Aşağıdaki makale Mersin limanının özelleştirilmesinden 30 ay önce Ocak 2005’ te kaleme alınmıştı..

Bugün kiracı oldukları limandan hareketle Mersin’ in siluetini katledecek cesareti bulan işletme ve paydaşlarının fütursuz girişimlerine baktıkça o tarihte dile getirdiğim uyarılar düşüyor aklıma…

Dikkatlice okuduktan sonra geriye yaslanıp kararı siz verin…

“Uzun zamandır liman özelleştirmesinde gelinen noktayı ve bundan sonra izlenmesi gereken stratejiyle olası tehlikelere dikkat çekmiştik…

MTSO’ nun yılda yüz milyarlarca lira harcanarak 15 GÜNDE bir yaygın gazetelerin ekinde evlerimize ulaşan gazetesini görmesek, ‘NASIL BİR ÖZELLEŞTİRME, NASIL BİR LİMAN YÖNETİMİ?’ gibi sorulara yanıt aramayı sürdürecektik…

Oysa gazetenin, MERSİN kamuoyu bir yana, Oda’nın bu konuya kafa yoran beyinlerini bile şaşırtıp, çileden çıkaran hayallere dayalı yayınlarını görünce, gerçekleri anlatma yanında, limanın geleceğiyle ilgili kaygılarımızda da ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı…

Bu nedenle yayın organında gerçekleşmiş gibi sunulanların, düğün dernek havasında atılan manşetlerin, boş sözlerden başka anlam taşımadığının kamuoyunca bilinmesinde yarar var…

Önce MTSO yayın organının 2005 OCAK sayısının manşeti:

“LİMANDA MUTLU SON”…

Manşeti görünce kendi kendimize bazı sorular yöneltip yanıtlarını aramaya çalıştık…

LİMANI MERSİN’İN OLUŞTURDUĞU BİR GÜÇ BİRLİĞİ Mİ DEVRALDI?… HAYIR….

LİMAN İŞLETMESİNİ, ODANIN BAŞINI ÇEKTİĞİ BİR ŞİRKET Mİ İŞLETECEK?… HAYIR…

MERSİN, LİMANDAKİ İŞÇİDEN, BU GÜNE KADAR İSTEDİĞİ KALİTE VE FİYATTA HİZMETİ ALAMAYAN İŞ ADAMINA KADAR HERKESİN ORTAK OLDUĞU BİR ŞİRKET KURDU DA, KALİTELİ VE HIZLI LİMAN HİZMETLERİNİ DÜNYA FİYATLARININ ALTINA ÇEKEREK, LİMANI, DOLAYISİLE DE MERSİN’İ BÖLGENİN VE DÜNYANIN CAZİBE MERKEZİ HALİNE Mİ GETİRDİ? HAYIR…

Peki tüm soruların yanıtı hayır olduğuna göre, bu ‘MUTLU SON’ başlığı neden?…

Estirilen dayanıksız, saçma sapan bayram havasının, nerdeyse 6 Ocak’ı Mersin’in kurtuluş günüyle özdeşleştirme gayretlerine ne gerek var?…

Ne olmuş ta “LİMANDA MUTLU SON” a ulaşılmış anlamak mümkün değil…

Eğer Oda yönetimi Resmi Gazetede yayınlanan özelleştirme kararını kast ediyorsa, 6 OCAK 2005 günü RESMİ GAZETE’ de yayınlanan metin ‘MUTLU SON’ un değil, zahmetli ve çok zor bir koşunun startının habercisidir…

Halk deyimiyle yolculuk için gerekli atın dört nalından biri bulunmuştur. Daha ortada bulunması gereken üç nal ve ondan da önemlisi atın kendisi yoktur…

Nasıl ve nerden bulunacağı konusunda da düğün dernek sözcükleri dışında, somut herhangi bir projenin de olmadığı çıkıyor ortaya…

Gazeteyi ve başkanın köşe yazısını okuyanlar iyi ki sokaklara dökülüp gecikmiş 6 OCAK LİMAN BAYRAMINI kutlamaya kalkmadılar…

Hayal dünyasında dolaşmaktan vazgeçip, sağlıklı bir kafayla, sakin biçimde olup bitenleri yeniden anımsamakta yarar var:

MERSİN LİMANI Oda yönetiminin iddia ettiği gibi MTSO ve DTO’ nın yoğun çabaları sonucu değil, hükümetin özelleştirme politikaları gereğince özelleştirme planına alınmıştır.

