Sakız Adası de diğer İon kentleri gibi, ciddi bir tarihi dokuyu bünyesinde barındırır. Bu sebepten Ada’da buluntular açısından zengin bir arkeoloji müzesi yer alır. Sikkeler, toprak kaplar, kişisel eşyalar, Kibele heykelciği müzenin içindeki buluntulardan sadece bir kaçıdır.  Sakız’da eski bir konakta kurulmuş olan Denizcilik Müzesi de görülmesi gereken bir diğer müzedir.  Çeşit çeşit gemi maketlerinin, Sakız Adası’nın gemicilik ve deniz ticareti tarihine ait belgeler, İkinci Dünya Savaşı’nda batırılan Yunan gemisinden çıkarılan malzemeler ve orijinal gravürler müzede sergilenen eserlerden bazılarıdır.

Adada toplamda 65 köy yerleşimi bulunmakla birlikte bunlardan bir kaçı oldukça ön plana çıkmıştır. Bu köylerden en ünlüsü  Pirgi’dir. “Boyalı Köy” diye de anılan köy, geleneksel motiflerle boyalı evleriyle, bu ismi sonuna kadar hak etmiştir. görenleri hayrete düşürecek kadar ilginç bir köydür. “Xysta oyması” denen bir teknikle sıvaların üstü geometrik şekillerle bezenmişitir. Köyde, beyaz ve gri tonların hakim olduğu bu tekniğin kullanılmadığı neredeyse hiçbir ev yoktur.  Zaten köyün bu denli ilgi çekmesinin başlıca sebebi de otantik dokuyu oluşturan bu karakteristik özelliğin ön plana çıkmasıdır.

Orta Çağ döneminden kalma Mesta, adanın en turistik ikinci köyüdür. Neredeyse Orta Çağ’dan günümüze ışınlanmış gibi görünen köyün, tüm tarihi dokusu mükemmel bir şekilde korunmuştur. Mesta’nın, Orta Çağ mimarisindeki labirent sokaklarını gezmek ve o sokakların içinde kaybolmak, sizi adeta bir film setinde gibi hissettirecektir.  Sokakların oldukça karmaşık bir yapıya sahip planlanmasının nedeni, köy merkezine düşmanın ulaşmasını engellemekmiş. Köyün iki adet kapısı vardır. Bu kapılar hala eskiden olduğu gibi, akşam saatlerinde kapatılarak, köye giriş ve çıkışlar kontrol altına alınmaya devam etmektedir.

12. yüzyılda Bizans Dönemi’nde inşa edilen Mesta, Unesco’nun koruması altındadır. Beşgen şeklinde yüksek duvarlar içine taş binalarla yapılan köyün sokakları  oldukça dardır. Köy meydanındaki baş meleklerden Mikail ve Cebrail’e adanmış Taksiarhis Kilisesi, Yunanistan’ın en süslü köy kiliselerindendir. Kiliseyi gezdiğinizde, muhteşem freskleri ve mimariyi fotoğraflamak isteyeceksiniz ama bu kesinlikle yasak. Görevliler bu konuda oldukça hassaslar ve tavizsizler.

Yine güzel bir Orta Çağ köyü olan Olympoi, seramikleriyle ünlü Armolia köyü, hayalet köy olarak anılan Anavatos ve  bir balıkçı köyü olan Lagada, Unesco tarafından koruma altına alınmış Nea Moni Manastırı, Saint Isidore of Sykiada Şapeli de Sakız Adası’nda görülmesi gereken önemli yerlerdendir. Plaj olarak da ince kumları ve sakin atmosferiyle dikkat çeken Karfas Plajı, adanın  en uzun plajlarından olan Komi Plajı,  Mavra Volia, Agia Fotini ve Elida Plajı da adada deniz turizmini düşünenlerin gideceği önemli plajlardandır.

Antik çağlardan günümüze sayısız faydaları olduğu keşfedilen damla sakızının yapıldığı sakız ağaçlarını görmek, bakir ve temiz plajlarında yüzmek, dar sokaklı evlerin kapı önlerinde oturan ve içlerinde kibirden eser olmayan yaşlı teyzelerle selamlaşmak, Orta Çağ’dan kalma masalsı köyleri görmek ve bize çok benzeyen ama bizim gibi olmayan ada insanlarını tanımak ve hem çok yakın hem de çok uzak duygusunu hissetmek isterseniz Sakız Adası’na kesinlikle gitmelisiniz. Çeşme Limanı’ndan kalkan ada feribotları için alacağınız bir bilet, bütün bu güzelliklere sizi 40 dakikada ulaştıracaktır.