“Sahte rakıdan ölenlerin sayısı 64’e yükseldi,”
“Alınan ihbar üzerine yapılan baskınlarda 568 litre sahte rakı ele geçirildi.”
“Cinnet geçiren genç, anneannesini, dedesini, annesini ve kız kardeşini öldürdükten sonra intihar etti.”
“Ters yola giren araba karşıdan karşıya geçen kadını ezdi.”
“Aralarında ünlülerin de bulunduğu sanal kumarcıların ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldüler.”
“Kuyumcuyu soymaya kalkışan genç, müşteri tarafından darp edildi.”
“Doktoru, annesinin ölümünden sorumlu tuttu. Hastane odasında öldürdü.”
“Öğretmene kızdı. Bıçak çekti. Öğretmen, arkadaşları tarafından olay yerinden uzaklaştırılabildi.”
“Karısına kızdı. Önce çocuğunu sonra da karısını bıçakla öldürdü.”
“Tarla yüzünden çıkan kavgada dokuz kişi öldü.”
“Hızla giden otomobil köprüden uçtu. Sürücü ve arabadaki iki kişi öldü.”
“Aranan uyuşturucu suçlusu yakalandı ve hapishaneye gönderildi.”
“Üvey babası tarafından tecavüze uğrayan genç kızın şikâyeti üzerine üvey baba tutuklandı.”
“Kredi kartı çalınan kadına şantaj yapıldı. Polis şantajcıyı yakaladı.”
“Banka görevlisi, müşteri hesaplarından çalıntı yaptı, yurt dışına kaçarken yakalandı.”
“Birçok gıda ürününde sahtecilik yapanların ürünleri teşhir edildi ve raflardan kaldırıldı.”
“İşçiler bir mesajla yıllardır emek verdikleri işlerinden atıldılar.”
“Para için bebeklere kıydılar.”
Yeter… Sayfa bitecek Saadet Hanım…
Haberleri izlerken “Ne çok suç işliyoruz?” ya da “Bu kadar suçluyu alacak hapishane var mı? Bu ne hal?” demekten kendimi alamıyorum.
Oysa Türk Milleti zekidir, çalışkandır. Yaratıcıdır. Üretkendir. Halden anlar. Saygılıdır. Küçüklerini sever. “Önce Vatan” der. Peki ne oldu bize? Çalışkanlığımıza, dürüstlüğümüze, üretkenliğimize ne oldu?
Elbette seksen beş milyon için geçerli değil yazılanlar ama, küçümsenecek kadar da değil…
Nasıl ki “Her şeyin başı sağlık,” diyoruz, kişisel olarak, toplumsal olarak da “Her şeyin başı eğitim,” demek zorundayız.
Ne demişti Atatürk? “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, şanlı yapar ya da esarete ve sefalete mahkûm eder…”
Bir ülkede eğitim sistemi yaz-boz tahtasına çevrilirse, değişen iktidarları bırakın, her değişen bakana göre değiştirilirse olacak olan, eğitimsizlik ve sonucundaki olumsuzluklar olacaktır elbette.
“Eğitim” sözcüğü çok anlamlı ve dolayısıyla da çok önemli: Öğretmek ya da öğrenmek önemli ancak öğrenilenleri toplumsal yaşamda olumlu biçimde sergileyebilmek, insan kazanabilmek, gelişmelere ve ilerlemelere katkı yapabilmektir ki bu da tam anlamıyla “Eğitim” alanının göstergesidir.
İnsan; düşünen, çalışan, yaratan, üreten, mutlu olmayı hak eden bir canlıdır.
Öyleyse hepimiz her zaman mutlu olalım! Yapamaz mıyız?
İstersek eğer, EVET YAPARIZ!