üzere ezilenler, kendilerini devrimci olarak tanımlayanlar, hele de “Ben Atatürkçüyüm,” diye böbürlenmeye kalkanlar, “Ama demokrasi var,” sözcükleriyle başlayan tümcelerde oldukça başarılılar…
                Bakalım dünyaya; ABD, İngiltere, (Demokrasinin beşiği denilir değil mi?) Almanya, İtalya, Fransa (Son seçimlere dikkatimizi verelim…)ne kadar demokrasi uygulamaktadırlar? Seçimlerde mi? Eşit bölüşümde mi? Emekçi yanlısı olmada mı? insan merkezli düşüncede mi?
                Aileyi parçalama görevlerinde; önce LGBT’yi ve şimdi de K-POP denilen zehri kullananlar demokrasi mi uygulamaktadırlar? Özgürlük dedikleri nedir? Çocuklardan başlamak üzere gençliği zehirlemeyi görev sayanlar, demokrasi mi uygulamaktadırlar?
                “Ailenizi de devletinizi de başınıza yıkacağız,” diyen ve toplumun önde görünenlerinden biri olan zat (Siz anladınız onu) demokrasi mi uygulamaya çalışmaktadır?
                Kırk bin Filistinliyi çocuk-kadın-yaşlı demeden öldüren İsrail, ABD Kongresinde ayakta alkışlanırken demokrasi mi uygulanıyordu?
                Mustafa Kemal Atatürk, “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz,” dediğinde oylama mı yapmıştı? Yoksa 1914’te başlayan ve 1923’te Cumhuriyetle taçlandırılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın meyvesini mi açık etmişti?
                Ne kendimizi kandıralım,
                Ne kulağa hoş geliyor diye sıklıkla kullanalım,
                Ne de zor zamanlarımızda o söyleme sarılalım…
                Kısaca “Demokrasi” sinsi bir uyuşturucudur!
                Yoooo kızmadan önce düşünelim, araştıralım, tartışalım, örnekleri inceleyelim ve özellikle de demokrasi söylemini hiç kullanmayan Atatürk’ümüzden okuyalım…
Minik bir not; Bugün evlilik birlikteliğimizin kırk dokuzuncu yılını deviriyoruz…
Hepinizi seviyoruz…