Muhalefetteki siyasi partilerin seçim kampanyaları temel olarak halk onları iktidara getirirse yapacaklarını anlattıkları vaatlere dayandırırlar…
İktidarlar ise gerçekleştirdikleri projeleri ortaya koyar, tamamlanan eserlerini ortaya koyup, başarılarının güvencesiyle ilerisi için destek isterler…
Muhalefet 'seçmen onları görevlendirirse' neler yapacaklarını sıralar ancak iktidar özellikle para pul istemeyen vaatler kapsamında o güne kadar yapmadığı veya yapamadıklarını 'bana oy verin, seçimden sonra size söz' diyerek öteleyemez..
Sıcak örnek devlete memur alımlarında mülakat uygulamasına son verileceği konusunda muhalefet bloğunu oluşturan Millet İttifakı' nın verdiği taahhüt…
Muhalefeti iş başına getirir ve ardından vaatlerini yerine getirmesini beklersiniz.. Getirirse sorun kalmaz, getirmezse ilk seçimde cezalandırırsınız…
Ama adı üstünde yapma iradesi elinde olan bir başka ifadeyle muktedir olan iktidar, 'bana oy verin, mülakatı seçimden sonra kaldırayım' diyemez…
Derse ne olur?
Seçmen 'elini tutan mı var? Yetki sende değil mi, neden seçimden sonrasını bekleyelim?' sorusunu sorar ve soru iktidarın samimiyetinin de sorgulanmasıdır aslında…
21 yıldır ülkeyi yöneten ve 2013' te 12 bin 582 dolara çıkan kişi başı milli geliri on yılın sonunda 10 bin doların altına gerileten Erdoğan' lı AKP' nin, 2023 seçimleri arifesinde yeniden seçimler kazanılırsa ülkede kişi başı geliri 16 bin dolara çıkaracağı vaadi her bakımdan sorgulanmaya muhtaç…
Muhtaç çünkü aynı AK Parti 2011 seçimleri öncesinde 2023 hedefini kişi başı 25 bin dolar olarak ortaya koymuştu…
Yine 2011' de 2023 için ön görülen 500 milyar dolar ihracat vaadinin bugün geldiği yer itibariyle durumu ortada..
İşin daha da ilginç yanı hedefin yarısına ulaşılması bile başarı olarak anlatılabiliyor ve 2022 sonundaki 254 milyar dolarlık ihracat 'Cumhuriyet tarihinin rekoru' olarak sunuluyor…
Sunulurken de o ihracatı besleyen ithalatın artık dayanılamaz boyutlara ulaşmasından söz bile edilmiyor, edilemiyor…
254 milyar dolar ihracata karşılık 364,4 milyar dolar ithalat…
Ve ihracat rekoruyla bile örtülemeyecek 100 milyar doları aşan ülke tarihinin en büyük dış ticaret açığı…
Oysa Erdoğan' ın, 'bu kardeşinize yetkiyi verin, bakın nasıl şaha kaldıracağım' vaadiyle son seçimleri kazandığı ve tek adam olarak yönetmeye başladığı son döneme damgasını vuran ekonomi modeline göre 'Türkiye, ithalattan çok ihracat yapacak, böylece döviz kurları yükselmeyecek, enflasyon gerileyecek ve refah artacaktı'…
Bunların hiç biri olmadı…
Yatırımları besleyeceği söylenen faizler Merkez Bankası eliyle düşürülünce enflasyon patladı. Baskılanan döviz kurlarıyla arka kapıdan satılan yüz milyarları aşkın döviz birilerince kapışılırken, aynı Merkez Bankası' nın rezervleri eridi…
Merkez Bankası politika faizini yüzde 8,5' a çekti ama bugün bankalardan yüzde 35 ile kredi kullanmak mümkün değil…
Hazine dışarıdan yüzde 10 faizle dolar bazında borçlanmaya çalışıyor..
Sadece para piyasalarında farklı faizler söz konusu değil üstelik…
Özal ile birlikte tarihe karışan ikili döviz kurları da yeniden hortladı…
Merkez Bankası doları 19 liralarda tutmaya çalışırken Çarşı dediğimiz serbest piyasada dolar şimdiden yüzde 5' i aşan farkla 20,5 liradan el değiştiriyor…
Yanlış para politikalarıyla dış ticaret açığının kapanması bir yana asıl faturayı yüksek enflasyon altında ezilen ve satın alma gücü kaybolup mutfak yangınıyla baş etmek zorunda bırakılan dar ve orta gelirli 70 milyon insanımız ödemek zorunda bırakılıyor…
40 yılda inşa edilen ve ülkeyi ayakta tutan orta direk 4 yılda göçertildi..
Satın alma gücü kaybolan, yoksulluk bir yana artık açlıkla baş etmeye çalışan ülkenin geniş kesimini 21 yıllık iktidar, gelecek rüyalarıyla avutamaz…
Bugün ortaya çıkan tablo ortadayken yanan mutfaklarda tencere kaynatmaya çalışan milyonları ikna edilmesi, tümüyle kontrol altına alınan ve artık yandaş olarak tanımlanan medya eliyle de mümkün değil…
Son günlerde verilen 25 metre küp bedava doğalgaz müjdeleriyle erimeye başlayan seçmen desteği kazanılabilir mi?
25 metre küp bedava doğalgaz yoksulun bütçesine günde 5 lira olarak yansıyacakken, o 5 lira ile bir maydanoz alamayan vatandaş sandıkta Erdoğan' a yeniden kredi açar mı?
14 Mayıs 2023 akşamı tüm soruların yanıtlarını alacak, ülkenin önümüzdeki dönemde nereye doğru yol alacağını hep birlikte göreceğiz…