2025 yılı gebedir.

Neye ya da nelere?

İyi, güzel, doğru şeylere diye umalım diyeceğim ama, kendimi de sizleri de yanıltmak istemiyorum.

“Dünya” tek kutupluluktan çıktı. İyi mi? Hem de çok! Peki yaşadıklarımız ya da yaşamaya mahkûm edildiklerimiz?

ABD Başkanının değişmesi, sözüm ona göreve başlamadan önce yaptığı ve dünya halklarının hoşuna gidebilecek söylemleri ne yazık ki emperyalizmin karakterine uygun değildir. O karakterde; her durumda bölmek, parçalamak, yönetmek vardır. Tıpkı terör örgütlerinin silah bırakmamaları gibi. Terör örgütleri silah bırakırlarsa terör örgütü olmaktan çıkarlar. Emperyalistler de ilkelerinden (!) vazgeçerlerse, (Olmayacak dua…) emperyalist olma özelliklerini yitirirler.

“Suriye’de olmayacağız,” demişti Trump, ancak henüz görev devrini almadan iki bin ABD askeri daha gönderildi Suriye’ye.

Başka?

“Kara gücü” PKK ve kollarına dokunulmaması konusunda Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit etmeye başladı ABD yetkilileri.

Suriye’de yönetimi ele geçiren iktidarın başı Covani ne yaptı? “İsrail’e dokunmayacağız,” dedi. Filistin silahlı güçlerinin varlığına ret dedi. Terör örgütü elemanlarına, Türk Bayrağını yakanlara valilikler verdi… Tam bu satırları yazarken “Saadet, ne bekliyordun? Örgütlenmenin tamamı, başta Birleşmiş Milletler ve özelde Türkiye tarafından dünyaya duyurulduğu gibi terör örgütü değil miydi zaten?” Dedim kendi kendime…

“Unutmayalım,” hele de etrafımız çepeçevre sarılmışken sakın unutmayalım. Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi…

İki bin yirmi beş yılı gebe. Hem de çoklu…

Suriye’nin federasyonlaşmasına yakılan ışıklar hepimizin bilgisi dahilinde. Etnik ve dinsel olarak…

Suriye’nin zenginlik kaynaklarına çökmeye aç olanları biliyoruz. Görüyoruz. Paylaşmak isteyenlerin de çokluğunu…  İsrail, PKK ve ağababaları ABD.

Haaa başta İngiltere olmak üzere AB mi? Elbette o da payını istiyor…

Avrupa ülkelerindeki hayat pahalılığı (Bizdeki gibi olmasa da onlara göre enflasyon oldukça yüksek…) grevlere, işten çıkarmalara neden oluyor. Peki çözüm? Yeni sömürge alanları mı, zenginlik kaynaklarına çökmek mi?

ABD, Rusya’ya uyguladığı yaptırımlardan (Bankalar üzerinden ticaret) Türkiye’yi muaf tutmuş… Ayyy çok etkilendim…

Oysa “Havuç-sopa” alışkanlıkları hâlâ etkili…

“Her şey, “yolunda ya da “Bize bir şey olmaz,” avuntularından vazgeçelim.

Doğumdan önce tedbirlerimizi alalım. Hazırlıklarımızı yapalım. Cumhuriyetimizi kanla canla kazandık. Yedirmeyelim!