Sen mi değiştireceksin bu düzeni, böyle gelmiş böyle gider. şeklinde cümleler duyacaksınız olumsuz anlarda. Gücünüzün yetmeyeceği, elinizden bir şey gelmeyeceği söylenecektir size. Fakat konu ne olursa olsun, umudunuzu alsa kaybetmeyin.Umutsuzluk insanoğlunun kendine karşı hazırlayabileceği suikastlerin en korkuncudur, umutsuzluk manevi bir intihardır der Sartre. Elinizden geleni yapın her durumda. Olur olur, olmaz olmaz ama mücadele etmekten asla vazgeçmeyin. Şimdi size tek bir kişinin neleri değiştirebileceği üzerine güzel bir örnek vereceğim. Julia Hill, 10 Aralık 1997 ile 18 Aralık 1999 tarihleri arasında 738 gün boyunca 55 m boyunda bir ağaçta yaşamıştır. Amacı bir kereste şirketinin bu ağacı kesmesine engel olmaktı ve oldu da. Luna isimli 1500 yıllık bir sekoya ağacı üzerinde iki yıl yaşayarak, ağacın kesilmesini engelledi ve ağacı çevreleyen 60 metrekarelik araziyi korumak için anlaşma yapılana kadar da eyleminden vazgeçmedi. Süreci şu şekilde anlatıyor Julia Hill Earth First! hareketi, yaşlı ağaçların korunması gerektiğine dikkat çekmek için ağaçlarda oturma eylemleri yapıyordu. Ormancılar ağacı kesemesin diye sekoya ağacında kalacak birine ihtiyaçları vardı; başka kimse gönüllü olmadığı için ben gönüllü oldum. 10 Aralık 1997 de koşum takımını taktım ve 55 metre yukarıya tırmandım. Ağaçta üç veya dört hafta olacağını düşündüğüm şey, iki yıl sekiz güne dönüştü. İki yıl boyunca ağaçta yaşadım. Ancak şirket sonunda Luna ve çevresindeki koruluğu korumaya ikna oldu. Gönüllüler Julia yiyecek ve erzak getiriyorlardı ama yine de birçok olumsuz durumla karşılaştı bu süreçte. Şiddetli El Nino fırtınalarından birine yakalandı, ormancılar tarafından tehdit edildi ve hatta ölüm tehditleri aldı. Çoğu zaman ıslaktı ve üşüyordu. Bunlara rağmen pes etmedi ve sonucunda yaptığı eylem başarıya ulaştı. Bu olayı fazlasıyla ilgimi çektiği ve etrafımda çok fazla umutsuz insan gördüğüm için paylaşmak istedim. Zor durumlar karşısında umutsuzluğa kapılmadan mücadele edilmesine birçok başka örnek de verilebilir elbet. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı bunların başında gelir bizler için. Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim demiştir hatta. Hayatı mücadele ve  zorluklarla geçen Mustafa Kemal Atatürk umudunu bir an olsun yitirmemişse, bizim de yitirmeye hakkımız olamadığını düşünüyorum. Bu yüzden mücadeleye devam edeceğiz. Tek başına olduğumuzu hissettiğimiz anlar olacaktır elbet. Yapamazsın, edemezsin diyenler de olacaktır her zaman. Fakat yukarıda verdiğim örnek, tek başına bile mücadele edilebileceğini göstermek içindi ve dünyada buna benzer yüzlerce, binlerce olay mevcut. Ayrıca tek başımıza da değiliz, bizim gibi düşünen milyonlarca insan var. Ağaçlar kesilmesin diye verdiğimiz Gezi Parkı Mücadelesini düşünün mesela. Çok kalabalığız aslında, sadece bir araya gelmekte zorlanıyoruz. En çok korktukları şey de bunu başarma ihtimalimiz. Fakat korkunun da ecele faydası yok, birleşeceğiz yavaş da olsa, geç de olsa... Bir çiçekle bahar gelmez ama her bahar bir çiçekle başlar.