Karaböcülü Ören Yeri’ndeki mezarlar üzerindeki semboller çeşitli anlamlar içerir. Çelenk sembolü, ölünün dünyevi zaferini ve başarılarını temsil etmekle birlikte, ölümsüzlüğün tacı olarak da anlam kazanmıştır. Rozet bezemesi, kozmolojik bir simge olarak sonsuzluğa vurgu yapar. Altıya bölünmüş daire şeklinde çiçekten esinlenerek tasarlanan rozet, aynı zamanda şans çarkı olarak da anlam taşır. Sunak bezemesi de sık kullanılan başka bir motiftir. Lahit teknesinin ön yüzünün sağ tarafına yapılan sunakların alt ve üst tablaları, profillerle şekilledirilmiştir. Yerleşimdeki lahitler üzerinde görülen bir diğer bezeme çeşidi tabula ansatadır. Lahtin ön yüzünde teknenin ortasında yer alan bezeme kulpludur. Uzatılmış dikdörtgen şeklindeki tabula ansatalar 3. yüzyılın ikinci yarısının bir özelliği olup Iustinian Dönemi’ne kadar kullanıldığı bilinmektedir.
Karaböcülü’deki bir arkosollü mezarda kaya lahtinin ön yüzünde görülen kartal bezemesi dikkat çekicidir. Sık rastlanmayan bu kartal bezemesi, bir tabla üzerinde kanatları açık şekilde, Zeus’un sembolü olarak tasvir edilmiştir. Zeus kültünün yaygın olmasıyla bağlantılı olarak kullanıldığı da düşünülür.
Yerleşimdeki mezarlar üzerinde tespit edilen bir bezeme de üzüm salkımıdır. Lahit kapaklarından biri üzerinde, kapağın sağında ve solunda işlenen üzüm salkımlarının tam ortasında çelenk motifi yer almaktadır. Ölüm ritüellerinde kullanılan bir yiyecek olan üzüm, kiliselerde İsa peygamberin mistik varlığını sembolize etmekle birlikte, Hristiyanlık’ta bolluğu ve bereketi de simgeler.
Dağlık Kilikia bölgesinde, sıklıkla karşılaşılan mezar tiplerinden biri de tapınak mezarlardır. Karaböcülü’de de bu tip mezar örneği bulunmaktadır Bir podyum üzerinde yükselen, M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısına ve 3. yüzyıllara tarihlendirilen bu mezarın ön cephesinde tonozlu bir giriş vardır. Mezarın köşelerinde korinth plaster başlıkları bulunur. Çatı örtüsü plaka taşlardan oluşturulmuş tapınak mezarda, bir kadına ait, yarım gövde kabartma büstü tespit edilmiştir. Karaböcülü’de tapınak mezarın hemen yanında da bir tonozlu mezar bulunmaktadır. Mezar, büyük kesme blok taşlardan oluşturulan tonoza sahiptir. Tonoz içerisinde kaya lahdi yer alır. Kaya lahdinin üç yüzü anakayaya bağımlıdır ve ön yüzü işlenerek lahit teknesi görünümü sağlanmıştır. Lahdin ön yüzünde sunak kabartması vardır.
Karaböcülü’de iyi korunmuş çok sayıda konut kalıntısı vardır. Bunlar basit kırsal konutlarla birlikte bölgedeki toprak sahipliğinin simgesi olarak değerlendirilen peristyle avlulu konutlardır. Bu konutlar, Hellenistik Dönem’den, Roma ve Geç Antik Dönem’e kadar devam eden yerleşimin izlerini taşımaktadır. Bu konutlardan en dikkat çekici örnek, yerleşimin kuzey yamacına yakın bir alandaki konuttur. Hellenistik Dönem’de iki odalı ve avlulu bir yapılanmaya sahip olan konut, çift sıra polygonal duvar örgüsüne sahiptir ve araları moloz taşlar ile doldurulmuştur. Mekânın dışarıya açılan kapısının önünde uzayan avlunun zemini, taş plakalar ile döşenmiştir. Avluda üretime yönelik donanımlar (baskı kollu pres) ve sarnıç bulunmaktadır. Burada bulunan duvarın ve kapının üzerinde arşitrav blokları yer alır. Yapının ikinci alanı ise batı yönde yer almaktadır. Bu alanda giriş kapısının lentosunda kurdelalı iki çelenk arasında Zeus şimşeği kabartması görülür.
