Erkek kadın'da temiz bir geçmiş ararken aslında, tek bir duygusunun huzura kavuşmasını istemektedir: Kıskançlık!

Gerçek erkeklerin (Alfa) ve Naylon erkeklerin (Beta) ilişkilerde ortak bir noktası vardır; yaşamlarına aldıkları kadınlarından ilişki içinde ''sadakat'' istemek.

Bu istem erkeğin en önemli önceliğidir. Sadakati hissettiği ölçüde erkeğin kıskançlık duygusu sakinleşir ve bilinci ölçüsünde kendisini ilişkiye ve kadına açar. ''Kıskançlık-sadakat'' sorunsalı için kadının geçmişine bakmak bu işi büyük oranda çözecektir erkek için.

Erkeğin ölçütlerine göre kadının kalitesi de burada gizlidir.

Çünkü; genelde insan özelde de kadın davranış ve karakterdir. Karakter: kişinin gündelik yaşamda benzer olaylara ve benzer davranışlara verdiği aynı tepkilere denir.

Bu yüzden büyük filozof Heraklit şöyle demiştir: ''Karakterin kaderindir!''

Geçmişte nasıl davranmışsa gelecekte de öyle davranacaktır.

Yaşanmış bir çok güzellikten veya trajediden süzülmüş bir tespiti aktarıyorum: Bir kadının geçmişi, yaşamındaki erkeğin geleceğidir!

Kadınlarda erkekte iyi bir gelecek isterken aslında aradığı şey kendi ve doğacak çocuk(lar) için iyi bir ekonomik gelecek ve iyi bir toplumsal statü arayışıdır.

Bu yüzden şöyle trajik bir tespit vardır:

''Kadınlar şairlere aşık(sever) olur; müteahhitlerle evlenirler.''

Kadınlar ve erkekler geçmiş ilişkilerinin sayısından nasıl bahseder?

Erkeklerin geneli yaşadıkları ilişkilerinin sayısını abartarak anlatır (en az üç katı)

Çünkü; geçmişte ne kadar çok kadın tarafından tercih edildiyse o kadar değerli bir erkek olduğunu vurgular bu durum.

Erkekler özel yaşam perfomans'larını da yalan düzeyinde ifade ederler; konunun ifade ediliş biçimi artık abartıdan çıkmıştır.

Kadınların geneli ise geçmişinde hayatına girmiş erkek sayısını en iyi ihtimalle yarısını söyler.

Çünkü; burada kadın kendini muhafaza ettiğini hafifmeşrep bir tip olmadığını ulaşılması zor ve değerli bir kadın olduğunu vurgulamak ister. Sayılar konusunda iki tarafta yalan silahına başvurur. Fakat gerçekler, ilişki yaşanmaya başlandıkça ortaya çıkar.

Kadın ve erkeklerin ilişkilerdeki fayda dinamikleri nedir?

Kadın, erkeğe özel yaşam verirken, erkek buna karşılık kadına; ilgi, sevgi, değer verme, ekonomi sağlama, güven ve güvence verir.

Kadın dünyasında geçerli para birimi ‘ilgi’dir. Ve çok değerli kadınlar

yoğun ilgi manipülasyonuyla çok çok değersiz erkekler tarafından yoldan çıkartılıyor.

Bazen 15-20 yıllık bazen de 1,5-2 yıllık ilişkiler bu tip rezil erkekler tarafından kirletilip; bitiriliyor.

Çapkınlığı tavsiye etmiyoruz fakat yapılacaksa da bunun da prensipleri olmalıdır. İlişkisi olan, nişanlı, evli hatta ilişkisi yeni bitmiş bir kadına (çünkü ilişkisi tekrar başlayabilir) bir erkek asla bakmamalı, sinsi bir ilgi stratejisi izlenmemelidir.

Erkek kıskançlığı ve kadın kıskançlığının bileşenleri nelerdir?

Erkeğin kıskançlığının kökeni M.Ö. 30.000’li yıllara kadar gider. Temel olarak kadının rahmindeki çocuğun babası kim sorusuna dayanır. Avcı toplayıcı atalarımız kadınlarını mağaralarda bırakıp ava çıktıklarında farklı klandan birinin gelip geride bırakılan kadınla birliktelik yaşamış olma olasılığından; bu duygu tetiklenir.

Erkek kendisinin olmayan bir çocuğa zaman ayırmak, duygusal ve ekonomik yatırım yapmak istemez. İlişkilerinde erkeği en çok yıpratan duygu budur. Erkeği iyi tanıyan bazı tecrübeli (!) kadınlar bir ilişkinin kontrolünü ele geçirmek veya ilişkiyi bitirmek için kıskançlık manipülasyonlarıyla erkekle oynarlar.

Bu tarz ilişki denkleminde; ilişkiyi sonlandırmak elzemdir.

Çok değerli bir varlık olan kadının, ruhen dejenere olmuş versiyonu, bazı kadınlarla maalesef evlilik veya uzun süreli ilişki yaşayan erkekleri bekleyen en büyük acılara, bu kıskançlık kapısından giriş yaptırılıyor.

Kadındaki kıskançlığın kökeninde ise sevdiği erkeği başka bir kadına kaptırma kaygısı (anksiyete) olmakla birlikte aslında hayatındaki erkeğin ona sağladığı ekonomiyi, ilgiyi, sevgiyi, değer vermeyi ve sağladığı güvenceyi artık başka bir kadına verecek olmasıdır.

Sonuç olarak kadın ve erkek kıskançlığının bileşenleri ve yaşanma yoğunluğu çok farklıdır. Erkeğin bu duygusu kesinlikle çok daha şiddetlidir.

Kadın ve erkeğin yaratılış donanımlarından bahseder misiniz?

Kadının yaratılış donanımının yüzde 80’i üreme (doğurganlık) üzerine, yüzde 20’si yaşamsal beceriler edinme üzerinedir.

Erkeklerin ise yüzde 80’i yaşamsal beceri edinme, yüzde 20’si üreme üzerinedir.

Bu yüzyılda erkek kalitesinin aşırı düşmesinden kaynaklı kadınlarda erilleşme, erkeklerde dişilleşme çok yüksek boyutlara taşınmış durumda. Bu bilgiler ışığında kadın dünyaya hazır doğar; erkekler ise kendilerini yetiştirerek hazır hale gelmek zorundalar!

Kadınlar aşık olabilir mi?

Bana göre aşık olabilen kadın sayısı çok azdır ve bunlar çok değerli varlıklardır. Kadın sevebilir fakat aşık olan erkektir.

Sevme bir sebebe, faydaya binaendir. O sebep ve fayda unsuru ortadan kalktığı an sevgi biter.

Aşk ise bir sebep ve fayda varken veya bu sebep ve fayda yok olduğunda da devam eden yoğun coşkulu sevme halidir.

Dünya edebiyatına bakılırsa aşk literatürünün hemen hemen hepsi

erkeklerin eseridir.

Aşk konusundan devam edeceğiz…