Bu iktidar iş başına geldiğinden bu güne kadar inşaat sektörüne çok büyük önem verdi.Neredeyse ülkenin her tarafı şantiye alanı oldu.Bu kadar inşaat gerekli miydi?Evet gerekliydi.Çünkü nüfus artıyordu ve barınma büyük sorun teşkil ediyordu.Eskiden anaerkil aile yapısı son yıllarda tekil aile yapısına evrilmiştir.Artık bir evde bir kaç aile kalmıyordu.Belki doğuda bu gelenek devam ediyordu ama batıda çoktan terk edilmişti.Her evlenen için başını sokacağı bir ev lazımdı.Bu ya mülk edinilerek kazanılıyordu yada kira olarak sağlanıyordu.Sorun yine de tam olarak halledilemiyordu.Bunun bir çok nedeni vardı. Birazdan bunların nedenlerini tek tek sıralayacağım.Ama bu hızlı betonlaşma beraberinde bir çok sorunun doğmasına neden oldu.Dikey yapı oranı öyle arttı ki artık yeşil bir alandan söz etmek mümkün değil.En güzel verimli araziler betona gömüldü.Bir çok o güzelim ağaçlar kesilerek yerine konut yapıldı.Oksijen üreten kaynaklar bir bir yok edildi.İnsanlar nefessiz kaldı.Atalarımız zamanında dağlara,tepelere ev yapar ovadaki tarım arazilerini korurlardı.Çünkü oradan ekmek yiyorlardı.Ama son 20 yılda bu tamamen terk edildi ve o güzelim tarım arazileri müteahhitlerin insafına bırakıldı.Daha fazla rant elde etmek uğruna şekilsiz biçimsiz  evler yapılarak adeta kar etme hevesleri artırıldı.Buna belediyeler de çanak tuttu.Bir sarmalın içinde inşaatlar halen yapılmaya devam ediyor etmesine ama yine de barınma sorunu çözülemedi.

       Peki bunca inşaata rağmen barınma sorunu neden çözülemedi.Yapılan bu evler hala neden yetersiz kaldı.Planlamada mı bir eksiklik vardı yoksa nüfus artışının getirdiği bir yükle mi karşı karşıya kaldık.Sosyolojinin kurallarına ters bir durum söz konusu.Son yıllarda ülkemizde doğum oranı yüzde 1.7 kadar düştü ama Suriyeliler de bu oran yüzde 5.4 oldu.Bu bizim tesbitlerimiz değil. Tamamen TÜİK verilerinden alınmıştır.Yüzde 1.7 olarak tesbit edilen doğum oranına göre artık ülkemizin yaşlandığını söyleyebiliriz.Çok kısa bir süre sonra belediye otobüsüne bedava binen vatandaşlarımız çoğalacak.Bu gerçeğe rağmen hala neden barınma sorunu yaşıyoruz?Bunun aklıselim bir açıklamasının mutlaka bulunması lazım.Tabiki bizim tesbitlerimiz var.Bu konuda işim gereği sürekli sahada olmam nedeniyle bazı gözlemlerim var.

       Birinci ve en önemli nedenlerin başında köylerden kentlere büyük bir göçün olması. Tarımın önemini kavrayamayan iktidarın ülke sorunlarını sadece konut yaparak düzelteceği tezi bu barınma sorununun da asıl nedeni. Tarlasından,bahçesinden gerekli geliri alamayan insanlar şehirlere taşındı.Ya tarlayı boş bıraktı,yada çok cüzi bir meblağa kiraya verdi.Köylerde yaşlı anne ve babalarını bırakarak gerek geçinme amacıyla gerekse çocuklarının tahsili için köyler akın akın şehre göç etti.Bu ise büyük bir barınma sorunu ile karşı karşıya gelmemize neden oldu.Halbuki iktidar bu sorunu çözse ve tarıma gereken desteği verse tersine bir göç olacağından hiç şüphem yok.Ama buğdayı,pirinci,pamuğu hatta samanı bile ithal eden bir kafayla bu sorunu çözmek mümkün değil.Savaştaki Ukrayna’dan buğday,savaştaki Suriye’den soğan,patates ithal ediyoruz,sığır yine yurt dışından getiriliyor ve bizim çiftçilerimiz tarlalarını bir daha ekmemek üzere nadasa bırakıyor.Tabiki bu rant ekonomisi devam ettiği müddetçe ne konut sorunu çözülür, nede tarımsal üretimde bir arpa boyu yol gidilir.Bizim bildiğimizi iktidar bilmiyor mu? Elbette biliyor ama bilerek yapıyor ve her hangi bir geri adım atmaları da söz konusu değil.