Karaböcülü antik yerleşiminde, iki peristyle avlulu konut tespit edilmiştir. Bunlardan ilki, yerleşimin doğusunda yer alır ve yaklaşık 750 metre kare oturum alanına sahiptir. Konut, dikdörtgen blok taşlardan oluşan duvar örgüsüne sahiptir. Konutun kapı lentosunda Herakles’in labutu yer alır. Peristyle avlulu konutlar, Roma İmparatorluğu’ndaki aristokratik konut tipidir. M.S. 1. yüzyılın sonundan itibaren, eyaletlerdeki elitler tarafından kullanılmaya başlanır. Roma İmparatorluğu’ndaki bu aristokratik konut tipi, Doğu Dağlık Kilikia’da kırsal yerleşimlerde çiftlik evi olarak kullanılmıştır. Peristyle avlulu konutun ikincisi de yaklaşık 560 metrekare oturum alanına sahiptir ve dikdörtgen blok taşlardan oluşan duvar örgüsüyle yapılmıştır. Bu tip konutlar tarımsal ürünlerin işlenmesine dayalı, kırsaldaki toprak sahipliğinin sembolü olarak kabul edilen kırsal villalardır.
Olba Tapınak Devleti’nin hakim olduğu coğrafyadaki mekanların kapı lentolarında, kulelerde, sur duvarlarında rastlanan kabartmalar, yapıların Hellenistik Dönem’e tarihlenmelerini kolaylaştırır. Bu kabartmalar arasında Herakles’in labutu, Zeus’un şimşek demeti, Dioskur başlıkları, Hermes’in phallos’u şeklindedir. Konutun birinin kapı lentosu üzerinde Hermes’in Phallos’u ve Herakles’in labutu kabartmalarının görülmesi, konutun Hellenistik Dönem kökenlerini gösterir.
Karaböcülü’nün kırsal yerleşimlerden biri olduğu, ören yerinde tespit edilen çok sayıda üretim donanımından anlaşılmaktadır. Yerleşimin içinde sayıları dördü bulan zeytinyağı atölyeleri, ana kayaya oyulmuş presler, bunun en iyi kanıtıdır. Yerleşimde önemli miktarda zeytinyağı üretimi yapıldığını gösteren en önemli kanıt, atölyeyi oluşturan duvar üzerinde yer alan taş destekli baskı kollu pres yuvalarıdır. Dağlık Kilikia Bölgesi’nde zeytinyağı üretiminin varlığını gösteren pek çok kanıt vardır. Bölgede yapılan araştırmalarda, zeytinyağı üretiminde kullanılan farklı preslerin varlığına dair kanıtlar tespit edilmiştir. Bunlar arasında, basit presler, baskı kollu basit presler ve taş destekli baskı kollu presler yer almaktadır.
Karaböcülü’de yerleşimin güneyinde, Seleukeia’dan gelen yola hakim bir konumda bir kilise kalıntısı vardır. Kuzey duvarları belli bir yüksekliğe kadar korunmuş olan kilisenin diğer duvarlar temel seviyesindedir. Üç nefli bazilikal planlı kilisenin önünde, bir avlunun varlığına ait duvar kalıntıları yer alır. Avluda, naos girişinde bir sarnıç tespit edilmiştir.
Dağlık Kilikia bölgesinin doğusunda yer alan Karaböcülü’nün, sarp ve dağlık bir yapıya sahip olmasına rağmen Seleukeia Kalykadnos’un hinterlandında yer almasıyla birlikte önemli bir merkez olduğunu söyleyebiliriz. Karaböcülü Toros Dağları’nın eteğinde, oldukça emniyetli bir coğrafyanın parçası olan ve iç bölgelere doğru uzanan vadi oluşumlarının aracılığıyla, Akdeniz’in ılıman ikliminin taşındığı avantajlı konumundan dolayı, tarımsal açıdan elverişli koşullar içeren önemli bir alandır. Üretilen ürünlerin, yakınındaki Seleukeia Kalykadnos’a kolaylıkla ulaştırılmasından dolayı Karaböcülü Ören Yeri, geçmiş dönemlerde önemli bir cazibe merkezi olmayı bilmiştir. Ören yeri, geçmişte olduğu gibi günümüzde de mimarisiyle, tarımsal üretimden kalan atölyeleriyle ve kapı lentoları üzerindeki kabartmalarıyla kendisini ziyarete gelenlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.