Devrimci ve Asi kavramları nedir?

Devrimci, mücadelesini tek bir hedefe yönelten ve onu ortadan kaldırıp; kendi hedeflediği sistemi ikame eden kişiye denir. Asi ise tek bir hedeften yoksundur; o sürekli daha yeni ve daha iyiyi her alanda arayan ve her yerde bunun mücadelesini veren çok hedefli devrimci bir kişiliğe sahip olan bireye denir.

İnsanı tanımlama adına çok kullanılan bir cümle olarak; ‘insan  kainatın  küçültülmüş  halidir.’  ifadesini açıklar mısınız?

Basit matematikte parça bütünden daima küçüktür ve bütünün kısmi özelliklerini bünyesinde taşır fakat yüksek(ileri) matematik devreye girdiğinde bu durum değişir. Yüksek matematikte parça bütünden küçük değildir ve bütünün tüm özelliklerini bünyesinde barındırır. Evren ve insan ilişkilenmesinde ileri matematiğin kanunları geçerlidir. Soruda geçen cümle günümüzün binlerce yıl öncesinde matematiğin işleyiş yasaları daha keşfedilmeden önce çeşitli coğrafyalarda içsel aydınlanma yaşayan farklı fertlerce dile getirilmiş bir tespit ve hakikattir. Evrende var olan canlı ve cansız her şeyin insanın yaşamına hizmet etmesi de bu tespite ayrı bir arka plan ve delil mahiyetindedir. Bizde bu tanımı bir adım daha öteye taşıyarak; insan, tüm varoluşun özü ve özeti hatta ötesidir diyoruz.(İnsanın taşıdığı potansiyelden dolayı)

Adem ve Havva’nın cennette yediği yasaklı meyve aslında neyi ifade eder?

Kutsal metinlerde kullanılan dil genel olarak metaforiktir.(Semboliktir.)

Yaratıcı’nın yasaklı kıldığı ağacın meyvesini yiyen Adem ve Havva cennetten kovulur ve mahrem yerleri bir yaprakla kapalı olacak şekilde dünyaya gönderilir. Bu hikayede ki yasaklı ağaç, bize göre bilgi ağacını sembolize eder. Yenen meyve (elma) ise Adem ve Havva arasında gerçekleşen özel yaşam deneyimidir. İnsanlığın serüveninde Adem, erkeği, Havva ise kadını temsil eder. Ve aslında her birey, bu hikayeyi kendi bireysel yaşamında deneyimler. Çünkü çocukluğumuz bizim cennetimizdir. Adem ve Havva’nın cenneti gibi. Çocukken masum, meraklı ve gelişime açıktık. Ergenliğe girerek biz bu cennetten kovuluruz ve dünya gerçeklerine yavaş yavaş adapte oluruz. Yaratıcı bu hikayede ki mesajla, bizden daha sonraki gelişim sürecimizde, yaşamımızdan dersler çıkararak çocukluğumuzda sahip olduğumuz ancak daha sonra yitirdiğimiz masumiyet, merak ve farkındalığımızın tekrar farkına varmamızı ve yeni bir masumiyetle(daha değerli olan), merakla ve farkındalıkla yaşamımızı devam ettirmemizi ister. Ancak bu şekilde yitirdiğimiz cennetimiz olan çocukluğumuza kavuşacağımızı ifade eder. Ve öteki dünyadaki gerçek cennete de ancak bu şekilde girebileceğimizi söyler. Cennetteki Adem ve Havva orayı hak etmeden oradaydılar ve dolayısıyla oradaki nimetlerin de pek farkında değildiler. Ancak oradan çıkınca kaybettikleri her şeyin farkına varabildiler. Aynen bizler de, çocukluğumuzda sahip olduğumuz masumiyetimizi, merakımızı vb. bir sürü güzel hasletimizi onları yitirmeden farkına var(a)mıyoruz. İsa peygamberin şu sözü de bu sürecimizi ifade etmeye dönüktür: ‘Çocuk olmayanlar Tanrı’nın Krallığına giremez’ der. Yine burada da kastedilen mana yitirilen cennetin (çocukluğun) tekrar kazanılmasıdır. Gerçek cennete giriş koşulunun da bu olduğunu söyler.

İsa peygamberin ;’anne ve babanızdan nefret etmedikçe beni anlayamazsınız’ sözünü nasıl yorumlamalıyız?

İsa peygamber söz konusu olunca, çoğu zaman hakikat, kelimelerin ötesine geçmeyle fark edilir. İnanılmaz biridir bu konuda. Hz. İsa o kadar derin bir bilinçtir ki; onu anlatmaya; ne onun kelimeleri yeter ne de bizim kelimelerimiz. İkinci bir nedense şudur; İsa peygamber Aramice konuşuyordu. Sözleri önce İbraniceye daha sonra Latinceye daha sonra da Yunancaya ve nihayetinde İngilizceye çevrildi. Ve bizde Türkçeye çevrilmiş halini ele alıyoruz. Çelişkili söylemlerin bir nedeni de bu gramer uyuşmazlıklarıdır.

İsa peygamber, ‘ Tanrı sevgidir’ tespiti ve deneyimiyle insanlığın o döneme kadar ki en külli Yaratıcı tanımını yapmıştır. Sorudaki sözün sahibinin, bu tespiti yapan kişiyle aynı olması biraz tuhaf görünüyor fakat o müthiş insan, aslında burada insanlığa şunu söylüyor; anne ve babanızın(yani eski toplumsal değerleri) içinizdeki bilincinize ektiği fikirleri terk etmeden bu yepyeni olan mesajımı anlayamazsınız. Onları reddedince ancak beni anlamaya başlayacaksınız diyor. Aslında kastedilen mana budur.

Muhammed peygamberin; ‘Olan şey iyidir.’ sözü neyi ifade eder?

Bize göre Hz.Muhammed kadar varoluşla bütünleşmiş ve ona teslim olmuş ve yine en zor anlarında dahi ona olan güveni, zerre kadar sarsılmamış ikinci bir insan yoktur. Bu sözünde de bu büyük insan, yaşamsal akışa teslimiyeti(n)i anlatıyor. Başımıza gelen bir olumsuzluğu ortaya çıktığı an itibariyle değerlendirdiğimizi ve onun ilerleyen zaman içerisinde şahsımıza ve tüm evrene faydasını düşünemeyen ve şikayetçi bir tavra bürünen tüm insanlar için söyle(n)miştir. Çünkü o biliyordu ki; evrende meydana gelen her şey ya bizzat iyidir ya da neticesi itibariyle iyidir.

Bu arada, insanlık ailesinin çok değerli bir kesimi olan Alevi kardeşlerimizin(kendime çok yakın hissettiğim) tuttukları ‘Hızır Orucunu’ Allah kabul etsin.