5- Narsist kadınlar: Her insan barındırdığı ego ve egosal nitelikler hasebiyle narsistir. Belli bir ölçekte bu normal karşılanır. Fakat bu sınırın aşılmasıyla bireyi ilkel(primitif) doğası yönetmeye başlar. Bireyin 4 yaşları civarında yaşadığı Egosantrik (Evrenin merkezinde kendini görme durumu) aşamanın sağlıklı bir şekilde yaşanmamasından kaynaklanır. Bu bilgiler ışığında Narsizm iki ana nedene indirgenerek izaha kavuşturulabilir.
1- Bireye çocukluğunda özel ve çok yoğun ilgi ve sevgi verilmiştir.
2- Birey  çocukluğunda ilgisiz ve sevgisiz bırakılmıştır.

Bu iki olasılıklı psikolojik deformasyon durumu kişinin ego yönetiminin sağlıksız bir işlevle iş görmesine neden olur. Birey(kadın-erkek) kendini bir üst aşamada hayal eder. ‘’Büyüklenmeci’’(Büyüklenmecilik büyük bir ruhsal hastalıklıktır. Kendim başta olmak üzere hemen hemen her insanda gözlemini yaptığım bir duygu durumdur. Kişi büyüklenme duygusuna kendini kaptırdığını farkettiği an şunu bilmelidir; duygusal benliği devrededir ve mantıksal benliği devre dışıdır. Ve orada ve o anda alınan bir karar veya girişilen bir eylem hem bireysel çıkara hem de toplumsal yarara zarar verecek mahiyettededir.) bir tarzla insanlara bakar. Bu da haliyle insanları sağlıklı bir psikolojik düzlemde ele almadığını gösterir ve kişiler arası sağlıklı bir bağın kurulamadığı anlamına gelir. Narsizmle ilgili ileri düzey okuma yapmak isteyenler için Heinz Kohut’un bu konuda çığır açıcı kitaplarını tavsiye edebilirim. Bu verilerden hareketle yukarıda izahını yapmaya çalıştığım psikolojik rahatsızlığa sahip bir (kadınla veya erkekle)  uzun ilişki veya evlilik ilişkisi kurmak zamana yayılmış bir intihar girişimi ve senaryosudur! 
Kadınlar neden ‘dırdır’ yapar?
Bundan önceki 4 yazımızda da vurguladığımız gibi kadın türümüzün en sağlıklı genetiğe sahip bireylerini doğurmak gibi kutsal bir misyona sahipti. Bundan dolayı yaşamlarına aldıkları erkekleri veya evlenip çocuklarını doğurdukları erkeklerin, doğru erkekler olup;  olmadıklarını bilinçaltı düzeyde kaygı eşliğinde sürekli test ederler. ‘Dırdır’ aslında bilinçaltının kadının misyonunu doğru ifa edip (doğru erkeği seçip seçmediğinin) etmediğinin mırıldanmalaradır. Evlilik veya ilişkinin içinde çıkan sorunları erkeğin çözmeye dair kondisyonunu beğenmeyen kadın sürekli şikayetçi bir yaklaşım sergiler. Aslında bilinçaltı kadına huzur vermemeye başlamıştır; kadında erkeğe!  Görüldüğü gibi halk dilindeki ‘dırdır’ olayı aslında basit ele alınacak; ucuz bir erkek şikayetçiliği ve alaycılığıyla ifade edilecek bir olgu değildir… 
Kadın, erkek arkadaşlığı olabilir mi?
Cevabım büyük bir netlikle hayırdır. Bu kadından dolayı değil erkeğe hükmeden biyolojik donanımdan dolayıdır. (Erkeklerin çok çok az bir kısmını dışında tutarak söylüyorum ki bunlarında kadına erişim sorunu olmadığından.)  Erkeğin kirli zihni kadına hep özel yaşam objesi olarak bakar ve türlü sinsi ve ezik metodlarla bunu elde etmek ister. Kadınlarda bunu bilir ve bu tür beta faz erkekleri ‘pervane’ olarak etraflarında tutarlar. Kadında bu tür erkeklerden şöyle yararlanmak ister veya yararlanır: Kadının ataerkil toplumda yaşadığı sorunları çözmek ve yaşamın getirdiği ağır psikolojik yükü hafifletmek için bu naylon erkeklerin sahip olduğu toplumsal ilişki ağlarından istifade eder. Bir de ekstra olarak kadın karşı cinsten alacağı ilginin büyük bir kısmını bu yıkık erkeklerden alır. Bu ezik erkek modeli kadını kullanabileceğini düşünürken, kadın onu defalarca ve birçok yönden kullanır.
