Korku duygusunun insanda var olma nedeni nedir?

Korku duygusunun insanda var olma nedeni; Yaratıcı tarafından ona bahşedilen, yaşam denen mucizevi nimeti muhafaza etmesi adınadır. Korku duygusu  insani donanımızın en önemli bileşenlerinden biridir. Bu duygu insanda tıpkı diğer duygular gibi hayvanlarda var olan duygusal eşiğin çok üzerindedir ve çok daha komplikedir. Hayvan yaşamsal bir tehdidi algıladığı an korku duygusu devreye girerek, ona yaşamını nasıl muhafaza etmesi gerektiğine dair adımlar attırır. Söz konusu tehdit ortadan kalktığı anda da bu duygu kaybolur. Fakat insan için bu durum pek söz konusu değildir. Yaşamını tehdit eden faktör ortadan kalkmış olsa bile sırf o durum için ortaya çıkan korku kişinin gelecek zamanına da nüfuz eder. Eğer bu süreç doğru yönetilmezse bireyin yaşamsal kalitesini ciddi anlamda sekteye uğratır. Korku duygusunun bu negatif etkisinin farkında olan despot ve dessas politikacılar, toplumun korku hissini uyararak baskı rejimlerini kolaylıkla millete benimsetirler. Ve yine bu duygu sayesinde her türlü hukuksuz ve zalimce eylemi rahatlıkla icra ederler. Günümüz Türkiye’sindeki iktidar-toplum ilişki dinamiği tam olarak bu düzlemdedir.(Mevcut iktidarın taraftarı olan kesim içinde bu durum geçerlidir.)

Korku duygusunun yaşanma biçimleri nelerdir?

Bize göre bu duygunun 4 farklı deneyimlenme varyasyonu vardır

1-Cebanet: Bireyin hemen hemen her şeyden korkma çekinme şeklinde yaşadığı yoğun korku halidir. Bunu yaşayan bireylerin aklı bloke olmuştur. Korkuya hapsolmuş bir psikolojik kimya yaşantılarına hakimdir.

2-Şecaat: Bir tehdit karşısında bireyin sergilediği ideale yakın cesaret şeklidir. Şecaat sergileyen bireyde yine korku vardır ve cesareti dengeleyici bir roldedir. Bu bireylerin mental olarak daha dengeli ve duygusal olarak daha stabil bir yaşantıları vardır.

3- Tehevvür:  Bireyin aşırı bir saldırganlık ve öfke hali içerisinde hiçbir şeyden çekinmeme vaziyetidir. Kişi öfke kontrolü problemi yaşar. Uyumsuz ve stabil olmayan bir duygu durum hali yaşamına hakimdir. Akıl ve muhakeme bloke olmuştur. Söz konusu bu üç durum da bölünmüş kişiliğimizin eseri olarak, korku duygusunu deneyimleme biçimlerimizdir. Aynı zamanda bu üç biçim de korku duygusunu inkar etme ve yadsıma eğilimlerimizin dışavurumudur. İnsanlığın belki yüzde 99’u bu üç çeşit korku varyantını deneyimlerken; yüzde1’lik bir kesimse korkusuzluğu yaşar

4-Korkusuzluk: Korku duygusunun ortaya çıktığı anlarda onu bütün benliğimizle yaşayarak yani tam bir korku halini kendimize hakim kılarak ( bizzat korkunun kendisi olarak) korkunun ötesine geçmeyi başarıp; korkusuzluğu deneyimleyebiliriz. Bunu yaşayan birisi için artık ne korku vardır ne de cesaret. (Ancak doğasıyla barışık ve kendini gerçekleştirmiş bireylerde bu deneyim gerçekleşir. Ünlü dâhilerde, bazı şairlerde, mistikler ve peygamberlerde bu deneyim, zirvesini görür. Toplumun, bireyi sahip olduğu doğal benliğinden uzaklaştırarak; onda, topluma uygun ideal bir benlik inşa etme çabası, kişiliğimizde bölünmeye neden olur. Ve bu durumda bizi yaşamsal akıştan koparıp; huzursuz ve mutsuz eder. Filozof Soren Kierkegaard, ister bireysel, isterse de toplumsal kaynaklı olan ve kişiye sürekli bir ideal benlik yükleme çabasına ‘Filistinizm’ adını verir. )

İnsanlık tarihi boyunca ortaya çıkış zamanına göre korku türlerimiz ve ilk duygularımız nelerdir?

İlk ortaya çıkan korkumuz aç kalma korkusudur. Daha sonra bu duygumuzdan yaklaşık 1.5 milyar yıl sonra ölüm korkumuzun ortaya çıktığı varsayılmaktadır.

Ortaya çıkan duygularımız sırasıyla;

1-Merak Duygusu

2-Değerli bir şeyi biriktirme, elde tutma duygusu (karaborsa)

3- Empati (duygudaşlık)

4-Utanma Duygusu

5- Adalet Duygusudur. 

Korku ve cesaret arasındaki ilişki nedir?

Bu iki zıt duygu diğer tüm zıt duygular gibi birbiriyle bitişik haldedir. Söz gelimi cesur biri potansiyel olarak korkak biridir de. Yine korkak biri potansiyel olarak cesur biridir. Şöyle ki cesur biri, dışarı cesur, içindeyse korkak; korkak biri de dışta korkak, içte cesurdur. Yani dışarıdan çok kibar ve halim selim tipler aslında gerektiğinde cesaret dolu bir performans sergileme potansiyelindedir. Aynı zamanda dışarıda kaba saba takılan tipler; aslında iç dünyalarında korkuya mahkumdurlar. Görünümler, genel olarak zıtlarını gizlerler.

Cesaret duygusu geliştirilebilir bir duygu mudur?

Cesaret duygusu, tıpkı bir kas gibi geliştirilebilir özelliğe sahiptir. Doğarken korku ve cesaret dengesi içerisinde doğarız.( Mistiklerin ve savaş dahilerinin yaşam öykülerini okurken; bazılarının çocukken hemen hemen her şeyden korktuklarını, bazılarınınsa aşırı cesur olduklarını öğrenmiştim. Buradan hareketle korku-cesaret dengesi bazı bireylerde doğuştan olmayabiliyor. Fakat bu durum zamanla dengesini buluyor. Dengeyle doğanlardaysa genel olarak zamanla denge yitiriliyor.) Zamanla ailemiz ve toplum bizde korkuyu hakim kılmaya başlar ve bu denge cesaret aleyhine kaybolur. İşte bu noktada şunu bilmekte fayda vardır; cesareti geliştirmek; korkumuza rağmen eyleme geçmekle mümkün olur. Cesaret korkmamak değildir; korkuya rağmen, korkuya hapsolmamaktır.