Evrene mesaj yollama, Güneş'i selamlama, manifestleme, doğum haritaları, Merkür retrosu gibi şeyleri sıkça duyar olduk. Yaşam koçları, astrologlar, falcılar, kişisel gelişim rehberleri gibi meslekleri de aynı şekilde... Eminim ki sizler de bu terimlere ve mesleklere yabancı değilsinizdir. Birçok mecrada görebileceğimiz; astrolog x, yaşam koçu y, kişisel gelişim uzmanı z gibi isimlerle piyasaya çıkan ve popüler olan insanlar türemiş durumda. Bu kişiler çeşitli tahminler ya da genelgeçer sözler edip yüksek meblağlar kazanıyorlar. Açıkçası bu ve benzeri zırvalara inanan kişilerin eksilen paraları beni üzmüyor; fakat bu durumun bir sektör haline gelmesini endişe verici buluyorum.

İsteyen kendine yaşam koçu ya da kişisel astrolog tutabilir tabii ki. Aynı şekilde bunların çok saygın bir meslek olduğunu da savunabilir. Fakat tüm bunlar; çoğunlukla aldatmaca üzerine kurulu bir sektör halini alınca, bir gazeteci olarak bu duruma değinmeden edemezdim. Yaşam koçu nedir mesela? Kendi kendine yaşamayı beceremeyenler için rehber gibi bir şey mi? Bu konular üzerine biraz araştırma yapan herkes, durumun hızla büyüyen yeni bir pazar olduğunu görüyordur.

Enerji veren taşlar, negatif düşünceleri yok eden kolyeler gibi yeni tüketim ürünleri görüyoruz piyasada. Bana biraz Ortaçağ geleneklerini anımsatıyor olsa da bu gibi şeylerin oldukça alıcısı mevcut. İşin olumsuz tarafı, bu şekilde insanları dolandıran binlerce kişi olması... Falcılar, astrologlar, taş enerjisi uzmanları (artık isimleri her neyse), tılsım yapıcılar, kişisel gelişim uzmanları, evrene enerji yollayanlar derneği, güneşi selamlayanlar topluluğu, Merkür/Venüs retro mühendisleri, yıldız haritası okuyucuları, 777'ler derneği... Bu ve benzeri kişiler ya da gruplar, bir nevi yeni model türbe ve çaputculuk gibi geliyor bana. Süslü kelimeler ve bilimsel olduğunu iddia ettikleri cümlelerle, takipçi ve müşteri kazanan ve bunlar üzerinden maddi gelir elde eden yeni bir tarikat.

"Kendinizi sevin, her şey güzel olacak, her yeni gün mükemmel bir başlangıç" şeklindeki toksik pozitiflik bir moda haline gelmiş durumda. Ayrıca manevi haz arayışını maddiyatla ve tüketimle kapatma modası da buna eşlik ediyor. İnsanlar bir yandan görünmeyen şeylere inanılmasını eleştirip, bilimsellikten uzak olduğunu söylerken; diğer yandan boynuna taktığı kolyedeki taşın güzel şeyler getireceğine inanıyor, ironik bir şekilde. Çağımızın modern putperestleri diyorum ben bu kişilere.

Özellikle yaşadığımız coğrafyada insanlar o kadar mutsuz ki umudu böyle spiritüel şeylerde aramaya yönelebiliyorlar. Tabii ki pozitif düşünmek, iyi hissetmemizi sağlayacak şeyler yapmak, bize iyi gelen düşüncelere yönelmekte kötü bir yan yok. Hatta hobi olarak fal, tarot, astroloji gibi alanlara ilgi duymakta da sorun yok. Aynı şekilde taşlara ve enerjilerine de ilgi duyabilirsiniz. Fakat bunların mucizevi güçleri olduğuna inanmak, bunları hayatınızın odak noktası haline getirmek; türbelere el, yüz sürüp dilediği şeyin gerçek olacağına inanmaktan veya tarikat şeyhlerinin ellerinin, ayaklarının yalanarak mucize gerçekleşeceğini beklemekten bir farkı yok.

O yüzden diyorum ki hobi olarak yine Güneş'i selamlayın, ne bileyim x gezegeni Dünya'ya yakın geçti diye çeşitli çıkarımlar yapın ya da x taşının enerjisinin size iyi geleceğini düşünün; fakat bunlara ciddi anlamlar yüklemeyin. Hayatınızın kontrolü her zaman sizin elinizde olmayabilir ve yaşantınızı etkileyen birçok faktör bulunabilir; ama bunlar arasında Merkür, Venüs falan yok emin olabilirsiniz.