Bazı dejenere ruhlu kadınlar(Dejenere ruhlu kadın ve naylon erkekleri vurgulamamın ana nedeni toplum bazında kadın-erkek ilişki dinamiklerini tahrip etmeleri ve doğasından saptırmalarına vurgu amacıyladır.) yaşamlarında sevdikleri erkek varken bile bunlarla yazışmaya ve görüşmeye devam ederler. Kadının sevgilisi betaysa sorun olmuyor; fakat bu erkek alfa ise bu durumu asla kabul etmez. Alfa karakter İlişkiyi bitirmek ister fakat kadın, alfa erkeğiyle duygusal olarak bağ kurmuşsa; ilişkiyi bitirmemek için ekstra çaba sergiler.  Kadın ilişkiyi bir şekilde ayakta tutmayı başarırsa da alfa bu durumu öğrenir öğrenmez kadını aldatmaya başlamıştır bile.  Belli bir süre sonrada o ilişki kesinlikle bitecektir…

Dost olma ve dost kalmanın kadın ve erkek dünyasındaki önemi nedir?
Dostluk erkeklerin dünyasında önemli bir kavramdır. Kökeni M.ö 30000’li yıllara kadar gider. O dönemdeki avcı-toplayıcı atalarımızın erkekleri ava çıktıklarında en az iki kişiyle vahşi bir hayvanı avlamaya çalışırlardı. Bu kişilerden biri korkup kaçtığında vahşi hayvan tek tek sırayla her ikisini de avlardı. İşte dostluk yani zor koşullarda birine sırtını dayama ihtiyacı bu kadar kadim bir geçmişe sahiptir. Ve eril dünyada ikili ilişkilerde çok önemli bir olgudur. Dünya üzerinde illegal veya legal amaç güden erkek organizasyonlarında bu kavrama aşırı önem verilmesinin nedeni bu kadim geçmişe dayanır. Dişil dünyada ise dostluğa pek önem verilmez ve en önemsiz bir çıkar çatışmasında da dost kadınlar en sert düşmanlığa savrulur. Kişisel gözlemime dayalı önemli olduğunu düşündüğüm bir tespitle bu konuyu kapatacağım: Eril enerjisi, dişil enerjisinden yüksek bazı kadınlar tanıdım dostluğa verdikleri değer; dişil enerjisi, eril enerjisini bastırmış naylon erkeklerden daha fazlaydı. Üzücü olan bu iki sınıf insanın da kendi doğasına yabancılaşmasıydı! İnsani dayanışma kültürünün içselleşmesinden değil!
Genel olarak kadınların verdiği söze güvenilmez ve o sözler çoğunlukla tutulmaz. Söz duygusallık zemininde verildiği için, anlık verilir ve koşullar değiştiği an verilen söz de unutulur. Kadınların rasyonaliteye dayalı bir istikrardan mahrum olmalarından kaynaklıdır bu durum. Bu tespitim kadına ve kadınlığa asla hakaret değildir; doğalarındaki yasaları açıklama girişimidir.
Söz verme ve sözünü tutma eril dünyanın seçkinleri olan alfa erkekler içindir ve sözleri bağlayıcıdır.
Hangi erkeklerle uzun ilişki veya evlilik ilişkisi yürütülemez?
1-Annesiyle sağlıklı bağ kuramayan erkekler: Erkek dünyaya gözünü açtığı an sahip olduğu eril özün ilişkileneceği ilk dişil öz annedir. Bu ilk aşamada sağlıklı bir bağ kurulamazsa yetişkinliğinde kadınlarla geliştireceği ilişkilerde sağlıklı bir bağın kurulamadığını görüyoruz.
Devam edeceğiz…