“Kültür emperyalizmi” diyoruz ya, bu saldırının, milletlerin dilleriyle başladığını da biliyoruz.
Dil, MİLLETLEŞME yolunda olan halkların, toplumların ortak anlaşma aracıdır. Eğer dile saldırılar yoğunlaşırsa ve uygulamaya konulabilirse, toplumda çarpıklıklar, ortak inanç, duygu, gelecek arzusu ve mücadelesi de yara alır…
Önce “Yabancı dilde eğitim,” ilgi odağı haline getirildi. İngilizce bilmemek ayıplanır oldu. Kreşlerden başlayan İngilizce eğitimler yurdu sardı…
İşyerlerinin adlarını, okuyamaz ve anlayamaz hale geldik…
Bu ülkede yaşayan seksen beş milyon insan “Türk Milleti” iken, “Türkçe” ortak anlaşma dili iken, mezhep, dil ayırımcılıkları ve her defasında emperyalistlerin maşaları aracılığıyla önümüze sürüldü.
Bunlara DİLBİLGİSİ dersini de katmamız gerektiğini yeni öğrendim. Nasıl mı? Hep birlikte inceleyelim;
“EŞİT” kelimesinden başlayalım. TDK diyor ki; “Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan”
Katılıyorum. Ya da şimdiye kadar bildiğim-bilinen tanımla çakışıyor.
Şimdi de AZ EŞİT ne demek ona bakalım; mademki iki ya da daha fazla olan için aynı haklardan yararlanma ise EŞİT olmak, AZ EŞİT ne olabilir?
Tuhaf ya da saçma mı geldi size?
Eşitlikse eşitlik az olan eşitlik nasıl oluyor peki? Diyorsunuz değil mi? Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Bu nedenle de sizlerden yardım istiyorum. “Az eşit” ne demek?
Şimdi de “Nereden çıktı bu,” diyorsunuz değil mi?
“Öğrenmenin (!) yaşı yok kıymetli dostlar! YCHP, CHEDEP… yeni Genel Başkanı Özgür Özel, bu haftaki grup toplantısında; önce Kürtlerin ve daha sonra da Alevilerin “Az eşit” olduğunu söyledi. O gün bu gündür düşünüyorum, anlamaya çalışıyorum, bulmaya çalışıyorum, araştırıyorum, yok…yok…
Dilbilgisi kurallarına uygunluk yok!
Peki yaşamımıza uygun mu?
Somutlaştıralım;
Anne tarafından Kürt kökenli Turgut Özal Cumhurbaşkanlığı makamına kadar çıktı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kürt kökenli milletvekilleri var, (Hatta Kürdistan kurma hayallerini bile seslendiren)
Ülkemizin her yanında her tür öğrenimi gören, görmekte olan, radyo, televizyon kurabilen, gazete çıkaran, işyeri açan, öğretmen, avukat, doktor, mühendis…olan, olmaya çalışan… Ne saçmalıyorum ben ya? Bu ülkedeki her birey, doğar, büyür, okur, ülkesine-milletine emek verir… hiç kimse dininden, dilinden, mezhebinden kaynaklı bir engelleme le karşılaşmaz! Hiç kimse “Az öğretmen, az milletvekili, az cumhurbaşkanı…” olmaz!
Önce dilimizi öğrenelim!
Dilbilgisi kurallarını bilelim!
Toplumun öncüsü isek bu görevimizin katlandığını fark edelim!
“Yaranmak” adına yanlış yapmayalım! Çünkü bu MİLLET her şeyin farkındadır! Çok iyi dinler, çok iyi anlar, çok da iyi ders verir!
Ayakları bu topraklara basan, ulusal değerleri sahiplenen, at gözlükleri takmak yerine gözlerini dört açan Türk Milleti’nin her ferdi gerçekleri net biçimde görür, anlar, notunu verir!
Yardımlarınız için teşekkürler…