'Sulu sohbet yapıyorsunuz anne,' demişti kızım.
'Deniz ve yüzmek,' iyi bir spor, hele de biz yaştakiler için… Ya da doktorlarımızın tavsiye ettikleri ve ciddi anlamda sonuç aldığımız…
Sulu sohbetler oluyor elbette, sonrasında ya da öncesinde
Yine böyle bir sohbet anındayız. Emekli bir öğretmen arkadaşım ve henüz tanıştığımız, genç üniversite öğretim üyesi ile…
Söz, döndü dolaştı emperyalizmin 'Parçala-yönet' programına geldi. Irk olarak, din olarak, mezhep olarak ayırımcılıklarından güncelde sokulduğumuz 'Cinsiyet' bölücülüğüne…
Bir süre önce yine bir öğretmen emeklisi arkadaşım, 'Ne LGBT'ymiş ya…' diye küçümsemişti konu etmemizi… Ancak artık güncel konu haline geldi…
Biyolojik ya da genetik yapılaşma dışında, zorlama ile, dayatma ile, hormon ilaçları ile, teşvikle ve tahrikle olanlarına karşı durduk. İşte tam bu anda öğretmen arkadaşım, 'Allah, çocuklarımızı cinsiyetleriyle barışık ve mutlu yaşatsın, 'demez mi?
Alışkın olduğumuz dualarda yok böylesi,
'Sağlıklı yaşasın, uzun ömürlü olsun, adıyla yaşasın, anneli-babalı büyüsün vb…'
Gülsek mi üzülsek mi şaşırdık. Getirildiğimiz yerlere bakın…
Dualarımız da değişti…
**
15 yaşındaki çocuk eczaneye gidiyor, (Basından) hormon tedavisi ilacı alıyor, enjektörü verirken eczacı, uygulama konusunda açıklama yapıyor… Bir süre sonra pişman olan, cinsiyetinden mutlu olduğunu anlayan genç isyan ediyor; 'Antibiyotiği bile reçete olmadan vermeyen eczane bana neden soru sormadı, vermemezlik etmedi?' diye soruyor!
Çocuklara yönelik oyuncaklardaki cinsiyetsizleştirme araçlarına ne demeli peki?
Almanya'da kreşlerde hemcinslerin ya da karşılıklı cinslerin cinsel temaslarına izin veren odaların açılması hangi anlama geliyor peki?
Aklımız alıyor mu?
Ya vicdanlar ne durumda?
Peki AHLÂK?
'Ya insanlık?' diye sormayalım mı?
'Bunca sorun varken, bu ekonomik sıkıntılar bizleri ezerken vb.?' denildiğini varsayıyorum ve minicik 'dipnotu' konduruyorum;
İşte emperyalist saldırılar böyle başlatılıyor. Sessiz ve derinden-Hissettirmeden-normalleştirerek…
**
Dualarımız karakter değiştirdi!
Gereğini yapmayalım mı?
Geleceğimiz için (Çocuklarımız ve torunlarımız) ön almayalım mı?
Geçiştirelim mi yoksa 'Mesele büyük,' diyerek?
Kararımız çok sevdiğimizi söylediğimiz Atatürk gibi olsun; 'Ufkun ötesini görmek gerek'!
