Son yılların popüler olan sorusu; ‘hayatın anlamı var mı?’

Soru eski, sosyal medyada ileti furyasına bakarsanız sanki yeni…

Eski dediysek de insanlık tarihi kadar değil…

İnsan, karnını doyurma, canını koruma, neslini sürdürme işlemlerinden arta zaman kaldığında, ona eşlik eden bilişsel gelişmeyle birlikte düşünme kapasitesi artmaya başladığında aldı başına belayı…

Merak bir yandan sorular bir yandan…

Ben kimim?

Bu dünyada işim ne?

Hayatın anlamı ne?

Daha bir sürüsü…

Hoş, günümüzde hala bu soruları sormayan ya da sormaya fırsatı olmayan o kadar çok kişi var ki…

Sorulara verilen farklı yanıtlar, zaten farklı olan insanları daha da farklılaştırdı. Farklılaşma farklı kümeler oluşturdu, farklı kümeler de benzer çatışmalar.

Hayatın anlamı var diyenler bir yerde, yok diyenler bir yerde.

Hayatın anlamını inançlarda arayanlar bir yerde, kendisi anlam katmaya çalışanlar bir yerde.

Hayatın anlamını bulup huzur içinde yaşayanlar bir yerde, arayıp duran huzursuzlar bir yerde.

Bana ne hayatın anlamından ben yaşadığıma, aldığım zevke bakarım diyenler bir yerde, hayatı kendisi için, çevresi için, tabiat için güzel kılacak şeyler yaparak anlamlandırmaya çalışanlar bir yerde.

Hayat boş alkole koş diyenler bir yerde, hayat hoş dostunla coş diyenler bir yerde.

Anlayacağınız bir sorunun yanıtını verirken bile herkes başka bir yerde.

Soru yok, yanıt yok, dert yok…

Şimdi her yerde…