'Her an her yerde her şey olabilir… Herkes tedbirini alsın…' Kim söylüyor? İçişleri Bakanı Efgan Ala Ne zaman söylüyor? Fransa'da bir derginin basımevinin teröristlerce basılıp 12 çalışanının öldürülmesinden sonra. Anlamaya çalıştım: İçişleri Bakanı, bizleri uyarıyor… 'Neye karşı?' diye düşünürken, 'Elbette teröre karşı' diye kızgınlıkla ve biraz da böbürlenerek yanıt verdim kendime. Analizi biraz daha genişletelim: Tedbirli olmamızı isteyen kişi; yetkili, etkili, görevli, kısaca benim gibi 76 milyonun can ve mal güvenliğinden sorumlu biri. Tedbiri en iyi o makam bilir ve alır! Almak zorundadır. * * Bugün alışveriş merkezlerinden birindeydim. 'İğne atsan yere düşmez' denir ya, kalabalık da öyleydi. Hafta sonları bu türlü alışveriş merkezlerine gitme alışkanlığım olmadığı halde (Belki de hafta içi gidebilme şansım olduğu için, gidemeyenlere olanak tanıyorum diye düşünüyorum…) 4 saatimi aldı bu merkez. Sıklıkla olmasa da, İçişleri Bakanının sözü geldi-gitti usuma. Çevreme bakındım her defasında. 'Şüpheli' aradım sanırım. 'Olası' olaylara sebebiyet verebilecek 'Tip' aradım belki de. Ee canım, tedbirli olmamız istenmişti ya… Oslo görüşmelerini anımsadım sonra. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, o toplantıda Başbakan RT Erdoğan'ı temsilen bulunduğunu söylemişti. Yine o toplantıda, PKK'nin ülkemizin büyük kentleri başta olmak üzere birçok noktasına silah, bomba yığınağı yaptıklarını, bunları bildiklerini MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş açıklamıştı. Şimdi; 1) Bugün, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgemizde bulunan silah yığınakları bunlardan bir bölümü müdür? 2) Teröristlerin ülkemize suikast, kitle imha, psikolojik savaş, korku amaçlı silah yığınaklarına neden izin verildi? 3) Hangi silahların, ne kadarının, nerelere götürüldüğünü bildiğiniz halde neden engellemediniz? 4) Bu yığınakları yapanları da doğal olarak bildiğiniz halde neden suçüstü yapmadınız? Şimdi dönüp, 'Tedbirli olun' diyorsunuz. Ben sokaktaki vatandaşım. 'Vekil' olarak gönderdiklerimin görevlerini yapmalarını istemek hakkım var. Hele hele yönetim kademesindeki temsilciler, benim bunu anımsatmamı bile bekleyemezler. Mayınlar, engelsiz taşınacak, yerleştirilecek, mayınsız alan kalmayacak, sonra da bana 'Dikkat et, basma' diyeceksiniz! Pes bile denmez… * * Biz sokaktaki vatandaşlara 'Vahiy' gelmez. Eşimizin rahatsızlığının ABD'deki hangi hastanede iyileştirileceğine dair. Ya da kardeşimizin hangi göreve getirilmesi gerektiğine dair. Birilerimiz için de 'Peygamberlik' vahiyleri gelmez. Ya da çok korumalı olmanın Allah'a güvensizlik olduğu vahiyleri de gelmez…( R T Erdoğan, binlerle ifade edilen korumalarla gezerken daha doğrusu yaşarken…) Ama bize akıl ve bilim en doğru yolu gösterir. Yolumuzun devrim yolu olduğu gibi… Birlik, beraberlik yolu olduğu gibi... O yola girdik.