Geçtiğimiz hafta sonu Orman Bölge Müdürü Nihat Öz'ün düzenlediği geziye katıldık…
Başta Valimiz olmak üzere tüm il bürokrasisi, MTSO ve Mesiad üyeleri, medya mensuplarından oluşan
yaklaşık 100 kişi, önce Kazanlı-Seyhan turizm alanını, ardından potansiyeli yüksek Karboğazı kış
sporları merkezini görme şansını bulduk…
Saatler boyu gezilen tüm alanlar hakkında detaylı bilgiler veren katılımcılarla tek tek ilgilenen,
alıştığımız bürokrat tanımından hayli farklı, sıcak ve renkli kişiliği ile herkesi etkileyen sevgili Nihat Öz’
e bu vesile ile teşekkür ediyorum…’
Başlı başına ele alınmayı fazlasıyla hak eden Karboğazı’ nı başka zamana bırakıp bu yazımda kazanlı-
Seyhan bölgesini anlatmaya çalışacağım.
Kazanlı-Seyhan bölgesinin turizm alanı ilan edilmesi MESİAD’ ın başını çektiği çabalar ve yıllar süren
uğraş sonunda geçtiğimiz günlerde gerçekleşti...
Türkiye Özal’ ın yıllar önce başlattığı turizm yatırımları birinci hamlesinin ardından şimdi ikinci atılımı
başlatıyor..
Gerçekten de 2010 yılı için hedeflenen 30 milyon turist ve 30 milyar dolar döviz girişi sağlanacaksa
Türkiye mevcut Antalya potansiyelini yeni projelerle desteklemek, farklı turizm destinasyonları
yaratmak, kısaca günümüzdeki 10 milyon turisti ağırlayabilen kapasitesini en azından üçe katlamak
zorunda...
Bunun için artık istiap haddini dolduran Antalya Belek dışında cazibe merkezleri, farklı kesimlerde
yeni bölgeler yatırımcılara açılmalı…
işte Kazanlı- Seyhan bölgesinde bu amaçla geçtiğimiz günlerde ihaleye çıkıldı…
Aynı gün ihale düzenlenen son 20 parsellik Antalya bölgesine 400 yatırımcı yer tahsisi için hücum
ederken, Mersin için dişe dokunur tek bir başvuru bile yapılmadı.
Oysa ilan edilen bölge doğal yapısı, arkasına aldığı Cennetten farksız ormanları, bembeyaz kumsalıyla
tam bir doğa harikası…
Turizm yatırımları için doğal güzellik yanında yabancıyı çekecek marka ürün yaratmanın önemi bir kez
daha ortaya çıkıyor…
Günümüzde artık turizm bacasız sanayi tanımının da ötesinde, çeşitli ülkeler ve özellikle de Mersin
gibi kentler için yaşamsal öneme sahip…
1950'den sonra, dünyada ciddi anlamda başlayan insanoğlunun başka yerleri gezme görme tutkusu
sonunda turizm her yıl yüzde 10 oranında büyüme ile günümüzde petrol ve otomotiv ürünleri
ticaretini de geride bırakarak, uluslararası mal ve hizmet ticaretinin 1 numaralı kalemi, bir başka
ifadeyle günümüzde dünyanın en büyük endüstrisi haline gelmiş durumda...
Bugün 750 milyonu bulan dünya turist sayısı 2010 yılında 1.2 milyara ve 2020 yılında 1.8 milyar kişiye
ulaşacak..*
Bu artışa paralel olarak Pazar hacmi döviz bazından 2010'da 1.2 trilyon 2020'de 2 trilyon dolarlık bir
boyuta erişeceği tahmin ediliyor…
Türkiye için hedeflenen 2010 yılında 30 milyon turist 30 milyar dolar gelir hedefi zorlansa da 25
milyon insanın getireceği 25 milyar dolar beklentisi hayal değil..
Çünkü geçtiğimiz 10 yılda dünya ülkelerinin turizm gelirleri yılda yüzde 6.6 artarken ülkemiz turizmi
yıllık %12.2 yıllık büyüme ile dünya ortalamasını ikiye katladı..

Turizm neden bu kadar önemli sorusuna da birkaç rakamla yanıt vermeye çalışayım:
Günümüzde turizm sektörü sayesinde dünya genelinde çalışma yaşındaki her 13 insandan biri yeni iş
bulmakta, bu alanda çalışanlara yılda bir trilyon dolardan fazla ücret ve maaş ödenmekte ve dünya
global vergi ödemelerinin %5'i bu sektörden karşılanmakta...
Uzmanlar gelişmeler ışığında 2005 yılında küresel anlamda 175 milyon insanın istihdamı sonucu 2,5
trilyon dolarlık ücret ve maaş ödemesinin turizmden sağlanacağını ön görüyor..
