Ne demişti ve ne dedik?

 Mustafa Kemal Atatürk ne demişti?

“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar (sonsuza kadar yaşayacaktır!) kalacaktır!”

Başka?

“Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir!”

Bir söz daha alalım;

“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına TÜRK MİLLETİ denir!”

Nazım Hikmet ne dedi?

“Dört nala gelip uzak Asya’dan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim

Kapansın el kapıları bir daha açılmasın/Yok edin insanın insana kulluğunu/Bu davet bizim”

Seksen beş milyon olarak ne dedik?

“Yaşasın Cumhuriyet!” Ve ekledik;

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”

Türkiye Cumhuriyeti, 100. Yılını geride bırakırken tek yumruk oldu. İller, ilçeler, köyler… Kuzeyden güneye, doğudan batıya tüm yurt ay yıldızlı bayrağımızın al rengiyle ve yol gösteren Ay-Yıldızıyla dünyaya bir kez daha haykırdı;

Türkiye Cumhuriyeti, köklüdür/sahiplidir/Sonsuza yürümektedir/Sadece kendisi için değil tüm mazlum milletler için örnektir/Hiç kimse ve hiçbir güç bu gerçeği değiştiremeyecektir!

Binlerce yıllık imparatorluklar, yüzlerce yıllık devrimler geleneğinden geliyoruz. Şimdiki görevimiz olan Milli Demokratik devrimi tamamlamayı da gerçekleştirmek üzere hazırlanıyoruz.

Birilerinin sıkıştıkça başvurdukları ATATÜRKÇÜLÜK (Gardırop Atatürkçülüğü) ya da 1918’lerin ne yazık ki devam eden MANDACI zihniyetleri çırpındıkça batmaktadırlar. “Bu milletten adam olmaz” seslerinin temsilcileri olan, dilim varmıyor ama “Solcular” 29/Ekim/2023 günü ve hatta 28 Ekim’den başlayarak 31 Ekim günü de devam eden CUMHURİYET coşkularını hayretle mi izliyorlar yoksa “Rüyada mıyız?” diye sayıklıyorlar bilemem… Bildiğim ve inandığım tek GERÇEKLİK; Nasıl ki CUMHURİYET kimsesizlerin kimsesidir, BİZLER de Cumhuriyetin sahiplenenleri, sorumluluk yüklenenleri ve geleceğe taşıyanları olarak mutlu ve umutluyuz!

Cumhuriyet, demokratik sistemle oluşturulmuş bir yönetim biçimidir.

Bu tanımlama, kurucu önderimizin tanımlamasıdır biiirr,

Yabancıya ya da yabancılara bel bağlamanın ya da el açmanın kabul edilemeyeceğini, Amasya Genelgesi ile açıklayan da… Ve bunu DAVET şiiriyle bir kez daha seslendiren de Nazım Hikmet’tir, ikiii…

“Biliyoruz,” diyorsunuz, duydum sesinizi, eee o zaman; yok efendim 7. Ok diye Bağımsızlık uydurmacası, (Atatürk İlkelerinin altısının da temelinin “Bağımsızlık” kaynaklı olduğunu bilmiyor olmamalısınız…) NATO’nun avukatlığına soyunup, İsveç’in üyeliği için ikna çalışmaları ne demek oluyor?

Millete güvenmemek, ABD emperyalistleriyle aşık atmak ya da daha yumuşak haliyle ayaklarınız üzerinde durmaya çalışmak çok mu zor?

“Mustafa Kemal’in Askeri” isek gereğini yapalım… Milletin gerisinde kalmak üzecekse…

Saadet Pesen 

[email protected] 

3/Kasım/2023 İmece