Antalya’ dan başlayıp Mersin üzerinden Akdeniz Otoyolunu TAG (Tarsus-Adana-Gaziantep) otoyoluyla birleştirecek Çeşmeli-Taşucu otoyolu 1998’ den beri yaklaşık 26 yıldır yapılmayı bekliyor.

Defalarca ihaleye çıkarılan, YİD yöntemiyle yapacak babayiğit aranmasına rağmen bir türlü üstlenecek müteahhit bulunamayan Mersin’ in ulaşım ve turizm sektörleri açısından yaşamsal öneme sahip projesi sonunda iki bölüme ayrıldı ve ilk etapta Çeşmeli-Erdemli-Kızkalesi bölümünün tamamlanması kararlaştırıldı.

2023 fiyatlarıyla 31 milyar TL’ ye mal olacağı tahmin edilen projeye 2024 yatırım programında 1,5 milyar ödenek ayrıldığını biliyoruz…

Çeşmeli-Erdemli bölümünün yapımı sürerken proje şimdi de otoyolun Tırtar (Kumkuyu) bağlantısı nedeniyle gündeme geldi.

Ve Tırtar yöre halkının Ulaştırma Bakanlığına kadar ilettiği şikâyet dilekçelerinde yer alan iddialarının ciddiyeti karşısında daha uzun süre kamuoyunu meşgul edecek…

Edecek çünkü yöre halkına göre otoyolun Tırtar (Kumkuyu) bağlantısının geçeceği güzergah üç kez değiştirilmiş…

Bakın ne diyor aralarında Kumkuyu Muhtarının da yer aldığı bölge halkının Ulaştırma Bakanlığına verdiği dilekçede:

“Ulaştırma Bakanlığına

Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılması planlanan Çeşmeli – Kızkalesi- Taşucu otoyolunun Tırtar (Kumkuyu) bölümüne isabet eden otoyol çıkışı başlangıçta Kumkuyu mevkiinde iken daha sonra Bağalanı mevkiinde şimdi de Azimli mevkiinde çalışmalar yapıldığını görmekteyiz.

Sürekli yer değişikliği yapılmakta bu yer değişikliklerinin kimlere göre belirlendiğini, güzergâh değişikliklerini mahalle halkı olarak anlamakta zorluk çekiyoruz.

Söz konusu 3. Çıkış projesinde D-400 karayolunun 50 metre kuzeyinde kalan bölgede SİT Alanı bulunmakta ve tarihi yerler yanında köy yerleşimleri, limon başta olmak üzere sebze meyve bahçeleri ile antik döneme ait tarihi Roma Su Kemeri yer almaktadır.

3. Kez değiştirilen güzergâhtaki Azimli mevkiinde Kumkuyu Sulama Kooperatifine ait su biriktirme havuzu, sulama isale hatları, mahallenin mevcut içme suyu deposu ve BŞ belediyesine bağlı MESKİ tarafından hazırlanan içme suyu dağıtım projesi alanı gibi yerler yer almaktadır.

Ayrıca 3. Kez değiştirilen projede çok keskin virajlar ve kot farkı vardır.

Bu yerlerin korunması adına Tırtar (Kumkuyu) çıkışı ile projede yer alan Erdemli Batı çıkışı arasındaki mesafe 3,5 km civarındadır.

Otoyol ana geçişi mahallemizi ikiye bölecek olup projede yer değişikliğiyle Azimli mevkiine alınan otoyol çıkışıyla mahallemiz dört ayrı parçaya bölünmektedir.

Dileğimiz Kumkuyu-Tırtar çıkışının iptali ve bağlantının Erdemli Batı çıkışı üzerinden sağlanmasıdır.”

Limon başta ağırlıklı olarak sebze meyve üretimiyle geçinen Tırtar köylüsü Bakanlıktan önce Karayolları Bölge Müdürlüğüne, Erdemli Kaymakamlığına da aynı minvalde dilekçeler vermiş..

Sonuç alınmamış olmalı ki, bu kez Bakanlığa başvuruluyoMevzu ile ilgili gelişmeler böyle ama yanıtlanması gereken pek çok soru da orta yerde duruyor:

Örneğin, kamu ihale kanunu kapsamında yapımı ihale edilen yolla ilgili, ihale sürecinden önce güzergâhın belirlenmesi ve kamulaştırmanın tamamlanıp yer tesliminin ondan sonra yapılması gerekmez mi?

Bu koşul yerine getirilmediği takdirde işi üstlenen yüklenici hangi projeye göre teklif verecek?

Basit bir örnekle anlatmaya çalışayım;

İhale şartnamesinde yolun geçeceği yerin düz bir arazi olduğunu kabul ederek teklif verene, bir süre sonra yolun dağdan geçirileceğini dayatmak başlı başına çok ciddi maliyet hesaplarının değişmesi anlamına gelir.

Düz arazide yol yapacağım diye fiyat belirleyip, buna göre sözleşme imzaladığınız birine sonradan tüm koşulları etkileyecek değişiklik talebinde bulunamazsınız kamu kurumu olarak…

Projenin bir de ÇED süreciyle ilgili belirsizlikler var:

2016’ da hazırlanıp 2017’ de ‘ÇED gerekli değildir’ kararı alınan bir dosya izi var Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü sitesinde. Ancak açıp bilgi alacağımız dosyanın kaydı görünüyor ama kendisi yok sitede…

Oysa bu projede yapım aşamasına geçilmişken sürekli güzergâh değişikliğiyle tüm maliyet hesaplarının değişmesi yanında mağdur olacak köylülerin haklı olarak yargıya başvurmaları –ki süreç kaçınılmaz olarak oraya gidiyor- halinde yılan hikâyesinden beter Çeşmeli-Taşucu yolu sonu belirsiz bir meçhule sürüklenecek…

Buradan altını çizerek soralım o halde;

28 Eylül 2016’ da ÇED süreci başlatılan ve 23 Temmuz 2017’ de tamamlanıp “ÇED gerekli değildir” kararı verilen dosyadaki güzergah ile Tırtar köylülerinin bugün köyü ortasından parçalayacağını, mağdur edileceklerini dile getirdikleri güzergah aynı mı?

Değilse ve otoyolun Kumkuyu bağlantısıyla ilgili güzergah değişmişse, değişiklikten etkilenen yöre halkının bilgilendirilmesini ve görüşlerini içeren yeni bir ÇED süreci gerekmez mi?

Umarım bugünden büyük mağduriyetlere yol açacağı ortaya çıkan güzergah değişikliği Tırtar köylülerine kulak verilerek uzlaşmayla çözülür…