Eğitim hayatımız boyunca, bize anlatılan trigonometri, matematik, fizik, kimya, geometri gibi derslerden dolayı, hepimiz ya da birçoğumuz ''iyi ama tüm bunlar ileride bizim ne işimize yarayacak'' düşüncesine kapılmışızdır. Uzun yıllar boyunca geçerliliğini koruyan bu trajikomik replik günümüzün öğrencileri arasında da geçerliliğini yitirmiş değil.

Yukarıda bahsedilen cümlenin her zaman akıllarda küçük bir espri konusu olarak kalmasını tercih edebiliriz fakat gelgelelim, insanoğlunun yaşadığı tsunami, deprem, salgın gibi felaketler bizlere bilimin, kısacası tüm bunlar ne işimize yarayacak sorusunun cevabının ne kadar önemli olduğunu anlatmaktadır.

Son yaşadığımız depremlerle gördük ki, matematiği, geometriyi, statiği bilmeyen ya da bilmek istemeyen kişilerin ihmalkarlığından dolayı birçok insan hayata veda etti. Gerekli teknik çalışmaların yapılmaması, zemin özelliklerinin göz ardı edilmesi, çok katlı binaların çekiçleme nedeniyle birbirini etkilemesi kısacası bilime uzak yaklaşımlarda bulunulması tablonun bu denli kötü olmasına neden oldu.

Her coğrafi bölgeye göre farklı yapısal sistemlerin uygulanması gerektiği düşüncesi, yaşadığımız her deprem felaketinden sonra gündeme gelmiştir. Belki de çözüm, her bölgeye her farklı zemin tipine göre farklı taşıyıcı sistemlerin uygulanacağı yapılar inşa etmektir.

Kaderciliğe değil bilime güvenirsek ve bilimin gerekliliklerini yerine getirirsek, doğayla mücadele edebilme şansımız vardır. Aslında doğa ile mücadele etmek yerine doğa ile uyumlu hale gelme düşüncesi daha doğrudur. Çünkü insan da doğanın bir parçasıdır.

Bu yüzden şunu unutmamak gerekir ki, matematik, geometri, fizik, kimya gibi yeryüzü biliminin temel taşlarını oluşturan bu olgularla karşılaştığımızda, zamanında bizim de sıkça sorduğumuz ve şimdi bile öğrenciler arasında güncelliğini koruyan ''bunlar ne işimize yarayacak'' sorusunun cevabı;

Daha güvenli, daha insancıl daha medeni ve en önemlisi daha sağlıklı bir dünyada yaşamamızı sağlayacaktır olabilir.

Sağlıklı günler dilerim.