Sadece öğrenmek için değil farklı hayatlara, kültürlere, dillere, yaklaşımlara ve tarzlara tanıklık etmek içinde okumak iyidir. Düşünsenize 1841 yılında Petersburg’da Nevski Bulvarında dolaşıyorsunuz. Tarih kitaplarından okuduğunuz olaylara, o dönemde yaşamış yazarların bakış açılarıyla görebiliyor, yorumlayabiliyorsunuz. Bir olaya tek pencereden bakmıyor farklı karakterlerin açısından da bakabiliyor zenginleşiyorsunuz.
Kendi kültürümüzde sıradan gelen bir davranış şeklinin farklı kültürlerdeki karşılığını okuyunca şaşırıyor pencerenize bir kanat daha açmış oluyorsunuz.
Bir Amerikalının gözüyle Amerika’yı, bir Rus askerin gözüyle Rusya’yı analiz edebiliyor bugün ile kıyaslama şansına erişebiliyorsunuz.
Okurken, yolcuyu değil yolu öğreniyorsunuz.
İnsani duyguların bile birçok kültüre göre değişim gösterebileceğini, bizim gülerek anlattığımız olguların başka toplumlarda ağlanacak ya da utanılacak duyguların karşılığı olduğunu anlıyorsunuz. Ya da tam tersi.
Yola çıkmadan yolculuk yapıyorsunuz.
Tek bir insanken birçok insan oluyor bazen okuduğunuz bir romanda kendinize yakın gelen bir karakterle özdeşlebiliyorsunuz.
Ben olsam ne yapardım sorusunu kendinize soruyor, yazarın düşünsel dünyasına giriyor, onunla dolaşıyorsunuz Paris sokaklarında.
Sükûnet çok uzaklarda değil,
Sessiz köşenizde otururken en kalabalık olaylara dahil olup, tüm barışsever halinizle en kanlı savaşların içerisinde yer alabiliyorsunuz.
Okumak size bahşedilmiş bir armağan…
Değerini bilmeli !