Geçtiğimiz günlerde yapılan bir sokak röportajında, bir kadının Instagram erişim engeli üzerine kullandığı ifadeler gündem oldu. Röportajda erişim engelini eleştiren Dilruba K. alelacele gözaltına alındı ve adliyeye sevk edildi. "21. yüzyılda parlamenter sistemden çıkıp koca ülkeyi tek bir adama verirsek, o da babasının ahırı gibi kullanır. Sosyal medyayı kapatmasını desteklediğiniz için, hayvanların katledilmesini desteklediğiniz için, bütün özgürlük haklarınızı tek bir kişiye teslim ettiğiniz için ve Allah'tan da üstün tutup ona taptığınız için hepiniz beyni emcüklenmiş birer gerizekalısınız." şeklinde ifadeler kullandığı için çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çocuk tecavüzcülerini, kadın katillerini, canileri, teröristleri yakalamayan, yakalasa bile kısa bir süre sonra geri bırakan sistemimiz; hükümet eleştirilince, nedense görülmemiş bir hızla hareket ediyor.
Biraz düşününce eminim sizin de aklınıza bu duruma benzer onlarca örnek geliyordur. İşin en kötü tarafı ise bu adil olmayan reaksiyonlara öylesine alıştırıldık ki asla yadırgamıyoruz. Günlük hayatta attığınız bir tweet için, iktidar sahiplerini eleştirdiğiniz ya da herhangi bir haksızlığa ses çıkardığınız için kendinizi hapiste bulabilirsiniz. Ne yazık ki arkanızda size destek olacak birilerini bulma şansınız da oldukça düşük. Çünkü alıştırıldık ve ses çıkaramaz olduk. Gerçi sosyal medya hesaplarından olaya dair paylaşım yapan herkes yeterli mücadeleyi verdiğini düşünüyor ama gerçekte aynı şekilde yeterli olmayabiliyor. Ayrıca yerinizi başka bir haberin ya da bir son dakika haberinin alması ise an meselesi! Sonra ne mi olacak? Anında unutulacaksınız.
Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu iseniz, Kızılay başkanının kızıysanız ya da iktidara yakın birilerinin yakınıysanız korkmanıza gerek yok. Birini öldürseniz bile elinizi kolunuzu sallayarak sıyrılabilirsiniz bu durumdan. Hafızanızı biraz zorlarsanız ya da internette biraz dolaşırsanız adaletin ikiyüzlü işleyişine dair yüzlerce haber bulabilirsiniz.
Eleştiriye tahammülü olmayan iktidar, ifade özgürlüğü elinden alınan insanlar ve tek adam rejiminde geçerli olan kanunsuz, keyfi cezalar…Yargılama olmaksızın cezalandırmanın yolu olarak verilen ‘tutuklama’ kararları... Bugün İzmir’de tutuklanan kişi sadece düşüncelerini ifade ettiği için tutuklandı. Bu kişi yarın siz de olabilirsiniz. Halbuki ‘tutuklama’ bir ceza yaptırımı değil, çok sıkı şartların varlığı halinde uygulanabilecek bir güvenlik tedbiridir. Toplumdaki kişileri susturmaya ve onlara gözdağı vermeye yönelik verilen orantısız, hukuksuz tutuklama ve ‘alıkoymaya’ lar derhal son verilmesi gereken şeylerin başında geliyor. Buna son vermesi gereken kişiler de bizleriz.
Peki ne yapmalıyız? Susmayacağız ve tepki göstereceğiz. Öyle sadece sosyal medya hesabından paylaşım yaparak da değil. "Ya ben tepkimi gösterdim, elimden geleni yaptım." Bu şekilde kendini ve başkalarını kandırma. Senin 100,200 takipçili hesabından yaptığın paylaşım, kişisel olarak seni tatmin ediyor olabilir ama gündeme ne derece etki ediyorsun hiç düşündün mü? Evet, sosyal medyanın bir gücü var ama yaptığın paylaşım bu güne dek neye, ne derece fayda sağlamış? O yüzden ben üstüme düşeni yaptım diyemezsin. Hobi olarak yine protestonu yap kişisel hesaplarından, ne bileyim hayvan haklarını savun, İsrail'i lanetle, kadınlar, eşcinseller için paylaşımlar yap... Fakat üstüme düşeni yaptım diye düşünme. Çünkü yeterli değil. E ne yapacağız peki? Öncelikle korkmayacaksın. Beni de içeri alırlar mı, işimden olur muyum, hakkımda işlem yapılır mı? şeklinde sorular aklına gelmeyecek ve haksızlık karşısında sessiz kalmayacaksın. Sadece kendin gibi ve senin düşüncene yakın kişiler olunca değil üstelik, haksızlığa uğrayanın kim olduğuna bakmaksızın mücadele edeceksin. Tek başına da değil, çünkü tek başına bunca kötülük karşısında mücadele edilemez. O yüzden örgütleneceksin. Evet, yapılan haksızlıklar karşısında kim varsa; onlarla da ne, neci olduğuna bakmadan sırf adalet için bir araya geleceksin. Aranızdaki farklılıkların sizi ayrıştırmasına izin vermeden yapacaksın bunu. "Bana ne eşcinsel haklarından, onlar da Kürt zaten, onun da başı kapalı, dinsiz bunlar da zaten" demeyeceksin. Ortada bir haksızlık varsa, ona karşı çıkan kim varsa onlarla birleşip mücadele edeceksin. Edeceksin ki onlar da sen haksızlığa uğradığında yanında olacak.