       İkinci ve yine önemli bir neden Suriyeli ve Afganlıların ülkemizdeki varlıkları.Yaklaşık 5 milyon sığınmacının yaşadığı ülkemizde bu devasa nüfusun getirdiği yükün ne kadar büyük bir soruna neden olduğunu düşünebilir misiniz?İlk bir kaç yıl kamplarda kalan özellikle Suriyeliler kampların boşaltılmasıyla birlikte il ve ilçelere akın ettiler.Durumları iyi olanlar ev aldı,durumları iyi olmayanlar ev kiraladı.Bu hem ev fiyatlarını artırdı,hemde kiraların fahiş bir şekilde artmasına neden oldu.Hele doğum oranının yüzde 5.4 olduğu bir dönemde ileride sadece demokratif yapının değişmesi bir yana hızlı bir konut sorunu ile baş başa kalacağımızın işaret fişeği olarak karşımızda duruyor.Hal böyle olunca bu artışın önünde durmak mümkün değil.Böylece inşaat lobileri daha fazla kar edecek ve ülkemizde ekilip biçilen bir metre kare alan kalmayacak.Buna kalıcı bir çözüm getirilmediği müddetçe ezilen bizim köylü Mehmet olacak.

      Başka bir neden ise yabancı satışlar.Daha önce 250 bin doları bastıran ev alıp vatandaş oluyordu.Bu rakam 400 bin dolara çıktı.Her ne kadar son zamanlarda yabancı satışlar azalsa da yine de devam ediyor.Şu ana kadar yabancıya yapılan satışlar 385 bini geçmiş vaziyette.Evi alıp vatandaş yapılanlar şimdi evleri tekrar satıyorlar.Bazı müteahhitler var ki sadece yabancılara satış yapıyor.Proje üzerinden yapılan bu satışlar için yurt dışına şubeler açmışlar.O sitelerde Türk vatandaşları  ev alamıyor.Özellikle Rusya,Almanya,İngiltere İran ,Suriye,Irak,Katar,BEA gibi ülkeler bu satışların başını çekiyor.Bu durum da hem konut fiyatlarını artırıyor,hemde kiraları…Peki bu yabancı satışlar yararıma merhem oldu mu?Döviz açığımızı kapattı mı?Tabiki hayır ama olan yine bizim vatandaşlarımıza oldu.Ve bu toplumsal huzursuzluklara neden oluyor.

     Maalesef enflasyonun ezdiği ve yeterli gelire sahip olmayan vatandaşlarımız yukarıda açıkladığımız nedenlerle beraber ne ev alabiliyor,ne de kiralık evde oturabiliyor. Eskiden bir emekli ikramiyesi ile ev alabilen memur ve işçiler artık bir oda bile alamıyor. Bir aylık kira ile eskiden ev taksitini rahat öderken şimdi bunlardan mahrum bir vaziyette hayatlarını zar zor idame ettirmeye çalışıyorlar.Zengin vatandaşlar 10-20 ev alıp çoğu kere kiraya bile vermiyorlar.Özellikle devletin hiç evi olmayana bazı imkanlar sunarak düşük taksit ve uzun vadeli kredilerle ev sahibi olmasının önünü açmalı.Birden çok evi olanlara ek vergiler getirmeli.Kiraya vermeyenlerden ek vergi almalı.Toplumun huzur ve selameti için kira artışlarını yine eskiden olduğu gibi yüzde 25 sınırında tutmalı.Devlet millet için vardır.Bu rant kapısı mutlaka kapatılmalı TOKİ aracılığı ile dar gelirli vatandaşlara barınma imkanı sağlanmalıdır.Yoksa bu sorunun altında vatandaş ezilmeye devam eder.