30 Ağustos tatilini de fırsat bilerek Malatya’ya gittim.Esasında hayırlı bir işimiz vardı.Onu hallettik.Yola çıkmadan okuyacağım dergileri eşim valize itina ile yerleştirdi.Malatya’nın en köklü bir firmasından bilet almıştım.Otobüs 2+1 şeklinde koltuklara sahipti.İki kişilik koltuklar çok geniş ve rahattı.Yolculuğumuz gece boyunca sürdü.Daha önce banka müdürlüğü yaptığım Pazarcık ve Gölbaşı’n dan geçerken içim burkuldu.Sanki terkedilmiş iki ilçeydi. Yıkılan binaları görünce eski çalıştığım günler aklıma geldi.Anılar bir bir gözümün önünde kaybolup gitti.Konteynirler yol boyuna dizilmiş bir tren vagonunu hatırlatıyordu.Gölbaşına yaptırdığım banka şubesi yıkılmamıştı.Hemen iki metre arkasından geçen fay hattından dolayı temele çok demir döşenmişti.Ama bina yerinde dururken bankanın kanteynirde faaliyetine devam ettiğini öğrendim.Tedbir amaçlı böyle bir karar almıştı yönetim.Her tarafın harabeye döndüğü tozlu yollardan geçerek ilerlemeye devam etti tecrübeli kaptanımız.

      Gün biraz aydınlanmaya başladığında köylerde tepelerin üzerine yapılmış yeni evler gözüme çarptı.Nihayetinde depremin etkisi ile yeni evlerin kayalar üzerine inşaa edilmesi birazda olsa beni umutlandırdı.Güzel ovaların betona gömüldüğü ve bir bir yıkıldığı iki büyük depremden sonra devlet tedbir almaya başlamıştı.Umarım diğer bölgelerde de aynı yöntemle evler yapılıyordur.Çünkü kayalar üzerine yapılan evlerde deprem riski daha az oluyor.Üstelik böylece tarım arazilerinin de yağmalanmasının önüne geçiliyor. Otobüsümüz ilerlerken hiç bilmediğim bir yola saptı.O yolu ilk kez görüyordum. Sonradan öğrendiğime göre Beylerderesi tarafında yol bakım ve onarımı varmış.Yeni yola sapmamız Malatya’ya varışımızı 1-1.5 saat uzattı.Nihayet depremde zarar gören otogara sağ salim ulaştık.Hemen bir taksite atlayarak gideceğimiz eve ulaştık.

       Güzel bir sabah kahvaltısından sonra biraz uyuyalım dedik.Esasında yolculuğu seven biri değilim.Emekli olduktan sonra daha fazla seyahat etmeye başladım.Ne yapalım mecburen çalışıyoruz.Emekli maaşı ile geçinmek imkansız.Ek bir gelir şart.Bu ekonomik şartlarda emekli maaşı yetmiyor. Şayet kirada oturuyorsanız yaşamak mucize!..Oturduğum apartmanın karşısında evler yıkılmış.Dışı cicili bicili boyalı evler kağıttan karton gibi yerlere serilmiş.Her taraf toz içinde.Sevdiğim pide fırını kapanmış.Ben yeni bir pide fırını sorgularken yıkılmamış ama içinde insan olmayan bir sürü evler gördüm. Belki mahkeme kararını bekliyor yıkım için.Bu gibi bir çok ev var.Özellikle zamanın da çok hoşuma giden ve çevrede örnek gösterilen 7-8 bloklu bir site vardı.Bu sitede apartmanlar zemin artı 6 katlı şirin bir görüntü gösteriyordu.Burada dikkatimi bir şey çekti. Bu sitede sadece ilk apartman zarar görmüş. Diğer apartmanlarda oturanlar varken burası boşaltılmış.Halbuki aynı müteahhit yapmış tüm binaları.Diğer yerler yıkılmamış neden bu bina yıkılmış diye beynimi zorlarken nedenini kısa sürede anladım.Altında dükkanlar vardı ve kolonlar kesilmişti.Ne yazık ki yıkılan bir çok binada kolon kesilmesi çok etkili olmuş.

      Şöyle etrafı biraz gezdim.O güzelim memleketim ne hale gelmiş.Bir çok insanın konteynerde kaldığını gördüm.20 metre kare yerde yaz kış kalmak zor oluyordur galiba. Hele de aile genişse bu durum travmalara neden olur.Tuvalet ve banyo ihtiyacının hijyenik ortamlarda sağlanmadığını düşünüyorum.Güzelim Malatya yeşilliğini sanki kızıla boyanmış bir gözle görmek gerçekten beni üzdü.Hala gerekli yatırımlar yapılmış değil.Henüz yıkılacak binlerce ev varken yeterli ev yapılmaması halk üzerinde umutsuzluğa neden olmuş.Ben burada muhalif bir tavır takınmayacağım.Hükümetin içi hiç kolay değil.Bir anda üst üste 2 depremin etkilediği 11 ilde bu yaraları sarmak uzun sürecek.Yani kısa sürede altından kalkılacak işler değil.Az çok işin içinde birisi olarak biliyorum prosedürleri.Ama umutsuzluğa gerek yok.Devletimiz güçlüdür ve kısa sürede bu işin altından kalkacaktır.

      Bu yazıyı pazar günü Malatya’dan yazıyorum.İlk yazımı 1984 yılında yine bir Malatya gazetesinde yazmıştım.Yazımı yazarken o eski günler aklıma geldi.O zaman canlı canlı gözler görürken şimdi donuk, bakıp görmeyen gözler gördüm.Halkın umudu depremle birlikte yerin altına gömülmüş durumda.Ayrıca şimdilerde kayısı fiyatına taban fiyat verilmemesi bir tepki doğurmuş.Hükümete karşı özellikle Malatya milletvekillerine karşı bir hoşnutsuzluk var. İktidarın Malatya’ya sahip çıkmadığını düşünüyorlar.Ara sıra cılız protestolar olsa da bu pek etkili olamıyor.Halk artık vaatlere değil gerçekleşen eylemlere bakıyor.Belediye başkanını değiştirdik ama değişen sade başkan oldu diyorlar.Belediyenin henüz bir atılım içinde olmadığını söylüyor halk.

       Pazar akşamı tekrar Mersin’e dönüyorum ve yarın işbaşı yapacağım.Bir tarafım Malatya’da kalıyor,diğer tarafım sevdiğim Mersin’e akıp gidiyor.Mutlulukla beraber hüzünü birlikte yaşadım.Eskiden Malatya’ya gelirken çok heyecanlanırdım.Kernek parkında bir soluklanmak ruhuma iyi geliyordu.O Umutlarımın bir anda yok olduğunu anladım.Biri 44, diğeri 33 plakaya aşığım ve diliyorum ki Malatya güzel memleketim aynı eski güzel günlere geri döner.İnsanların yüzü eskisi gibi güler.Esnafı mutlu,çiftçisi huzurlu bir hayat sürer.Tek temennim bu.