Tüm bunların yanında turizm sektörü dünya yatırımlarının %10'unu bulan 400 milyar dolarlık kaynağı
-ki bunların içinde inşaat ulaştırma yiyecek içecek tekstil yaş meyve sebze gibi yan sektörler yer
almakta- aktarıyor..
Turizm sektöründeki yüzde birlik büyüme Dünya üzerinde 1 milyon insana yeni iş, dünya yıllık
hasılasına 10 milyar dolarlık katkı, ülke hazinelerine milyarlarca dolar vergi geliri olarak geri
dönmekte, potansiyeli yüksek ülkelerde global büyümeyi tetikleyen en önemli etki alanı biçiminde
ortaya çıkmakta...
Turizm zenginliği bakımından Türkiye'nin gerisinde bulunmalarına rağmen, İspanya, Portekiz
Yunanistan gibi rakiplerimiz turizm sektöründe kalıcı devlet politikaları uygulayarak sektörün milli
gelir içindeki katkısını yüzde 5 6'lara çıkardılar…
Yıllardır bu oranın %3'lerde takılıp kaldığı ülkemiz ekonomisi 2 turizm yatırım hamlesi ve Avrupa Birliği
ile başlayacak müzakere süreci desteğiyle önce %7'lere ardından %10'lara çıkarılabilir…
Turizmden, 2010 yılı sonunda, yıllık en az 25 milyar dolar döviz girdisi ve 25 milyar dolar katma değer
sağlayan, 3 milyon yeni insana iş ve aş yaratarak istihdamın da yükünü omuzlayan, milli gelirin
%10'unu oluştururken, mal ve ihracatın üçte biri kadar döviz kaynağıyla, sürdürülebilir sağlam bir
sistemin kurulması bekleniyorsa,
Bu Antalya'dan daha zengin, tarihi, doğal çok çeşitli turizm potansiyeline sahip bölgemizde başlayacak
yeni bir turizm hamlesi ile mümkün olacaktır...
Amerika'dan başlayıp Uzakdoğu’dan İstanbul'a sıçrayan en son 11 Eylül'de İspanya'da kendini
gösteren kanlı teröre rağmen insanoğlu artan bir iştahla yeni yerleri görmek kararlılığından
vazgeçmiyor, kısaca turizme ayırdığı zaman ve parayı hiçbir şekilde kısmak istemiyor..
Kazanlı-Seyhan’da klasik kum Deniz Güneş, -İngilizcesi ile 3S (Sun,Sea, Sand) turizmi dışında zengin AB
emeklilerine yönelik eko turizm temelli yeni konseptlere yoğunlaşıp yeni ve farklı modeller
geliştirmek mümkün.
Bizler pazar günü Kazanlı ve Karboğazı’ nı gezerken, aynı gün Dublin’de toplanan Avrupa Birliği turizm
konferansı'na üye 25 ülkenin 250 temsilcisi kapanış bildirisinde şu çarpıcı görüşlere yer veriyordu:
"Turistler artık paket turları yerine özel amaçlı bireysel gezileri tercih etmektedir. Daha fazla para
harcama kapasitesine sahip yaşlı turistlerin taleplerinin karşılanması bundan sonra daha da büyük
önem kazanıyor. (BBC 6 Nisan 2004 haberi)
Kazanlı- Seyhan’da pahalı 5 yıldızlı otel yatırımları yerine daha az konforlu da olsa, turistlerin
kendilerini evlerinde hissedecekleri, bahçesinde sebzelerini yetiştirecekleri, kendilerini misafir değil
ev sahibi hissedecekleri devre mülke benzer yatırımlar konusunda yeni modeller geliştirmekte yarar
olduğuna inanıyorum..
Kaldı ki Mersin bu açıdan doğal özellikleri ve tarihi zenginliği ile çok şanslı bir kent..
Yılda 5,5 milyon turist çeken Antalya hedefini 15 milyona çıkarmak için çaba gösterirken 55 bin turist
geldi diye sevinen turizm yoksulu Mersin'in önünde alacağı epey mesafe gideceği uzun bir yol var...

Abdullah Ayan Mersin, 7 Nisan 2004
*Not: Makalenin üzerinden geçen 20 yılda dünya geneli turist sayısı 1 milyar kişiye ulaşırken küresel
turizm hacmi 1 trilyon doları aştı. 2008 krizi, Pandemi, bölgesel savaşlar ve benzer pek çok nedenden
etkilenen sektör 2010 hedefini ancak 2022’ de yakalayabildi.
** Türkiye beklentilerin ötesinde performansla 2022’ de 50,5 milyon turist ve 41 milyar dolar turizm
geliri elde etti..