Kaldı ki, yine MTSO gazetesinde sağduyuyla kaleme aldığı bir başka yazıda Deniz Ticaret Odası Başkanı  “6 LİMANIN ÖZELLEŞTİRME KARARININ 8.BEŞ YILLIK KALKINMA PLANINDAKİ TCDD LİMANLARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ VEYA OTONOM İDAREYLE YÖNETİLMESİ ÖNERİSİNİN 59. HÜKÜMETÇE BENİMSEMESİYLE” alındığını ifade ediyor ki, kamuoyuyla paylaşılması gereken asıl gerçek budur…

Üstelik söz konusu olan sadece Mersin limanı değil Türk ekonomisinin can damarı olan İZMİR, DERİNCE, BANDIRMA, SAMSUN, İSKENDERUN gibi her biri farklı değer ve stratejik önemde olan limanlardır.

Olayı basite indirgeyip, “ULAŞTIRMA BAKANINA ANLATTIK, O DA LİMANI ÖZELLEŞTİRMEYE ÇIKARDI” söylemlerinin ciddiyetle ve gerçeklerle ilgisi yoktur…

Özelleştirme İdaresi ve Ulaştırma Bakanı Oda Gazetesinde iddia edildiği gibi bazı kurumların talepleriyle hareket etmiş olsa, Samsun’ daki oda ve kuruluşların özelleştirilmesine karşı çıktığı Samsun limanı ÖİB kararı içinde yer almazdı…

Olmayan gücü var gibi göstermek veya sanmak, kişileri de kurumları da ileride telafisi imkansız stratejik ve taktik hatalara sürükler diye korkuyoruz…

Odalarımız Bakanlar ve Hükümet üzerinde madem bu kadar etkiliydiler, zafer kutlamalarını 40 gün 40 gece sürdürdükleri TAŞUCU Liman ihalesinin ÖİB tarafından iptaline neden engel olamadılar?…

Eleştiri ve uyarılarla, Mersin limanının özelleştirilmesinin önemine uygun davranıp, bir an önce projeler geliştirmesi gereken kurumların, kararın sarhoşluğuyla hatalı stratejiler çizmelerinin, yanlış ortaklar peşinde koşmalarının önüne geçmeyi murat ediyorum..

Bu olmazsa ne olur?

Bizimkiler “LİMANDA MUTLU SON” teraneleriyle kenti vavuturken, birileri gelir parayı bastırıp Mersin’in bu en değerli mücevherine sahip olur ve hepimiz elimiz böğrümüzde peşlerinden baka kalırız…

Yoksa, yine Şaman başkanın Oda gazetesinde yer alan köşesinde ipuçlarını verdiği “LİMAN İŞLETMECİLİĞİNDE DENEYİMLİ YERLİ VE YABANCI FİRMALARDAN OLUŞACAK BİR ORTAK GİRİŞİM GRUBU” düşüncesi kapalı kapılar ardında bir yerlerde pişirildi de bizim mi haberimiz yok?…

Bunlardan daha elim ve hazini, MERSİN konusunda MUSTAFA KEMAL’ in bir kez daha haklı çıkmasıdır.

Ne demişti Mersin ziyaretinde?: “MERSİNLİLER MERSİN’E SAHİP ÇIKINIZ”…

Limanına sahip çıkamayan, ortak akıl ve birikimin bir araya getirdiği sermayeye öncülük edip limanın işletmesini üstleneceğine, HOLDİNGLERİN SIĞINTI ORTAKLIĞINA KUCAK AÇAN OPORTÜNİST DAVRANIŞLARLA GELECEĞİ KARARTILMIŞ, KADERİ BAŞKALARININ ELİNE BIRAKILMIŞ BU TALİHSİZ KENTİN hedefe yürümesi mümkün olabilir mi?…

LİMANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ, kente ve kentliye aidiyet kazandırma, KİŞİLİĞİNİ BULMA ÇABASI İÇİNDEKİ MERSİN’LİLERİN BİR ARAYA GELME, GÜÇBİRLİĞİ OLUŞTURMA ARAYIŞLARI ADINA DA YAŞAMSAL SINAV DEĞERİNDEDİR…