Van Gölü deyince akla öncelikle Van şehri gelir ama göl çevresindeki ilçelerin neredeyse yarısı Bitlis sınırlarındaki Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz’la çevrilidir. Bu üç ilçe,  gerek doğası, gerek tarihi dokusu gerekse insanlarıyla çok özel ilçelerdir. Van Gölü’nü bir hilal gibi saran Adilcevaz, Ahlat ve Tatvan’ın bir ucunda Türkiye’nin 4058 rakımıyla üçüncü büyük dağı olan Süphan, diğer ucunda dünyanın ikinci krater gölüne sahip Nemrut Dağı, eteklerini Van Gölü’ne sarkıtarakbölgenin güzelliğine güzellik katarlar.

Bitlis’in Van Gölü kıyısındaki Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz ilçelerinin ortak özelliği, Van Gölü’nün en bakir kıyılarını bünyelerinde barındırmalarıdır. Bölge insanı için Van Gölü, uçsuz bucaksız bir denizdir aslında. Van Gölü çevresinde gezerken, farkında olmadan “deniz” sözcüğü kısa sürede dilinize takılıyor ve yöre insanı gibi göl sizin için artık ruhunuza ve bedeninize  serinlik katan bir deniz oluveriyor. Gölün çevresinde ilerlediğinizde de sizi her an şaşırtacak bir doğa harikasının içinde buluyorsunuz kendinizi.

Bitlis’ten doğuya doğru ilerlediğinizde sizi ilk karşılayan ilçe,  gölün batı ucundaki Tatvan olacaktır.Gölün tüm batı sınırlarını kaplayan Tatvan, Van Gölü’nün çevresindeki yerleşimler içerisinde göl ile en haşır-neşir olan ilçedir. Gölün hemen kıyısına konumlandırılmış Tatvan bu görüntüsüyle, Akdeniz veya Ege kıyılarındaki bir ilçemizi aratmayacak bir estetikle karşımıza çıkar. Kıyılarındaki yürüyüş parkurlarıyla gölün maviliklerini rahatlıkla izleyebilirsiniz.  İlçenin beş km kadar kuzeyine yöneldiğinizde, kamp yapabileceğiniz harika kıyılarla karşılaşacaksınız. Bu kıyılarda kamp yapmayı tercih edecekseniz sabahın çok erken satlerinde sizi ısrarla uyandırmak isteyen karga sürülerine şimdiden hazırlıklı olun. Kesin olan bir şey daha var ki, o da yapacağınız kampta hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar güvenli ve huzurlu bir ortamın içinde bulacaksınız kendinizi.

Tatvan’dagidilmesi gereken yerlerin başında Nemrut Krater gölü gelmektedir. Tatvan’a 13 km uzaklıktaki göl, 1441 yılında dağın şiddetli bir şekilde patlamasıyla oluşmuştur.Günümüzde tam olarak sönmemiş Nemrut dağının üzerinde yer alan Nemrut krater gölü, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük  krater gölüdür. Derinliği 176 metre olan Nemrut gölü kuş bakışı, hilal şeklinde  bir görünüme sahiptir. Deniz seviyesinden yüksekliği 2247 metre olan gölün Van Gölü’nden yüksekliği 600 metredir.

15. yüzyılda Vardan, Haissmavoruk adlı eserinde Nemrut’la ilgili şunları yazmıştır: ''1441 yılında Ahlat ile Bitlisarasında bulunan Mahrut(Nemrut) dağı gök gürültüsünü andırır sesler çıkarmış ve insanlar korku ve dehşete kapılmıştır, çünkü dağın bir şehir genişliğinde yarıldığı ve yarıktan çok koyu renkli bir duman ile çevrili ateş çıktığı görülmüş ve öldürücü fena bir koku insanları hasta etmiştir. Müthiş ateşin etkisi altında taşlar kor haline gelmiş ve muazzam hacimdeki kayalar gök gürültüleriyle havaya fırlatılmıştır.''Nemrut'un hala kalderasının içinde  çok sayıda lav çıkış merkezi, lav hunisi, sıçratma konisi, sıcak su kaynakları, sıcak bir gölün varlığı ve gölün çevresinden hala sıcak gazların çıkması, dağın sakinlik devresinde bir volkan olduğunun kanıtıdır.

(Ahlat ve Adilcevaz ilçeleri, gelecek yazımda.)