Mustafa Kemal Atatürk, Asya-î bir Millet olduğumuzu söylemişti değil mi?

O zaman Asya’ya bir bakalım;

                15/Haziran/2001’de Şanghay İş birliği (ŞİÖ) örgütü kuruldu.

                Rusya, Çin, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan olmak üzere altı ülke iş birliği diyelim. (Beş ülke ile başladı, Özbekistan’ın katılımıyla altı ülke birlikteliği ile devam etmektedir.)

                Tek kutuplu dünya düzenine karşı; güvenlik, ekonomik birliktelik ve kültürel gelişmeler alanında ortaklığı savunma amaçlı bu birliktelik Asya-Î bir özellik taşımaktadır.

                Hindistan ve Pakistan’ın katılımıyla üye sayısı sekize çıkan ŞİÖ’de Moğolistan, Afganiztan, Belarus gözlemci üyeler olarak ve Türkiye, Kamboçya, Azerbaycan, Ermenistan, Nepal, Mısır ve Katar da iletişim adayları olarak yer almaktadırlar.

                BRICS birlikteliğine bakalım şimdi de,

                2001 yılında BRIC olarak kurulan, Brezilya, Çin, Hindistan ve Rusya ile başlayan 2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla (BRICS) süren bir EKONOMİK iş birliğidir.

                Öz olarak BRICS tek kutuplu dünyaya karşı gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri ile dünya insanlığına adlarını duyurmak, etkili olmak, tek kutupluluğun yerine çok kutupluluğu sunmak ve tercih yaratmak amaçlarını gütmektedir.

                İslam ülkeleri iş birliği Teşkilatı (İİT) 1969’da kurulmuş olup son haliyle 59 ülkeyi kapsamaktadır.

                Afganistan, Azerbaycan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Özbekistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ürdün, Yemen, Cezayir, Çad…

                Bu birlikte de sadece İslam ülkesi olmak koşulu yoktur. Üye ülkeler arasında iş birliği ve dayanışmayı sağlamak amacı güdülmektedir.

                Şimdilik bu birlikteliklerle yetinelim ve dünyaya genel olarak bakalım.

AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) olarak başlayan bu dayanışma (!) örgütlenmesinin amacı; üye ülkeler arasındaki ekonomik yardımlaşmayı sağlamaktı. Süreç içinde AB (Avrupa Birliği) oldu. Tam olarak yazılı-çizili olmasa da ekonomik, siyasi, kültürel konular da işin içine girdi. Ve hatta askeri konular da…

Elbette HUKUK da kaçınılmazdı. AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) icat oldu! Ülkemizin de onayladığı, sorumlu olduğu ve tabii tutulduğu bu sistem sürmekte…

Bu arada Güney Kore’den gelen bir sesle ve Ulusal Kanal televizyonundan izlediğim Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in de dillendirdiği “Neden Asya İnsan Hakları Mahkemesi olmasın?” sorusu ilgimi çekti.

Öyle ya Avrupa’nın İnsan Hakları Mahkemesi var, Asya-î bir Millet olan ve sıralamaya çalıştığımız bu büyük birlikteliklerin de kendilerine has bir İnsan Hakları Mahkemesi olabilir!

                Hani; kurucu önderimiz doğudan doğan Güneş’i görmüş ve mazlum milletlerin emperyalistleri mahv ve nabut edeceklerini söylemişti ya dünya tek kutupluluktan çıkıyordu ya öyleyse yerimizi de bilelim ve gücümüzü görelim-gösterelim!

                “ASYA İHM” ne de güzel olur…

                Geçtiğimiz günlerde dokuz ülkeden 30 uzmanın katıldığı ve üç gün süren “Asya’da Devlet Birikimi” konulu çalıştay, bu önerimize ön ayak olmuş oldu…

                **

                Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Milleti’nin BAŞÖĞRETMENİ olarak seçildiği gün olan 24 Kasım; ÖĞRETMENLER GÜNÜ mutluluğuyla ve savaş koşullarında öğretmenler toplantısı yaparak, gelecek nesillerin, öğretmenlerin eseri olacağını seslendiren Atamıza saygıyla… Tüm Milli Eğitim çalışanlarına kutlu ve mutlu olsun!