Kilikia Bölgesinin sınırlarını, Strabon batıda Alanya, doğuda İskenderun Körfezi, kuzeydeyse Toros Dağları ile belirler. Ayrıca Alanya’dan Soloi-Pompeiopolis’e kadar olan bölgeyi Dağlık (Trakheia) Kilikia, buradan İskenderun’a kadar olan bölgeyi Ovalık (Pedias) Kilikia olarak adlandırır. Lamos (Limonlu) Nehri ile Kalykadnos (Göksu) Nehri arasındaki bölgeye de Olba Territoriumu der.
Olba Territoriumu, Hellenistik ve Roma dönemlerinde, Kilikia Bölgesi’nde arkeolojik bulguların en çok rastlanıldığı yerdir. MÖ 188 yılında Seleukoslar’ın Romalılar ile yaptıkları Apameia Antlaşması’ndan sonra Olba Territoriumu, Seleukoslar’ın sığınabilecekleri önemli bir merkez olmasıyla birlikte, burası arkeolojik açıdan Roma eserlerinin yapıldığı önemli bir yere dönüşmüştür.
Olba Territoriumu’nda Geç Hellenistik ve Erken Roma dönemlerinde yapılan mimari yapıların yanında nekropol alanları, dağ yamaçları, nehir boyları, kale, obruklar ve yerleşim yerleri girişlerinde, ana kayaya işlenmiş sayıları yetmişi bulan kabartma bulunur. Kabartmaların büyük çoğunluğu yerel işçilikle yapılırken, bazıları da kompozisyon, stil ve ikonografik açılardan batıdaki örneklerle benzerlik göstermektedir.
Olba Territoriumu’nda yer alan kabartmaları ölü ziyafeti, askerler ve kült kabartmalar olarak gruplandırmak mümkündür. Bu kabartmaların hepsi, Kilikia’da en dikkat çekici eserlerin başında gelir. Üç şekilde gruplandırdığımız bu kabartmaların içinde, asker kabartmaları benim en çok ilgimi çeken kabartmalardır. Bu kabartmaların bir kısmı diğer gruptaki kabartmalarla bir arada betimlenmişken bazıları da tek başlarına betimlenmiştir.
Asker kabartmaları içerisinde en etkileyici bulduğum, Hisar Ören Yeri’nin kuzeybatı yamaçlarında yer alan, üç Romalı askerin yanyana betimlendiği kabartmadır. Kilikia Bölgesi’nde genellikle tek bir asker betimlemesine rastlanırken Hisar Ören Yeri’nde yanyana üç asker kabartması yer alır. Kilikia’daki bütün lokasyonlardaki asker kabartmalarının sağ elinde mızrak, sol elinde hançer tutmak ve chiton giymek gibi standart görünümleri bulunmaktadır. Bu kabartmadaki asıl önemli detaysa, 1. ve 2. askerin ortasanda sadece belden yukarısı olan bir kadının, baş ve gövdesinin 2. asker tarafından sağ elindeki mızrağını sapladığı betimlemedir. Bu korku ve ürküntü verici kompozisyonda sanatçı, “Bu kente öyle elinizi kolunuzu sallayarak ve izinsiz bir şekilde giremezsiniz.” mesajını mı vermek istemişti acaba? Kabartmanın, art niyetli ziyaretçilerin pek bilemeyeceği bir lokasyonda yer alışı, kabartmanın günümüze kadar en az tahribatla ulaşmasını sağlamıştır.
Dağlık Kilikia’da dikkat çeken bir başka asker kabartması Kanlı Divane’de, karstik çukurun iç yüzeyinde yer alan Armaronzas Aile Kabartması’nın kuzeybatısındaki asker kabartmasıdır. Askerin adının “Trogomon” olarak okunabildiği bir yazıt bulunmaktadır. Yazıtın sonradan, askerin annesi tarafından yazdırıldığı anlaşılmıştır. MS 1. yüzyıla tarihlendirilen kabartma, Roma asker kabartmalarının içerisinde en yıpranmamış olanıdır. Kanlı Divane’nin uzun yıllardır koruma altında oluşu ve kabartmanın bulunduğu yüzeyin insan eliyle zarar görmeyecek yükseklikte oluşu, kabartmanın üzerindeki en küçük ayrıntıyı bile gözleyebilmemize imkan oluşturmuştur...