Sendikalar; üyelerinin çalışma ve yaşam koşullarını geliştirmeyi amaçlayan, üyelerini yönetime karşı temsil eden, mesleki ve kişisel gelişimini sağlayan, sosyal, ekonomik ve özlük haklarını koruyan, sivil toplum örgütleridir(Talas, 1975; Taş, 2012). Sendikacılık ise, sendikal faaliyetleri yürütmekle görevli kişilerin yaptığı iştir.

Öğretmenler de sendikalara üye olarak sosyal, ekonomik ve özlük haklarının korunmasını daha fazla ücret isteklerinin savunulmasını talep etmektedirler. Ya da en azından sendikalarından bu yönde beklentileri bulunmaktadır.

Sendikaların eğitim çalışanları için pek çok yararı olmasına rağmen ülkemizde eğitim sendikalarına karşı olumsuz algı bulunmaktır. Bu algı elbette ki sebepsiz değildir. Bu olumsuz algının en önemli nedeni sendikaların siyaset ile eş değer bir anlama bürünmüş olmasıdır. Siyasi partilerin yan kolu gibi hareket ederek adaletsizliklere ve kayırmacılığa sebebiyet veren sendikalar da bu algının kaynağıdır. Çoğu eğitim sendikasının öğretmenlerin sorunlarını dile getirmede ve eylem üretmede yeterli olmadıkları görülmektedir. Biri yetkili olan ve diğeri etkili olduğunu belirten eğitim sendikaları da enerjilerini yönetici seçimi ve öğretmenlerin yer değiştirmesi konularında harcamaktadır (Arabacı, Şanlı ve Altun, 2015). Bu sendikalar eğitim koşullarının iyileştirilmesini savunmaktan uzaklaşmaktadırlar. Durum öyle bir hal almaya başlamıştır ki, birçok sendika yöneticisi sendikacı olmalarına sebep olan öğretmenleri sayıdan ibaret görmeye başlamışlardır. Ne kadar sayı o kadar güç!  Bu çıkmazın içerisinde gelişen yeni sendikacılık terimleri de dikkate değerdir. 

Dünyadaki sendikacılık terimleri bir yana bizdeki sendikacılık terimleri:

Bize üye olursan siyaseten arkanda oluruz.

Sayıya ihtiyacımız var, bize geç.

Ben bu kurumun amiriyim, bizim sendikaya geç rahat edersin.

Okul müdürlerinin 2 yeni üye yapma zorunluluğu var, yoksa görevlendirmemiz zora girer.

Bizim sendikaya üye ol, proje okuluna atamanı yaptıralım.

Sen gardaşımızsın gel hele buraya!

Sendikaların görevi üyelerinin özlük, sosyal ve ekonomik haklarını savunmaktır. Sendika atama yapamaz. Sendika kadro paylaştıramaz. Sendika haktan yana olur. Sendika kayırmacılık yapamaz. Sendika insanların duygularını istismar etmez. Sendika siyasette taraf olamaz!

Peki, bu durumda eğitim çalışanları ne yapmalıdır?

Sendikasız mı kalmalıdır?

Tabi ki hayır! Öğretmenler işini hakkıyla yapan sendikaları araştırıp bulmalıdır. Bu sendikaların üye sayısı çok fazla olmayabilir ancak nitelik bakımından gerçekten sendikacılıkla uğraşırlar. 

Bugün çok kalabalık olduğu için güçlü görünen siyasi sendikalar, yarın bir anda yok olabilirler. Hükümet değişince güç kaybeden ya da güç kazanan siyasi sendikaların rengi sarıdır. Sizlere öğretmenleri nicel çoğunluk olarak gören, siyasi sendikalardan uzak durmanızı tavsiye ederim. Siyasette taraf olmayan her siyasi oluşuma eşit mesafede duran, öğretmenlik mesleğinin itibarını yücelten eğitim sendikalarını da desteklemenizi öneririm.

Unutulmamalıdır ki:

"Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en fedakar ve saygıdeğer insanlarıdır." -Mustafa Kemal Atatürk