“Yine de bir iştir beklemek. Bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.” der Cesare Pavese. Bu cümlesinde yineye eklediği ‘de’ eki ile beklemenin hoş bir şey olmadığına dair bir şeyler de anıştırır.
Zira beklemek zordur, çünkü sonu yoktur.
Buradan devam edersek, hayat süreç- sonuç- süreç sarmalında ilerlediğinden ve her süreçte sonuç için bir bekleme anı olduğundan, hayatın aslında kolay bir şey olmadığını da ileri sürebiliriz.
Beklenen şey iyi ya da kötü gerçekleştiğinde bu yeni bir sürecin başlangıcı olur ve bir yerde kendimizi yine beklerken buluruz, beklemenin sonunu getiremeyiz.
Beklemenin sonsuzluğunda yazılabilecek sonsuz şeyler çıkabilir ortaya, neyi, neyin beklendiğine bağlı olarak.
Bu sonsuzlukta kaybolmaktan, beklerken yaşananları tahmin etmeye çalışan birkaç şey yazarak kurtulmayı deneyeceğim.
Beklemenin, biteviye hareket eden sarmalın bir parçası olması nedeniyle, statik, durağan bir şey olmadığını, o anda duruluyor olsa da zihinsel olarak hareketin devam ettiğini, beklemenin potansiyel bir enerji barındırdığını, bu enerjinin kendini ve süreci değerlendirmek için kullanılan bir an olduğunu söylemek mümkün.
Beklerken duygu dünyası egemen olur insana. Duyguların eşliğinde çalışmış olsa da sürecin ilerlemesinde baskın olan biliş, bilinç, akıl görevini yapmış, sonucu bekleme anı gelmiştir. Bu anda, beklerken, duygular sıra bende, siz biraz kenara çekilin der.
Neyi, neyin beklendiğine ve beklenen şeyin olup olmama olasılığına ve oluş zamanının belirli ya da belirsizliğine ve de başka birçok şeye bağlı olarak duygular sahne alır.
Kaygı; ya gelmezse, ya sınav sonucu istediğim gibi olmazsa, ya tren gecikirse…
Sevinç; bunu da başardım, çok çabaladım ama değdi…
Tedirginlik; biliyorum her şey yolunda ama gel de kendine anlat, yok yok iyi olacak…
Sakinlik; ben üzerime düşeni yaptım, her şey kabulüm…
Mutluluk; çok çalıştım, hak ettim az sonra madalyayı takacaklar boynuma…
Bu satırları daha da arttırabiliriz; insanın derinliği, hayatın zenginliği buna imkan tanımaktadır.
Meramımı ifade ettiğimi umarak son cümlelerle yazıyı bitireyim.
Beklerken yaşadığımız duygu yoğunluğuyla biraz kendimize döneriz, biraz derine iner, biraz kendimizi tanıma imkanı buluruz; bunun yanı sıra akılın yaptıklarıyla muhasebemizi yapar ve biraz daha insan oluruz.
Beklemenin hoşsuzluğunu, beklerken, hoşluğa çeviririz.