Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasası'ndan 'Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez,' denilen ilk dört maddesinin değiştirilmesini istiyor,

'Anadilde eğitim' istiyor,

Seyit Rıza ve Şeyh Sait için 'İade-i itibar' istiyor,

Türkiye Cumhuriyeti topraklarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin 'Kürdistan' olarak tanınmasını istiyor,

'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözünün kaldırılmasını istiyor…

En belirgin olarak bu seçtiklerimizin dışında olan talepler de var.

Kim bunları isteyen?

Son günlerde sözü sıkça edilen, geçmişte 'Domuz bağı' ölümlerle anılan ve şimdilerde de 'Katil' olarak tanımlanan HÜDA-PAR

'Biz sözü edilen dönemlerin partisi değiliz,' deseler de…

Cephenin başka ucunda olanlara bakalım şimdi de;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ilk dört maddesinin değiştirilmesini istiyorlar,

'Ana dilde' eğitim istiyorlar, (Başta Diyarbakır olmak üzere açılan 'Kürtçe Dil Kursları talep görmeme nedenleriyle kapatılmış olsa da)

Seyit Rıza'nın heykelinin önünde basın açıklaması yapıyorlar,

'Kürdistan' tanımlaması ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu topraklarında 'Özgür Kürdistan' hayalleri kuruyorlar,

'Türk' sözcüğünün Anayasa'dan çıkarılmasını istiyorlar,

Son kırk yılda kırk bin vatandaşımızın ölümünden sorumlu olanlar, bebek, çocuk, genç, kadın-erkek demeden hayatlarına son verilen İNSANLARIMIZ gerçeğini gizleyemiyorlar…

Üçüncü cephe de var;

Sadece 'Türkiye vatandaşlığı' isteyenler,

Avrupa birliği özerklik şartnamesinin uygulanmasını (Federasyon) isteyenler,

'Açılım' sürecini başlatmayı taahhüt edenler,

Kendilerini hakim, savcı, yargıç yerine koyarak hükmü verilmişler dahil, hapishaneleri boşaltmayı vaat edenler,

Tunceli yerine 'Dersim' diyerek Cumhuriyet'in kazanımlarını ve feodalitenin yenilgisini kabul etmeyenler,

'CHP değişti, bu kolay olmadı elbette ama değiştik, biz artık 1930'ların CHP'si değiliz,' diyenler…

Gelelim sorularımıza;

'En büyük eserim Cumhuriyettir,' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten yana mı olacağız yoksa ağalıktan, şeyhlikten, mensupluktan yana mı?
'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir,' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ümüzden yana mı olacağız yoksa, derebeylik hayallerini sürdürmek isteyen Seyit Rızalardan ya da Şeyh Saitlerden yana mı?

'Bağımsızlık benim karakterimdir,' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ten yana mı olacağız, yoksa 'IMF bize para verecek,' sevincine boğulan AB-D mandacılığından mı?

Misak-ı Milli sınırlarımızı mı koruyacağız yoksa Türkiye, Suriye, İran ve Irak

topraklarının parçalanması ve ABD'nin İkinci İsrail yapılanmasına yol vermekten yana mı olacağız?

Sorular net!

Yanıtlar da net olmalı!