Ekrem İmamoğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 23 Mart 2025 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanı adayını belirlemek için düzenleyeceği ön seçime katılması, Türk siyasetinde önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapan İmamoğlu, adaylık başvurusunu 21 Şubat 2025 tarihinde resmen gerçekleştirmiştir.

Bu süreçte, CHP Meclis Grubu'ndan 116 milletvekili, İmamoğlu'nun adaylığı için imza vermiştir.  Ön seçimde adaylık için gereken 20 milletvekili imzasının çok üzerinde destek alan İmamoğlu, parti içindeki geniş tabanlı desteğini göstermiştir.

Ön seçim süreci, CHP'nin demokratik değerlerine bağlılığını ve parti içi katılımı teşvik etme isteğini yansıtmaktadır. İmamoğlu'nun adaylığı, parti tabanının ve kamuoyunun desteğini alarak, CHP'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde güçlü bir adayla temsil edilme arzusunu ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin içinden geçtiği zorlu süreç̧, ekonomik darboğaz ve demokrasiye yönelik baskılar, toplumun geniş̧ kesimlerinde derin bir umutsuzluk yaratmıştır. Ancak bugün, değişimin mümkün olduğuna dair güçlü̈ bir umut ışığı doğuyor. Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması, sadece bir seçim sürecini değil, aynı zamanda Türkiye’nin yeniden demokratik, özgür ve refah içinde bir ülke olması için atılmış tarihi bir adımı simgeliyor.

İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sürecinde halkın geniş kesimlerini kucaklayan, şeffaf ve adil yönetim anlayışıyla dikkat çekti. Onun liderliğinde, belediyecilikte sosyal destekler artırıldı, israf azaltıldı ve şehirde yaşayan herkes için daha eşitlikçi bir yönetim anlayışı benimsendi. Bugün ise bu vizyonun, tüm ülke çapında yaygınlaşması adına büyük bir fırsat doğmuş durumda.

Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında yoksulluk, adaletsizlik ve özgürlüklerin kısıtlanması geliyor. İmamoğlu’nun liderliği, bu sorunlara çözüm üretme noktasında umut verici bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Onun kapsayıcı, halkçı ve yenilikçi politikaları, özellikle gençler ve dar gelirli kesimler için yeni bir başlangıç anlamına gelebilir.

Bu adaylık süreci sadece bir kişinin değil, tüm Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bir dönemin başlangıcı olabilir. Değişim isteyen milyonlarca insan için İmamoğlu, daha adil, daha özgür ve daha müreffeh bir Türkiye’nin kapılarını aralayacaktır. Bu noktada, her bireyin sürece katkı sunması, umudu büyütmesi ve demokratik bir değişim için kararlılıkla mücadele etmesi büyük önem taşımaktadır.

CHP Bu Süreçte Nasıl Bir Çalışma Yapmalı?

CHP’nin bu süreçte başarılı olması için geniş kapsamlı, stratejik ve kapsayıcı bir çalışma yürütmesi gerekiyor.

CHP, yalnızca kendi seçmenine değil, tüm toplum kesimlerine hitap eden bir dil kullanmalı. Muhalif seçmenin yanı sıra kararsızları ve değişim isteyen muhafazakâr seçmeni de kazanmak için kapsayıcı bir dil benimsemeli.

Türkiye’nin en büyük sorunu ekonomi. CHP, somut çözüm önerileriyle halkın karşısına çıkmalı. Yoksullukla mücadele, gelir adaleti ve gençlere yönelik istihdam politikaları konusunda net mesajlar vermeli.

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere CHP’li belediyelerin başarılı projeleri anlatılmalı. İmamoğlu’nun İstanbul’da yaptığı sosyal yardımlar, ulaşım reformları ve şeffaf yönetim anlayışı ülke genelinde bir model olarak sunulmalı.

Sosyal medya artık seçimlerde belirleyici bir güç. CHP, dijital kampanyaları etkili kullanmalı ancak sahada birebir temasın gücünü de unutmamalı. Kapı kapı dolaşarak seçmene ulaşmalı.

Muhalefetin ortak hareket etmesi kritik. CHP, sadece parti olarak değil, daha geniş bir demokratik ittifakın öncüsü olarak hareket etmeli. Diğer muhalefet partileriyle uyumlu bir kampanya yürütmeli.

Genç seçmen kitlesi büyük ve belirleyici olacak. CHP, gençlerin beklenti ve taleplerine yönelik somut vaatler sunmalı. Aynı zamanda kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konulara da özel önem vermeli.

Önceki seçimlerden ders alarak sandık güvenliği konusunda maksimum önlem alınmalı. Gönüllülerle sandıklarda sıkı denetim yapılmalı ve şaibeye izin verilmemeli.

CHP bu admları atarsa, değişim rüzgarını güçlü bir şekilde arkasına alabilir.

 CHP’nin bu süreçte başarılı olması için belirttiğim stratejiler, birçok güncel analiz ve kamuoyu değerlendirmeleri incelenerek yazılmıştır. Örneğin, dijitalleşme, yerel yönetim başarılarının vurgulanması ve güçlü ittifak stratejileri, basında ve analiz yazılarında öne çıkan başlıklar arasında yer alıyor. CHP’nin birleştirici, kapsayıcı ve inovatif bir söylem geliştirmesi; ekonomik çözüm önerileri ve genç-kadın seçmenle doğrudan temas kurmasını, değişim rüzgarını ülke geneline yayabilmesi açısından kritik olarak değerlendiriyorum.

Bugün, umutsuzluğa yer yok. Değişim geliyor. Ve bu değişimi hep birlikte başaracağız!