“Belirli bir etnik, ırksal, dini ya da ulusal grubun bütününün ya da bir bölümünün ortadan kaldırılması amacıyla yok edilmesi,” olarak değerlendirilir.

                Zaten adından, söylenişinden de bellidir amaç…

                Halk arasında “Köküne kıran girsin,” ya da “Soyun kurusun,” biçimindeki beddualarda da aynı amaç görülür.

                1914-15 yıllarında, Anadolu’da zorunluluktan kaynaklanan “Tehcir” olayı, bir o yana bir bu yana çekiştirilmiş, Ermenilere uygulanan bir soykırım olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

                Ancak her ne hikmetse;

                *Milyonlarca Ermeni’nin gömüldükleri mezarlar gösterilememiştir, bulunamamıştır.

                *Ermenilere yönelik soykırım iddiaları ne Anadolu’da ve ne de dünyanın başka bir ülkesinde mahkemelere intikal etmemiştir.

                ABD merkezli Ermeni lobilerinin iddiaları, iddia olmaktan öteye geçememiştir.

                Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek tarafından AİHM’de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) görülen dava ile “Ermeni soykırımı yapılmamıştır” demek suç olmaktan çıkarılmış ve soykırım iddialarının iddia olmaktan öte geçmediği tescillenmiştir. Kaldı ki bu arada Fransa tarihçilerinin yaptıkları ortak yazılı bir açıklama ile Ermeni soykırımı iddialarının tarihsel gerçeklikle bağdaşmadığı açıklanmıştır.

                Gelelim günümüze;

                1948’den beridir ABD güdümlü İsrail, Filistin topraklarında, işgalci ve yok edici tutumunu sürdürmektedir.

1)      Savaş kurallarını çiğnemekte ve sivilleri katletmektedir.

2)      İşgal ve soy kurutma çabası sürdürmektedir.

3)      Dünyanın en büyük insan hakları ihlalcisi olan ABD tarafından desteklenmektedir ve açıkça meydan okumaktadır.

4)      “Vadedilmiş topraklar” safsatasıyla insanların dini duygularını kullanmaktadır.

5)      Yaklaşık bir yıldır elli bin insanı öldüren, on binlerce insanı yaralayan, ilaç, yiyecek yaptırımlarıyla insanları canlı canlı ölüme sevk eden cani zihniyet, emperyalist AB-D tarafından alkışlanmaktadır.

Sadede gelelim şimdi de;

Son yüzyılda soykırım yapan kimdir?

Destekçileri kimlerdir?

Neden sorgulanamamaktadır ve gereği yapılamamaktadır?

Bir taraftan suç işleyenlerin, diğer taraftan suça teşvik, tahrik edip destek verenlerin görülmeden değerlendirme yapılması asla ve kat’a doğru bir çıkarım yaratmamaktadır ve yaratmayacaktır!

ABD, gerilemekte olan ve geriledikçe de saldırganlaşan bir emperyalisttir.

AB, yok olmaya doğru giden sözüm ona birlikteliklerinden, (AB) her türlü kargaşaya gark olmaktadır.

Soykırım nedir, soykırımı yapan kimdir sorularının yanıtları nettir!

Peki, gereği neden yapılmamaktadır?

“Güç” olmak gerekiyor demek ki!